'Yaptığımız seçimler sigara gibidir. Sadece kendimize zarar verdiğimizi düşünürüz ancak asıl zarar gören çevremizdekiler olur.'
-Y.K.Kimsenin bulunmaktan haz etmediği, sürekliliği sağladığında tam bir kâbusa dönüşen hastane havasını solumak zordu. İçerisindeki binbir çeşit insanın, birbirinden farklı düzeylerde sahip oldukları yaralar ve hastalıkları sonucunda solumak zorunda kaldığı havaydı bu. Nitekim Defne de, Enduz çocuklardan sadece birisi olan küçük Tuğçe'yi, apar topar getirmişti, havası zor solunan o hastaneye.
Şimdi ise havayı solumak ekstra zorlaşmıştı Defne için. Hiç beklemediği bir yerde, hiç beklemediği bir an da, hiç beklemediği o kişilerle yolları kesişmişti. Hastanenin, insanı hasta edebilecek düzeyde bünyesinde barındırdığı o yavan kokulu koridor, Defne'nin ölüm sahnesine şahitlik ediyordu. Nitekim yaşatmasıyla bilinen hastaneler, şu durumda kızın son nefesi olmaya hazırlanıyordu.
"Sonunda elimize düştün, seni küçük kımıl zararlısı." diyerek alaycı bakışlarını kızın üzerine dikmişti Saffet. Karşısındaki kız, put kesilmiş bir halde duruyor, kafasını kaldırıp göz göze geldiklerinden beridir de, koca gözleriyle kendilerine bakıyordu.
"Doğan Abi'nin selamını getirdik sana." diyerek Saffet'in arka tarafında kalan Cenk de, tek taraflı konuşma baloncuğuna katılmıştı. Defne tek kelime edemeyecek kadar, dili lâl olmuş haldeydi çünkü.
Defne çarptığı adamın arkasında kalan diğer korkunç adamın sesini işittiğinde, söylemiş olduğu o isimle kanı donmuştu. Bütün uzuvlarını her an kaybedecekmiş gibi hissediyor, şoktan dolayı kaskatı kesilen bedenini bir milim dahi hareket ettirse, yere yığılacakmış gibi geliyordu. Bedeninden ruhu çekilmiş, ölmeden önce ölmüş hissetmekten kendisini bir türlü geri çekemiyordu.
Defne'nin çarpmadan hemen önce diyalog yaşadığı Rüya ise, hala Defne'ye cevap vermesi için bağırmakla meşgulken, 'Doğan' ismini duyar duymaz neler olduğunu kavramıştı. Tıpkı Defne gibi o da dehşetle gözlerini büyüttüğünde, serbest olan elini ağzına götürmüştü. Defne'nin polise yakalanabilmesinden endişe duyarken, o şerefsiz heriflerin karşısına çıkması, görüp görebileceği en büyük şanssızlıktı. Üstelik Defne orada yalnızdı ve bu sefer, yardım edebilecek bir Enduz grubu yoktu ona. Ancak hastanede başka insanlar olmalıydı, en azından onlar yardım edebilirdi.
İki adam, hala kendilerine bakan ve hiç kıpırdamayan kızdan gerekli seyir zevkini aldıklarından, asıl meselelerine dönebilmek adına yüzlerindeki o alaycı gülümsemelerini bir an da silivermişlerdi. Karşılarındaki bu kız yüzünden tüm işçilerin önünde dayak yemiş, sayısız küfür ve hakaret duymuşlardı. Prestijleri öyle bir düşmüştü ki, bu onların çevresi açısından hiç iyiye işaret etmezdi. Saygınlıklarını ve güçlerini yeniden kazanmak zorundalardı ve bunun yolu, yalnızca Defne'den geçiyordu.
"Hançer nerede?" diyerek bir adım yaklaşan Saffet'e karşılık, Defne savunma modunu açıvermişti. Anında ilk defa yürüyormuş gibi ayaklarını hareket ettirerek, kan dondurucu herifin kendisine yaklaştığı kadar geriye adımlamıştı Defne.
Soruyu cevaplamak yerine, kendilerine karşı koyan kıza daha da sinirlenmişti ikili. Bu küçük sinek yüzünden, tüm çorba heba olmuştu ve sorun şuydu ki, karşısındaki bu iki adamın karınları çok açtı.
"Sana. Hançer. Nerede. Dedim!" diyerek her bir kelimede, yeni bir adım daha atarak kıza yaklaşmaya çalışmıştı Saffet. Sesini mümkün olduğunca donuk tutup korkutucu çıkarmaya çalışıyor, tehlike kokan imajını ortaya tüm heybetiyle koyuyordu. Bu yaptığıyla başarılı da oluyordu, Defne adamın yaklaşmasıyla git gide geriye adımlamış ve sırtı duvarla buluştuğunda durabilmişti ancak. Tam anlamıyla köşeye sıkıştığında, bedeni tehlike çanlarını devreye sokmuş ve Defne'nin titremeye başlamasına yol açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPAN (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller**Watty2022 Kazananı (Gizem/Gerilim)** İllegal bir tarihi eser kaçakçılığı ve kendisini bu bataklıkta aksiyon halinde bulan bir genç kız... Bataklık onu yutmaya çalıştığı an da ise karşısına çıkan bir grup gönüllü genç... Peki bu bataklıkta kurban k...