Bölüm 23

93 13 10
                                    

MİNJİ

"İlk olarak, siz kafayı yemişsiniz. İkincisi, hayır. Hayır amına koyayım! Hayatımı, beni oraya tıkmak isteyen bu psikopatla oraya giderek riske atamam!"

"Sikeceğim seni de psikopatını da! Şuan tek derdim Jessica'yı oradan çıkartmak. Kafanda kuruntu yapıp durma."

"Siktir git! Daha iki saat önce bayılttın beni!"

"O zaman farklıydı!"

"Nesi farklıydı? Eğer Eunhee olmasaydı, Namjoon asla Yoobin'i ulusal güvenliğe vermekten çekinmezdi. Eunhee var diye fikrini değiştirdi! Senin fikrini değiştirmen için hiçbir sebep yok Yoongi!"

"Var!"

"Ne var? Ah, lütfen. Bana sakın sana aşığım, eskisi gibi olalım tatavaları yapma. Gözlerindeki nefreti görebiliyorum."

Siyeon ve Yoongi birbirlerini öldüremedikleri için bağıra bağıra kavga ederken, Yoongi Siyeon'un son söylediğiyle duraksamıştı.

Aynıydı. Sadece intikam istiyordu.
Ve biz şuan onlarla aynı masadaydık.

"Abartmaya gerek yok. Gideriz, Jess'i alır çıkarız."tam karşımda oturan Seokjin konuştuğunda artık sessiz kalma sürem dolmuştu.

"Abartma mı? Şuan sizlerle aynı masada oturmamız bile bir saçmalıkken, sen ulusal güvenliğe baskına gitmemizi bu kadar rahatça nasıl anlatabiliyorsun? Size güvenmiyoruz."dedim kollarımu göğsümde birleştirirken.

Seokjin derin bir nefes alıp gözlerinin devirirken, Yoohyeon önündeki bilgisayardan birkaç işlem yaptıktan sonra konuştu.

"Yaptığım araştırmaya göre, ulusal güvenliğin o aşırı gizli sahibi Lee Taemin'miş."

"Peki sen nasıl buldun bu aşırı gizli sahibi?"dedi Handong dirseğini masaya koyarken çenesini de eline yaslamıştı.

"Eh, güvenlik sistemini yapan adam tam bir malmış anlaşılan. Jimin bile kolaylıkla çözebilirdi."

"Gururum okşandı."demişti Jimin Yoohyeon'un cevabına göz devirerek.

Nana'nın ortamdaki boş muhabbete sinirlendiği her halinden belli olurken, elini sinirle masaya vurdu ve konuştu.

"Bakın, isteyin ya da istemeyin Jessica'yı kurtaracağız."dedi ve devam etti.

"Bunun için de Bangtan ve Dreamcatcher'ı yeniden birleştiriyorum, Bangtancatcher projesini yeniden başlatıyorum."gözlerim şaşkınlıkla açılırken, Siyeon sinirle oturduğu yerden kalktığında sandalyesi gürültüyle yere düşmüştü.

"Hayır! Kesinlikle kabul etmiyorum! Onlarla yeniden grup olmayı açık bir şekilde reddediyorum. Eğer böyle bir grup oluşacaksa, ben yokum!"Siyeon sinirle  konuştuğunda masanın başındaki sandalyede oturan Nana kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Size seçme hakkı sunmadım."

"İşler kızışacak desene."diye mırıldanan tam yanımda oturmuş Gahyeon'a göz devirdim.

Hepimiz bu durumdan nefret ediyorduk. Hepimiz kendimize ait hayatlara sahip olmak istiyorduk. Ama Nana'mız varken bu mümkün değildi.

Ma City ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin