28

5.4K 723 783
                                    

Felix

Sinema biletlerimizi almış, bekleme salonunun koltuklarında oturmuş seansımızın başlamasını bekliyorduk. Filmin başlamasına az bir zaman kalmıştı.

Tabii 8 kişilik bir grup olarak 2 koltuğu kaplamıştık. Hatta sıkış sıkış oturuyorduk.

"Jisung, sevgilim, eğer rahat edemiyorsan kucağımada oturabilirsin." Minho'nun söyledikleri ile herkes yavaş yavaş yüzü kızarmaya başlayan Jisung'a bakmıştı.

"Ne saçmalıyorsun Minho ?"

"Niye utanıyorsun ki ponçirellam oturmadığın yer değil sonuçta."

Jisung iyice kızarmış ve utanmışlığın verdiği his ile birlikte olabildiğince küçülmüş minicik kalmıştı.

Omuzumda hissettiğim hareketlilikle birlikte sağ tarafımda oturan Hyunjin'e bakmıştım. Kolunu omuzuma koymuş ve omuzumdan çekerek beni kendine dayamıştı.

Ben de ikinci bir Jisung vakası daha olacaktım galiba bu gidişle.

Ona olan duygularımı kabul edeli daha bir kaç saat olmuştu ve ben şimdiden o duyguların yoğunluğu karşısında ne yapacağımı bilmiyordum.

"Tamam gülmeyi kesin lan. Film başlayacak şimdi. Gidelim artık."

Chan'in söylediklerinden sonra hepimiz ayaklanmış ve bekleme salonundan film salonuna geçmek için ilerliyorduk.

Biletlerimizi göstermiş ve en arka sıraya doğru adımlamıştık.

"Jisung benim yanıma gel sincabım." Minho hemen Jisung'un kolundan tutup kendi yanına çekmişti.

Ve sırası ile herkes yerleşmişti. Oturma şeklimiz soldan sağa Minho, Jisung, Chan, Seungmin, Jeongin, Changbin, ben ve Hyunjin'di.

Şanslıydık ki sinema salonu boş denebilecek gibiydi.

Az da olsa aydınlık olan salon birden kararmış ve kocaman ekranda reklamlar verilmeye başlandı.

İster istemez ellerimi sıkmış yumruk yapmıştım.

Hyunjin bunu fark etmiş olacak ki yumruğumu kendi avucu içine almış ve gevşetmişti.

O an korkum benden uçup gitmiş ve rahatlamıştım. Güvende olduğumu ve yalnız olmadığımı hissediyordum. Elimi tuttuğu eli o kadar yumuşaktı ki...

Reklamlar bitmiş ve film başlamıştı. Herkes full dikkat filme odaklanmış filmi izliyordu.

Ama ben hâlâ Hyunjin'in elleri arasında olan elimi düşünüyor ve kalbimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Ne kadar başarabilirsem gerçi !

Hafif kafamı sağa çevirip Hyunjin'e bakmıştım. Diğerleri gibi o da filme odaklanmış ve izliyordu.

--

Filmden hiçbir şey anlamadan birinci yarı bitmişti. Film arasına girmiştik. Hyunjin tüm bu süre boyunca elimi elinden çekmemiş ve tutmaya devam etmişti.

Film arasında Chan ile Hyunjin tuvalete gitmiş, Jeongin ve Seungmin hava alacaklarını söylemiş, Jisung ve Minho'da atıştırmalık bir şeyler alacaklarını söyleyip gitmişlerdi. Changbin ve ben kalmıştım.

"Hyunjin'den hoşlanıyorsun değil mi ?"

"Ne ! Hayır. Yok öyle bir şey Changbin"

"Öyle olsun bakalım ama gözümden kaçmaz benim." deyip göz kırpmıştı.

Ne diyeceğimi bilememiş ve önüme dönüp boş ekrana bakmaya başlamıştım.

Bu kadar mı belli etmiştim. Oysa ki ben daha bir kaç saat önce kendimden emin olmuştum ve hemen birilerine bunu belli etmiştim. Acaba Hyunjin anlamış mıydı ?

Kısa bir süre sonra diğerleri de gelmişti ve herkes kendi yerine oturmuş, ikinci yarının başlamasını bekliyordu.

Ve yine ışıklar gitmiş ikinci yarı başlamıştı. Az önce Hyunjin'in ellerinde olan elim şimdi dizimin üstünde duruyordu. Oysa ki benim elim onun elinin sıcaklığını sevmişti.

Bir kaç dakika sonra Hyunjin, dizimin üstünde olan elimi kendi dizine koymuş ve ilk yarıda olduğu gibi elimi tutmaya devam etmişti. İçimde ki aşık Felix şu an çığlık atıyordu.

---

Film bitmiş ve sinema salonundan çıkmıştık. Önceden yapılan planda ki gibi bir yerde yemek yemiş ve şimdi de evlerimize dağılmak için çıkışa doğru ilerliyorduk.

Gerçekten çok uzun bir süre sonra ilk defa böyle mutlu bir gün geçirmiştim ve bunu onlara minnettardım.

"Felix ben seni bırakırım, tek başına gitme."

Hyunjin'i kafam ile onaylamış ve diğerleri ile kısa bir vedalaşmadan sonra yan yana bir şekilde motoruna doğru yürümeye geçmiştik.

Motoruna ulaşınca bugün taka çıkara iyice öğrendiğim kaskı tek seferde takmış ve Hyunjin'in motora binmesini beklemiştim.

O da kendi kaskını takıp motora binince ben de hemen arkasında ki yerimi almış ve kollarımı belini sarmıştım.

Bugünün yorgunluğu ile uykum gelmiş ve sarıldığım Hyunjin'nin kokusuda daha çok mayışmamı sağlamıştı. Kafamı, kollarımı sardığım Hyunjin'in omuzuna dayamıştım.

Bir süre sonra tanıdık sokakları görmeye başlamam ile evime yaklaştığımızı anlamıştım.

Evimin önüne geldiğimizde hiç istemeyerekte olsa kollarımı ondan çekmiş ve motordan inmiştim.

Kaskıda çıkarıp benimle birlikte motordan inen Hyunjin'e uzatmıştım. Hyunjin kendi kaskınıda çıkarmış ve benim uzattığım kaskıda almıştı ikisini de motora asmıştı.

Aramızda ki bir kaç adımlık mesafeyi kapatıp dibimde bitmişti.

"Bugün için teşekkürler Hyunjin gerçekten çok güzel bir gündü."

"Teşekkür etmene gerek Felix. Asıl benim teşekkür etmem gerek sana."

Bana neden teşekkür etmesi gerekiyordu hiçbir şey anlamamıştım.

"Bana neden teşekkür edeceksin ?"

"Yanında olmama izin verdiğin için teşekkür ederim Felix." demiş ve aramızda ki az olan mesafeyi de git gide kapatmıştı.

Kalbim, bütün gün olduğu gibi istemsiz bir şekilde yeniden hızlanmıştı.

Hyunjin elini yavaş yavaş kaldırmış ve onun için delice atan kalbimin üstüne koymuştu.

"Belki de senin kalbin gibi benim de kalbim hızlı atıyordur. Olamaz mı ? "

Hyunjin'in dediklerinden sonra ne diyebileceğimi şaşırmış bir şekilde suratına bakmaya başlamıştım.

Kalbimin üstünde ki elini çekip yanağıma koymuştu. Yüzünü, yüzüme yaklaştırıyordu.

Ve o an beklemediğim bir şey oldu. Onun yumuşak dudakları benim dudaklarımı kapamış ve öpmeye başlamıştı.

Hyunjin ilk öpücüğümü alarak bir ilkime daha sahip olmuştu.

Sol alttaki küçük yıldıza basıp oy vermeyi unutmayın ☆

You Never Know | HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin