Bölüm 19: "Endişe"

290 122 33
                                    

'Hayatı zora sokan üç çeşit insan; çok hırslanan, çok öfkelenen, çok düşünendir...'

-Y.K.

Eylem'in emrivaki yemek daveti ile beraber, tüm Enduz üyeleri hazırlanmak adına dağılmışlardı. Yağız, Lider ve Ergün haricinde herkes evlerine gitmişti. Yemek saatinde Eylem'in evinin önünde buluşacaklarını kararlaştırmışlardı üyeler. Bu nedenle odalarında hazırlanmak ile meşgullerdi, kalan Enduz üyeleri.

Lider elinden gelse pijama ile gideceği bir yere, mecburen özen göstermek zorundaydı. Eylem ile aralarında yaşadıkları olay henüz çok tazeydi ve içinden bir ses oraya gitmemesini söylüyordu davet olayını duyduğundan beri. Çocukların ve kızların yalnız kalacak olması da onu tedirgin ediyordu. Aslında gitmek istememesinin en büyük nedeni de buydu.

Gömleğinin son düğmesini de iliklediğinde artık tamamen hazırdı Lider. Basit bir siyah kot ve üzerine yine siyah renkli bir gömlek giymeyi tercih etmişti. Aynadan kendisine baktığında, karşılaştığı görüntüyle memnun olmuş ve üzerine kabanını almak adına yeniden dolabına yönelmişti. Tam o sırada odasının kapısı açılmış, içeri birisi girmişti. Gelen kişinin kim olabileceğini çok iyi biliyordu Lider. Enduz da, Yağız'dan başka kimse odasına paldır küldür giremezdi.

"Hazır mısın?" diye sordu içeri gelen Yağız, arkası dönük olan arkadaşına doğru.

Lider dolaptan seçtiği kabanını, yine siyah rengi tercih ederek, eline almıştı. Ardından Yağız'a dönerek:

"Hazırım." demişti. Arkadaşını baştan aşağı süzen Yağız:

"Cenazeye gider gibi giyinmişsin aynı." dediğinde, alaycı bir sırıtış yayılmıştı suratına.

Yağız'dan duyduğu benzetme ile gerçeklikten oldukça uzak bir gülümsemeyle karşılık vermişti Lider. Derin bir nefes alarak:

"Demek ki doğru seçim yapmışım. Ruh halimin ondan bir farkı yok çünkü." diye cevapladı arkadaşını. Yağız ise duyduğu yanıtladı, yüzündeki gülümseme kaybolmuştu. Arkadaşının dünkü olayda takılıp kaldığını biliyordu, ondan bunu göz ardı etmesini de bekleyemezdi zaten. Bu nedenle:

"Hala Defne meselesi mi?" diye sordu Yağız, gelecek cevaptan emin olarak.

"Aklımdan hiç çıkmıyor ki." diye karşılık vermişti Lider de ona. Dünden beri Defne'yi düşünmediği tek bir an bile olmamıştı gerçekten de. Her ne yaparsa yapsın, kızın tartışma esnasındaki yüz ifadesi gözlerinin önüne geliyor, bağırışları kulaklarında çınlıyordu.

"Şu yemek olayından erken dönebilirsek, bir konuşmalısın bence onunla artık. Araya mesafe koymanız sizin için hiç de iyi olmayacak. Zaten ortada elle tutulur bir itiraf yok, üzerine bir de böyle davranırsanız, işiniz çok zor abicim."

"Ben çok mu memnunum böyle olmaktan sanki Yağız? Gurursuz gibi yanına mı gideceğim bir de?"

"Bunun gururla mururla alakası yok. Defne'nin isteyerek böyle davranmayacağını ikimizde biliyoruz. Sakinleşebilmeniz adına dün bekledin tamam ama bugün seni tutan şey ne?"

"Defne'nin bizzat kendisi!" diyerek sitemkâr bir serzeniş sunmuştu Lider. Defne'nin gelgitleri, ayarlarını öyle bir bozuyordu ki, tüm devlerinin yanması an meselesiydi.

"Yemekten döndüğümüzde, konuşacaksın onunla tamam mı?" diye sormuştu Yağız bir ileri bir geri gidip duran arkadaşına doğru. Lider'in soruyu duymasına rağmen cevap vermemesi ile, volta atan arkadaşını durdurmuş ve yüzüne bakarak, oldukça ciddi bir ifade ile:

KAPAN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin