'Beklentini her daim alçak tut, başına gelenler hiç de beklediğin gibi olmuyor.'
-Y.K.Ortak salonda üyelerin Defne'nin başının etini yeme çalışması uzun bir süre devam etti. Üyeler acımadan aklından geçen her şeyi söylüyor, Defne'nin gözünü açması için ellerinden geleni yapıyorlardı. Uzun uğraşlar sonrasında Defne, artık tamamen ikna olmuştu. Buğra'nın gerçekten ondan hoşlanıyor olması fikrine kendisini öyle kapatmıştı ki, bunu sindirmesi zamanını almıştı.
Çocuk, ona müzede karşılaştıkları ilk günden beri sıcak ve arkadaş canlısı davranmıştı. Yaptığı her davranışın, söylediği her sözün samimiyet göstergesi olduğunu düşünmüş ve art niyetli yaklaşmamıştı Defne ona hiçbir zaman. Böylesine ince düşündüğü birisi yüzünden salak durumuna düşmek canını sıkıyordu. Tek canını sıkan da bu değildi üstelik. Ne Rüya ne de Lider gelmemişlerdi henüz gittiklerinden beri. Bu durum da canını fazlasıyla sıkıyor, ellerini ağzına götürüp tırnaklarını yemesine sebep oluyordu. Kızın bu sıkkın halini fark eden Yağız, elinde uğraştığı telefonu cebine atarak yalnız başına oturan Defne'nin yanına gitti ve:
"Hala o çocuğu düşünüyor olamazsın?" diye sordu inanamaz gözlerle.
"Hayır tabii ki, Rüya'yı düşünüyordum." bir de Lider'i, diyemedi tabii.
"Rüya saman alevi gibi kız, hızlı sinirlenip hızlı sönüyor."
"Bakıyorum da hemen çözmüşsün arkadaşımı."
"Eh, biraz vakit geçirince kendisini ele veriyor."
"Ben o vakitleri çok iyi biliyorum merak etme." diyerek güldü Defne.
"Saklamıyordum zaten." dedi Yağız da umursamazca.
"Şu pislik Yağız olayını nasıl öğrendin cidden?" diye bir soru yöneltti daha sonra Defne. Rüya'nın anlattıklarına göre, Yağız onları araştırmıştı. Arkadaşı muhtemelen şok olduğu için soramamıştı ancak bu araştırma dediği şeyi nasıl yapmış olduğunu merak ediyordu Defne.
"Lider bana sizi araştırmamı söylemişti. Yanlış anlama, size güvenmediğimizden falan değildi bu. Sizi daha iyi tanıyıp, hakkınızda bilgi edinerek hazırlıksız olmamaktı. Ya da işimize yarar birkaç ipucu edinebilmek. Telefonlarınızı o gün size geri vermemiştim zaten biliyorsun. İçlerine sızıp mesaj kutularınızı, maillerinizi, fotoğraflarınızı falan inceledim o gece." dediğinde Yağız, Defne dehşetle çocuğa bakıp:
"Ne? Bu kadarına gerek var mıydı gerçekten? Tüm özelimize girmişsin resmen." dedi sitemle.
"Bir insanı tanıyabilmek için özeline inmek gerekiyor Defne'ciğim üzgünüm. Bir ara özür için size bir şeyler ısmarlarım ödeşiriz." dedi Yağız gülerek. Defne ise oğlanın bu kayıtsızlığı karşısında gözlerini devirmiş, yeniden onu dinlediğini belli eden ifadesiyle Yağız'a dönmüştü.
"Mesajlarda, bu iki çakma sevgilinin aylar önceki konuşmalarını gördüm. Girip Yağız denen çocuğun fotoğrafına baktığımdaysa, zaten tanıdığım birisi olduğunu fark ettim. Sen ve Rüya'nın mesajlaşmasına baktığımda da, çocuk hakkında hiçbir şey bilmediğinizi anladım. Rüya ve sen, ayakta uyuyordunuz resmen. Her neyse mesajlar bitince fotoğraflarınıza falan daldım, çevrenizdeki yüzlere aşina olabilmek adına. Hayal denen kızı da biliyorum mesela. İkinci bir Rüya vakası, tek farkı küfür etmeyen versiyonu." diyerek koca bir kahkaha atmıştı Yağız. Bunun üzerine Defne de kendisini tutamamış, Yağız' a katılmıştı. Çocuk haklıydı, Hayal hiç küfür etmezdi. Hatta ona 'Üsluplu tavşan' derlerdi, yüzü ve hareketleri tıpkı bir tavşanı andırıyordu çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPAN (TAMAMLANDI)
Misterio / Suspenso**Watty2022 Kazananı (Gizem/Gerilim)** İllegal bir tarihi eser kaçakçılığı ve kendisini bu bataklıkta aksiyon halinde bulan bir genç kız... Bataklık onu yutmaya çalıştığı an da ise karşısına çıkan bir grup gönüllü genç... Peki bu bataklıkta kurban k...