Bölüm 34

96 13 7
                                    

"ŞAKA MI BU AMINA KOYAYIM?"Siyeon sinirden köpürürken planda asla olmayan Bangtan'ın bazı üyeleri, Yoongi, Jimin ve Seokjin sanki büyük bir suç işlemişler de sonuçlarından korkuyormuş gibi kafaları eğik bir şekilde bekliyorlardı.

"Siyeon, bebeğim sinirini anlıyorum ama şuan hiç yardımcı olmuyorsun."dedi demir kapının kilidini açmaya çalışan Yoohyeon.

Kapının kilidinin hizasına ulaşmak için dizlerinin üzerine çökmüştü.

Kapının demir olması ve Yoohyeon'un iki bileği kalınlığında olması, üstüne üstlük Siyeon'un aralıksız karşısındaki Yoongi'ye küfür etmesi hiç yardımcı olmuyordu.

Burada durdukları her an, onları ölüme bir adım daha yaklaştırıyordu. Jackson'un bölgesindelerdi. Her an, Jackson'a haber gidebilir ve baskınlarına baskın yiyebilirlerdi.

"Bu karı da manyakmış ha! İki bileğim kalınlığında kapı yaptırmış. Sanki hazine saklıyor amına koyayım!"Yoohyeon söylene söylene kapının anahtar deliğinden Gahyeon'un yaptığı anahtara benzer şeyi kilit yerinden içeri soktu.

"Şerefsiz! Piç! Ne yüzle karşıma çıkabiliyorsun sen ya?"

Siyeon, durmadan saydırıyordu. Onu Yoongi'ye dalmaması için tutan Minji göz devirdi.

"Ah!"diye bağırdı sinirle. Siyeon'u tutan kollarını gevşetirken,

"Benden günah gitti. Yoongi dayak yemekten ölmek istemiyorsan, arkana dahi bakmadan kaç."demişti.

Nana'dan aldığı haberle Siyeon ve Yoongi'nin göreve çıkacağını öğrenmişti Minji. Evde durmaktan sıkıldığı için göreve çıkmak istemişti.

Normal insanlar canları sıkılınca yeni hobiler bulurdu. Minji ise göreve gidiyordu.

Hangi işleri normaldi de bu normal olacaktı?

Siyeon, kendisini tutan kollar yok olunca hiç düşünmeden karşısındaki Yoongi'ye doğru koşmaya başlamıştı.

Yoongi ise şaşkınlıkla kaşlarını kaldırmış, yaklaşık üç yılın sinirini ondan çıkarmak için üzerine koşarak gelen Siyeon'dan Minji'nin dediği gibi arkasına bakmadan koşmaya başlamıştı.

Yoohyeon sadece bir anlığına ormanlık alanda eski deponun etrafında ebelemece oynayan ikiliye baktı. Daha sonra göz devirip, kilitle uğraşmaya devam etti.

"Ji, bana saati söyle."dedi Yoohyeon.

Minji kolundaki saate baktı ve Seokjin'le aynı anda konuştu.

"18.43"

"18.43"

Minji kısa bir anlığına da olsa Seokjin'e baktı. Ve göz devirdi.

Nefret ediyordu ondan.
İmkanı olsa bunu her fırsatta ona hatırlatırdı.

"Ay sikeyim ama!"Yoohyeon sinirle kendisini yere attı.

Bilmem kaç dakikadır boktan kapıyı açmakla uğraşıyordu. Ama Boah paraya kıymıştı.

Jimin yerde oturan Yoohyeon'a tek kaşını kaldırarak baktı. Yardım teklifinde bulunsa Yoohyeon annesinden ebesine kadar söverek reddedecekti. Bunu daha önceki denemelerinde yaşamıştı.

Ma City ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin