Bölüm 4 - Teklif

1.3K 150 42
                                    

Hailey önceden özellikle seçip ayırttığı, restoranın en kuytu köşesinde kalan masada Damon'ın çektiği sandalyeye otururken gülümsedi. Şansı ona yardım ediyordu. Oturdukları yer o kadar iyiydi ki, buradan sadece dikkat çekmemekle kalmıyor üstüne kapıdan girenleri ve diğer masalarda oturanları da rahatlıkla görebiliyordu. Zaten yemek yiyenler de çoğunlukla çiftler oldukları için birbirlerinin gözleri hariç etrafa pek baktıkları söylenemezdi.

İkili yemeklerini sipariş etmiş beklerken Hailey gergin bakışlarla belki de yüzüncü kez kapıya doğru döndüğünde Damon da dayanamayarak genç kadının bakışlarını takip etti ve bu defa neler karıştırdığını merak ederek sordu.

"Hailey, gelmesini beklediğin biri mi var?"

Genç kadın anında toparlanarak son derece şüpheli bir şekilde elini ensesine götürdü.

"Hayır, sadece dalmışım."

Damon gördükleri karşısında meselenin kesinlikle başka olduğunu düşünse de- yani, Hailey onun gibi profesyonel bir yalancıya yalan söyleyebileceğini düşünüyorsa çok yanılıyordu- sesini çıkartmayıp soğukkanlı bir şekilde arkasına yaslandı ve etrafına bakınmaya başladı. Restorana dingin, romantik bir atmosfer hâkimdi ve itiraf etmeliydi; son derece şık ve görkemliydi. İleride açacağı restoranın tıpkı burası gibi ışıltılı ve seçkin olmasını istiyordu. Vişneçürüğü kadife döşemeler, lame kumaşlar, simler, gümüş takımlar, kristal bardaklar... Her şey bir renk cümbüşüydü ama aynı zamanda bir ahenk içinde akıp gidiyordu.

...............................................................

Birkaç dakika sonra yemeklerini yerken Hailey aralarındaki garip sessizliği doldurmak için Fabien'e mesleğinin ne olduğunu sormuş ve aşçı cevabını aldığında şaşırmıştı.

"Dışarıdan bakıldığında hiç de aşçıymış gibi durmuyorsun." dedi, bal rengi gözleri iri iri açılırken.

"Hımm-" dedi Damon tek kaşını ciddiyetle kaldırarak. Genç kadınla uğraşmak hoşuna gidiyordu. "Bunu bana her yemek kitabı okuyan aşçı olmalı diye bir kural olduğunu sanmıyorum diyen biri mi söylüyor?"

Hailey kahkaha attı. "Hafızan baya iyiymiş. Evet, sanırım dış görünüşe bakarak hemen karar vermemek gerekiyor. Ama ne bileyim, bende böyle sanki çok soylu bir aileye mensupmuşsun da çalışmak yerine bol bol tatil yapıyormuşsun gibi bir his uyandırdın."

"Çok ilginç bir saptama." dedi Damon inci dişlerini ortaya seren bir gülüşle. "Bu yorumunu pahalı takım elbiselerime mi borçluyum yoksa?"

"Sayılır. Bir parça o yüzden bir parça da eğer bir işin olsaydı şu an Paris'te kafana göre kalıp tatil yapmak yerine çalışıyor olurdun diye düşündüm."

"Ama bu varsayıma göre sen de işsiz sayılıyorsun. Senin de kafana göre nişanlının arkasından Paris'e geldiğin düşünülürse..."

Damon, genç kadının yüzünden bir hüzün dalgasının geçtiğini görünce nişanlı lafını açtığına pişman olmuştu. Hailey dalgın bir tavırla,

"Aslında doğru söylüyorsun." dedi. Ardından bakışları genç adamla buluştuğunda mahzun halinden çıkmak istercesine tebessüm etti. "O halde ya sen de benim gibi izindesin-"

"Hayır, Paris'e kendime restoran açmak için geldim."

"Etkilendim doğrusu." dedi Hailey başını aşağı yukarı sallayarak. "İstediğin şeyi elde etmek için ta Paris'e kadar gelmişsin."

"Sen de öyle yapmadın mı?" dedi Damon samimiyetle ama sonra ifadesi, Hailey'nin bakışlarını takip edince gördüğü şeyle soğuklaştı.

Kapıdan içeriye uzun boylu, siyah saçlı genç bir adam ve kolunda siyah daracık bir elbise giymiş çok güzel bir kadın girmişti. Damon, Hailey'nin kendisine uçakta gösterdiği resimden, gelen adamın Ray denilen nişanlı olduğunu derhal hatırladı, yanındaki de muhtemelen Hailey'e tercih edilen güzel olmalıydı. Damon, bir an için Ray'i takdir etti zira çok da yakışıklı olmamasına rağmen yanındaki kadın ünlü markaların kataloglarından fırlamış bir manken gibi duruyordu.

Harika Yalanlar #Wattys2022 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin