Bölüm 25

98 11 19
                                    

HANDONG

Başım çatlarcasına ağrırken gözlerimi yavaşça açtım. Yaşadığımız şeyler gözümün önünden film şeridi gibi geçerken, gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.

Kafamı arkamdaki duvara yaslayıp, nefes alışverişimi düzenlemeye çalıştım. Bangtan'ın bir anlık intikam arzusu yüzünden ne haldeydik.

Sonunda kendimi biraz toparladığımda, bakışlarımı etrafta gezdirdim. Boyası dökülen küçük bir odadaydım.

Bu Nana'nın bizi kapattığı kutu odalardan daah küçüktü. Hiçbir şey yoktu. Ne bir pencere, ne bir yatak, ne bir sandalye...

Resmen bir kutunun içerisine konmuştum.

"Sana tek bir kelime etmeyeceğimi biliyorsun değil mi?"Siyeon'un sesini duyduğumda ayağa kalkıp duvara yaslanmak, sesleri dinlemek istedim.

Ama bir köpek gibi ellerim arkamdan birbirine bağlanmış. Yetmezmiş gibi bir de duvarda bir şey bağlanmıştım.

"Seni şerefsiz piç!"dedikten sonra acı dolu çığlığını duymuştum Siyeon'un.

Ellerimle kulaklarımı kapatmak istemiştim.
Yapamamıştım.

"Hayır... Hayır... Hayır..."kendi kendime konuşurken göz yaşlarım akmaya başlamıştı.

Dizlerimi kendime çekip, kafamı dizlerimin üzerine koydum.

Yok olmak istiyordum.
Silinmek, kaybolmak...

Birden bulunduğum odanın kapısını tutan kilitler tek tek açılmaya başladığında, sıranın bana geldiğini anlamıştım.

*******
TAEHYUNG


"Ne bok yediniz siz?"sinirle bağırdığımda, karşımdaki 'üyelerim' hiçbir şey demeden bana bakıyordu.

"Nasıl böyle bir şey yapabildiniz amına koyayım? Hiç mi vicdanınız sızlamadı? İntikam gözünüzü bu kadar mı kör etti?"sinirle elimi saçıma atmıştım.

Sinirden köpürüyordum ama karşımdaki aile dediğim altı bencil şerefsizden ses çıkmıyordu.

"Neden amına koyayım? Neden? Kızların suçu muydu oraya düşmemiz? Ne bokuma ulusal güvenliğin başındaki adamla anlaşma yaptınız? Ne yaptığınızı da bilmiyorum, orası ayrı."ben burnumdan solurken, Krystal ve Nana odaya girdi.

Masadaki yerime oturmayıp, kapının kenarına geçtim.

Azar işitecek olan ben değildim, onlardı.

Krystal, bakışlarını tek tek 'sevgili' üyelerimin üzerinde gezdirdikten sonra gayet sakin bir şekilde konuştu.

"Anlaşmanız neydi?"

"Jessica ve sen bizi ulusal güvenlikten kurtardıktan sonra Taemin bize ulaştı. Dreamcatcher'ı öldürmek istediğini söyledi."Namjoon liderliği gereği açıklama yaparken, sinirle yumruğumu sıktım. Şuan, onların boktan suratlarına bir yumruk atmak için her şeyi yapabilirdim.

"Kabul ettiniz mi?"Krystal'in tüyler ürpertici sakinliği şahsen bana yardımcı olmuyordu.

"Evet. Ama Faz 2 baskınından sonra, Yoongi Taemin'le konuştu ve öldürmek yerine ulusal güvenliğe verme konusunda anlaştık."

Ma City ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin