Bölüm 19

99 12 28
                                    

SEOKJİN

Yattığım yerden, duyduğum gürültüyle uyandım. Saçlarımı karıştırarak yataktan kalktım. Parmaklıkların diğer tarafında büyük bir kargaşa vardı. Parmaklıklara doğru yürürken çıkan garip sesle kapı aralanırken, kafamı uzatıp etrafa baktım.

Bizim grubun geri kalanı da aynı şekildeydi. Onlara işaret edip, temkinli adımlarla 'kafes'imden çıktım ve yürümeye başladım. 

Yürüyorduk ama kimse bizi umursamıyordu. Herkes çok meşguldü. Bir süre sonra zaten ben de tedbirli olmayı kesmiştim. Merkezin ana salon gibi olan kısmına geldiğimizde, koltukta oturup kafasına buz paketi koyan Chanyeol ve eli saçında olan, ki bunu sadece gergin durumlarda yapardı, Nana'yı gördük.

Salona girmemizle, odamızdan çıktığımızdan beri ilk kez birileri bize bakmıştı.

"Kızlar nerede?"Nana'nın sorduğu soruyla bakışlarımı Namjoon'a çevirdim. Lider olarak öne geçip Nana'nın sorusuna cevap verdi.

"Geldiğimizden beri kafeste tutuluyoruz. Nereden bilebiliriz?"

"Kızlar gitmeden önce sizinle konuşmuşlar. Şimdi beni kandırmayı kesip, kızlara ne halt anlattığını söylemeni istiyorum."

Namjoon, Nana'nın bulunduğu kısma geçmek için inilmesi gereken merdivenlere yöneldiğinde arkamdaki duvara yaslanıp kollarımı göğsümde birleştirdim. 

Kızların yaptığı minik çapraz sorgu sırasında, ben bir şey dememiştim. Ama Namjoon anlaşılan Chaeyoung'un ismini vermişti. Kızlar da Nana'nın yalan söylediğini anlayıp, burayı terk etmişlerdi.

Tam da plana göre.

Yanıma geçip, benim gibi duvara yaslanan Jungkook'a döndüm. Bir şey söyleyecek gibiydi. Eh, birlikte fazlaca zaman geçirmiştik. Hepsinin hareketlerinden sonraki hamlelerini çıkarabilirdim. O da bana baktığında, ellerini hırkasının cebine koyarken sadece benim duyabileceğim şekilde konuştu.

"Pişman olacağımız bir şey yapmaktan çok korkuyorum."

"Korkmana gerek yok. Pişman olmayacağımız bir şey yapıyoruz."ses tonumdaki netlik onun cevap veremeyeceğini kanıtlıyordu.

"Ah, çok bir şey değil. Ulusal güvenlikteki köstebeğinin adını verdim sadece."

"Ulusal güvenlikte adamım mı var? Bak ben bilmiyordum bunu."Nana alaylı ifadeyle konuşurken Namjoon merdivenleri inmiş, Nana'nın tam önünde duruyordu.

"Kızları nereye yolladınız?"Nana'nın birden ciddileşen tavrı karışısında kaşlarım kalkmıştı. Kızları da kendisine benzetmişti.

"En son iskeleye bıraktıkları arabadan inerken görülmüşler."Chanyeol oturduğu yerden konuştuğunda bir ara hepimizin bakışları ona kilitlenmişti.

"O halde, uzun zaman önce yapmış olmaları gereken şeyi yapmışlar. Kaçmışlar."

"Amacınız ne?"kafasını hafifçe sağa yatırmış olan Nana dikkatle Namjoon'u süzüyordu.

Namjoon alayla gülümseyip, konuştu.

"Sevdiğimiz kişileri senden, senin elinden kurtarmak."dedi ve kaşlarını kaldırıp devam etti.

"Ve anlaşılan başarmışız."

"Bak aptal tavırlın umrumda değil. Kızlarımı geri istiyorum."

"Ee? Buna ne yapmamızı bekliyorsun?"

"Kızlarımı bulmanızı istiyoruz."

"Neden bunu yapalım?"

Ma City ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin