Bölüm 22

101 15 19
                                    

YOOHYEON

"Cidden, bu kadar aptal olduğumu düşünmedin değil mi?"dedim duraksarken.

Şöfor koltuğunda Jimin'in oturduğu, benden taraftaki camının açık olduğu siyah araba fren yaparken Jimin gülümseyip arabadan inmişti.

"Denemeye değerdi."dediğinde göz devirdim.

"Nana sizi çıkartmış. Şaşırmadım. Jess için her şeyi yaparsınız."

"Zekisin."

"Biliyorum. Ve geri dönmeyeceğim."

"Evet döneceksin."deyip belinde duran silahını kavradı. O silahı bana doğrulturken ben ondan hızlı davranıp, silahı elinden çekmiştim. İstediğinin tam tersiydik.

Jimin daha ne olduğunu anlayamadan, tetiği çektiğimde karşımda yere yığılmıştı.

"Ben sadece hacker değilim seni aptal."diye mırıldandım duymayacağını bilsem de.

O sırada arabadan gelen sesle doğrulup arabaya yöneldim. Ön koltukta bir telsiz vardı. Yanılmıyorsam konuşan Namjoon'du.

"Plan değişikliği. Vereceğim adrese gelin. Kızlarla birlikte."

Kaşlarımı çatıp, telsizi elime aldım.

"Neden plan değişti?"ses büyük ihtimalle Yoongi'ydi. Telsizde çoğunlukla ses değişirdi. Ben yine de tahmin etmiştim.

"Gelince konuşuruz."dedi Namjoon ve adresi verdi. Adresi unutmadan telefonumdaki navigasyona yazdıktan sonra yerde baygın yatan Jimin'e döndüm.
Onu arabaya sokmam gerekiyordu.

"Yolculuğa hazır mısın Park Jimin?"dedikten sonra onu kollarının altından kavrayıp, çekiştirmeye başladım.

Zar zor onu arabada arka koltuğa yatırdıktan sonra şöfor koltuğuna geçip motoru hala çalışan arabayı ormanlık alandan çıkardım.

Telefona girdiğim adresi açıp, navigasyonun beni yönlendirmesine izin verdim.

Anlaşılan, Bangtancatcher asla ayrılamıyordu.

***

Navigasyonun beni getirdiği yer, Yoobin'in eski eviydi. Kaşlarımı çatıp, arabayı kapının önüne uğraşmadan park edip yan koltuğa bıraktığım Jimin'in silahını aldım.

Her şeye hazırlıklı olmalıydım.

Topladığım gri saçlarımı sıktırıp, silahı iyice kavradıktan sonra arabadan indim.

Arabanın kapılarını kilitleyip anahtarı cebime attım. Silahı belimin hizasında tutarak eve ilerledim. Mahallede insanlar yaşıyordu. Dikkatli olmalıydım.

Kapıya ulaştığımda, hafif aralıktı. Kapıyı açtım ve silahımı doğrulttum.

"Hassiktir!"dedim gördüğüm manzara karşısında.

Nasıl anlatabilirdim...
Bangtancatcher bir aradaydı.
En olmaması gereken zamanda.
Daha da önemlisi, Siyeon koltukta baygın şekilde yatıyordu. Yoongi onun başındaydı. Namjoon ve Yoobin tam karşımda, yan yanalardı ve birbirlerini öldürmeye çalışmıyorlardı.
Handong ve Taehyung her zamanki gibiydi. Vıcık vıcık sevgililer. Öğk.
Jungkook koltuğun kenarında oturmuş, hafif morarmış elmacık kemiğine buz paketini koyuyordu. Gahyeon ise eserine gururla bakan bir ressam gibi Jungkook'a bakıyordu. Buradan Jeon'u pataklayanın bizim kız olduğunu anlayabilirdim. Kolayca.
Bunlar dışında çoğu benzerdi.
Seokjin'in gözünün içine bakan Minji, Hoseok'la birlikte bir paketten cips yiyen Bora.

Ma City ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin