Bölüm 2 - Sen görürsün Ray Wells!

1.6K 132 25
                                    

Hailey, yorucu uçak yolculuğunu ve içtiği içkiler yüzünden ağrıyan başını, hatta utanmasa buraya geliş amacını bile unutacaktı Fransa'nın nefes kesen güzellikleri karşısında. Takside geçirdiği kırk dakika boyunca sanki büyülü bir âleme dalmış gibiydi. Önce Paris hipodromu, Sen nehri ve müzelerden oluşan nefis bir potpuri ona hoş geldin dercesine kucak açmış, kapanışı ise gotik mimarisiyle Notre Dame Katedrali'nin haşmetle yükselen kuleleri uzaktan cool bir şekilde kendisine göz kırparak yapmıştı. 

Yol boyunca kulağından silinmeyen Les Champs-Elysées melodisi, taksicinin geldiklerini belirtmesi üzerine tatlı bir vedayla çıkışını yaparken genç kadın şimdi yüzünde sabitlenmiş olan gülümsemesiyle taksiciye parasını uzattı.

"Merci beaucoup, monsieur."

Çantaları yanında, bir süre taksisinin uzaklaşmasını izledikten sonra başını çevirip yukarı kaldırdı ve önünde durduğu otel binasını incelerken mutlu bir nefes verdi. İçinde şansının döneceğine ve her şeyin yoluna gireceğine dair kuvvetli bir his vardı. Başını sallayıp gülümseyerek kapı görevlisine selam verdi ve parmaklarını çaprazlayıp kendisi için açılan kapıdan adımını attı.

.......................................................

"Bakın monsieur, sizden sadece nişanlım Ray Wells'in oda numarasını söylemenizi istiyorum, neden anlamıyorsunuz?"

Şansının döneceğine ve her şeyin yoluna gireceğine dair hissettikleri bir anda buhar olup havaya karışmış, mutlu baloncuğu patlamıştı. Zaten hiçbir zaman hisleri kuvvetli biri olmamıştı. Çok da şaşırtıcı bir durum değildi bu yani. Burnundan alaylı bir nefes kaçarken gözlerini devirdi.

Resepsiyon görevlisi Hailey'nin yükselen ses tonundan rahatsızlığını belli edercesine yüzünü buruşturdu. Ardından ağır aksanlı İngilizcesiyle,

"Kusura bakmayın mademoiselle." diye devam etti kaşlarını kaldırarak. "Müşteri gizliliği otelimizin üzerinde titizlikle durduğu bir meseledir, size bu konuda yardımcı olamam."

Hailey iç çekip kendisini sakinleştirmeye çalıştı.

"Lütfen..." dedi bir an sonra tatlılıkla ve tüm masumluğunu kullanarak gözlerini iri iri açtı. "Kanada'dan buraya kadar sırf nişanlıma sürpriz yapabilmek için geldim, bir kereliğine kuralınızı bozamaz mısınız?"

Resepsiyonist yüzünde vakur ve inatçı bir ifadeyle kafasını iki yana salladı.

"Üzgünüm."

"Pekâlâ!" dedi Hailey çıldırmanın eşiğine gelerek fakat sakin kalması gerektiğini düşünerek. "O halde lütfen bana da bir oda verebilir misiniz?"

"Ne kadar kalmayı düşünüyorsunuz?" diye sordu resepsiyonist, ufak bir formu Hailey'e uzatırken.

"Bilmiyorum." dedi genç kadın aksi bir tavırla. Kendisine böyle bir muameleyi reva gören adama nezaket gösteremeyecekti doğrusu. "En fazla on beş gün zannederim."

Formu doldurup uzatırken kendini beğenmiş bir ifadeyle dikilmeye devam eden adama doğru eğildi ve tehditkâr olduğunu umduğu bir tonla,

"Lütfen." dedi, sıkılı dişleri arasından. "Kendi iyiliğiniz açısından o güzelim kuralınıza uyup benim burada ve hangi odada kaldığımı kimseyle özellikle de nişanlımla paylaşmaya kalkmayın." Gözlerini kısıp yapmacık bir tavırla gülümsedi. "İyi günler dilerim, monsieur!"

Harika Yalanlar #Wattys2022 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin