Bölüm 9

116 12 12
                                    

SİYEON
(İki hafta sonra)

"Pekala sürtükler, iki haftadır yoktum. Ne haltlar yedik?"toplantı odamıza her zamanki neşemle giriş yaptığımda kızlar gülmüşlerdi.

Sandalyelerden boş olana oturup, konuşmak için hazırlık yapan Gahyeon'a döndüm.

"Bangtan'ın bir sonraki sevkiyatı yapacağı yeri buldum. Yani bulduk. Ama kiminle yapacakları belli değil."

"Güzel."kafamı olumlu anlamda sallayıp, devam etmesini bekledim.

"Önce yeri belirleyip, sonra alıcıyı buluyorlarmış. Ve şuan bir alıcıları yok."

"Tamam. Alıcı biziz."dediğimde tüm bakışlar bana dönmüştü.

"Hadi ama! Aptal değilim ben! Yoongi'yle aram kötü diye sizi Bangtan'dan nefret etmeye zorlayamam. Onlarla konuşmak sizin hakkınız. Oraya gideceğiz ve siz çocuklarla konuşacaksınız."

"Saçmalama Siyeon. Bu hepimizi riske atmak-"göz devirip Yoobin'in sözünü kestim.

"Ne yani, eline Namjoon'la konuşma şansı geçecek ve sen bunu görmezden mi geleceksin?"Yoobin önce biraz duraksamıştı ama toparlanıp konuşmuştu.

"Bu tehlikeli."

"Ama değer."dedim tek kaşımı kaldırırken.

"Neden bu kadar uğraşıyorsun?"Handong'un sorusuyla hafifçe gülümserken cevap verdim.

"Çünkü size değer veriyorum. Benim yüzümden mutsuz olmanızı istemiyorum."

"Bir, mutsuz falan değiliz. İki, bu planı öylece kabul etmek mantıklı değil. Üç, Nana'ya söylemeliyiz. Ve dört, sen delisin."Bora uzunca konuştuğunda ona sadece öpücük atıp göz kırpmıştım.

"Neyi bana söyleyeceksiniz? Siyeon'un size çöp çatanlık yapma fikrini mi?"birden açılan kapıyla bakışlarımız o tarafa dönerken Nana saçlarını savura savura odaya girdiğinde gülümsemiştim.

Evet, Nana ile bazen hatta çoğu zaman kavga ederdik ama o bizim için her zaman bir anne figürü olmuştu. Bizi bugünkü halimize çeviren oydu. Yalan söylemeyeceğim, şuanki halimden fazlasıyla memnundum.

"Tabii ki de bana söyledi. Ve ben de izin verdim."Nana kızların meraklı bakışları eşliğinde konuştuğunda bana göz kırpmıştı.

"Sizin onlara ne kadar bağlı olduğunuzu gayet iyi biliyorum kızlar. Bana yalan söylemenize gerek yok. Ayrıca, Siyeon'un da söylemiş olduğunu var sayıyorum, Siyeon yüzünden kendinizi geri çekmeyin. Birisini seviyorsanız, peşinden gidin. Tabii bu birilerine göre zayıflık oluyor ama siz boş verin o birini."Nana lafı bana getirdiğinde hem gülmüş hem de göz devirmiştim. Nana da gülmüş ve konuyu değiştirmişti.

"Size, bu işlere nasıl başladığımı anlatmış mıydım?"Nana masanın başındaki sandalyeyi çekip oturuken konuştuğunda bende oturduğum sandalyemde ileri çıkmıştım.

"Bak ilgimi çektin işte."dediğimde Nana gülümsemiş ve anlatmaya başlamıştı.

"Gayet normal birisiydim. Cidden. Hatta sevgilim bile vardı. Sonra birden, Kwonlar onu kaçırdı. Ajanlık işleriyle en ufak alakası olmayan bir insandım. Ne yapacağımı bilmiyordum. O zamanlar en iyi arkadaşım Jessica'ydı. Hemen ona gittim tabii. Şansa bakın ki, o bu ajanlık işlerin tam ortasındaymış. Jess ve Krystal onu kurtarmışlardı. Tabii ben de onlara bir ton soru sormuştum."deyip gülmüştü.

"Sonra, bu işleri öğrenmeye başlamıştım. Ve kendimi görevlere giderken buldum. Az da olsa sporcu geçmişim vardı, dövüşmeyi öğrenmem fazla zaman almamıştı. Silah kullanımını da Jess bana öğrettiğinde, saha görevlerine başlamıştım. Bilin bakalım ilk saha görevimde kimi bulmuştum?"tüm bakışlar bana dönerken saçlarımı savurup, gözlerimi kırpıştırmıştım. Bu, 'bahsettiği kişi benim, kıskanın' hareketiydi.

"Sonraki görevlerde de sürekli karşıma küçük kızlar çıkıyordu. Bu bebeklerin hepsi bana öyle bağlanıyorlardı ki, onları asla bırakamıyordum. Daha sonra o kızları mükemmel bir şekilde eğittim ve Jess'in oluşturduğu oğlan grubuyla birleştirdim."

"Keşke kek yapar gibi anlatmasaydın."Minji'nin sözüne karşı hepimiz hafifçe kahkaha atmıştık.

"Neyse, en kısa zamanda şu Bangtan işini halledin. Sizin için acayip iyi bir görev ayarlıyorum."demiş ve odadan çıkmıştı.

"Yeni görev ha? Umarım bolca adam pataklayabileceğim bir görev olur."dediğimde Handong bana kaşlarını kaldırıp bakmıştı.

"Ne? Ben adam dövüyorum, sen direk kurşunluyorsun insanları!"

"Kovanların içinde ilaç var ilaç!"

Handong ve ben atışırken Yoobin gözlerini devirmiş ve odadan çıkmıştı.

Ma City ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin