Felix
Bu derste geçmiş ve bitmişti. Hocanın sınıftan çıkması ile ne olduğunu anlamadan kendimi Hyunjin'in peşinde sürüklenirken bulmuştum. Kolumu tutup beni bir yerlere çekiştirmeye başlamıştı. Galiba önceki tenefüste söylediği gibi beni arkadaş grubu ile tanıştıracaktı.
Hyunjin önde ben arkasında beni çekiştirip sürüklerken bahçeye ulaşmıştık. Grubu ile her zaman oturdukları çardağın oraya doğru ilerliyorduk. Bizim geldiğimizi fark etmişlerdi ve 6 kafa biz yanlarına gelene kadar bizi takip etmişti.
Herkesin ismini biliyordum. Okulda belli bir popülariteleri vardı. Neredeyse herkes onlarla aralarını iyi tutmaya bakıyordu.
"Sonunda gelebildiniz Hyunjin." demişti Changbin.
Hyunjin hâlâ kolumu tutmaya devam ederken konuşmaya başladı.
"Siz zaten Felix'i zaten tanıyorsunuz. Felix sana arkadaşlarımı tanıt-"
"Gerek yok. Herkesi tanıyorum. Onları herkes tanıyor biliyorsun." demiş ve kolumu tutmaya devam eden Hyunjin'den biraz uzaklaşmaya çalışmıştım. Ama sadece çalışmıştım. Benden daha güçlüydü ve kolumu nasıl tuttuysa bırakmıyordu.
"Gel şuraya oturalım" deyip beni Minho'nun yanında ki boşluğa ittirmişti. Minho'nun yanına oturmam ile Hyunjin'de hemen benim yanıma oturmuştu. İkisinin arasında kalmam yetmiyormuş gibi bir de Hyunjin kolumu hâlâ bırakmıyordu. Kolumu kendime doğru çekmeye çalışmıştım ama Hyunjin daha kuvvetli tutmaya başlamıştı. Bu sefer bütün gücümü kullanarak kolumu kendime çekmeye çalışmıştım ve kolumu ondan kurtarmıştımda ama o çekiştirme sırasında dirseğim ile Minho'nun alnına vurmuştum. Minho acı ile bağırmış ve alnını tutmaya başlamıştı. Diğer herkes bu duruma kahkahalar ile gülüyordu.
Kendimi suçlu hissetmiş ve ne yapacağımı bilmiyordum. Benim yüzümden çocuk acı çekiyordu."Özür dilerim, özür dilerim çok özür dilerim. Bilerek olmadı. Çok acıyor mu ? Ne yapmamı istersin ? Revire gidelim mi ?"
Minho hâlâ vurduğum yeri tutarken bana bakıp herkes gibi gülmeye başlamıştı.
"Sadece ufak bir çarpmaydı Felix. Bu kadar üzülmene gerek yok. Bak şuan acımıyor bile" deyip içimi rahatlatmaya çalışmıştı.
Zil sesi ile oturduğumuz yerden kalkıp okula doğru yürümeye başlamıştık grup olarak. O an kendimi çok mükemmel hissetmiştim. İlk defa birilerinin arkadaş grubuna dahil olmuştum ve böyle bir arkadaşlık hissini tadıyordum.
Yüzümde oluşan belli belirsiz gülümsemeyle Hyunjin'in yanında sınıfa girmiştim.
"Her zaman böyle gül Felix, gülmek sana çok yakışıyor."
Hyunjin'in dedikleri ile gülümseyen suratım hafif kızarmış ve utanmış bir hâl almıştı. Bu çocuk niye sürekli beni utandırıyordu ki ?
"Gülümsemek gerçekten güzel hissettiriyormuş."
"Yanında olduğum sürece her zaman gülümsemen için uğraşacağım güzelim."
Salak kalbim neden bu laf üzerine böyle garip hareket ediyordu. Kalp krizi mi geçiriyordum yoksa ?
Peki bu karnımda ki kelebeklenme hissi nereden geliyordu ?Bu soruların cevaplarını bilmiyordum ama tek bildiğim şey Hwang Hyunjin tüm dengemi bozmuştu.
~
Derslere girip-çıkmış tenefüslerde çocuklarla buluşup bol bol sohbet etmiştik. Onları bu kısa sürede hemen benimsemiştim. Hepsi çok sıcakkanlı ve sevecenlerdi. Beni de hemen aralarına katmışlar ve ilgilenmişlerdi. Kendi aralarında olan bir sohbet grupları vardı ve hiç düşünmeden beni de o gruba eklemişlerdi. İlk kez sınıf grubu haricinde bir arkadaş grubunda olmanın mutluluğu ile eve nasıl gittiğimi hatırlamıyordum. Eve gidene kadar sürekli gülümsemiş, bugün olanları düşünmüştüm. İlk tenefüs Minhyuk sinirimle birlikte moralimi de ne kadar bozsa bile Hyunjin ve arkadaşları bunu unutmam için fazlaca yardımcı olmuştu.
Bugün yaşadığım mutluluğu her daim yaşamak ve hissetmek istiyordum. Başta Hyunjin'e kızmış olsam bile şuan ona minnettardım. İyi ki Hyunjin hayatıma dahil olmuş ve bana mesaj atmıştı...
Sol alttaki küçük yıldıza basıp oy vermeyi unutmayın ☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Never Know | HyunLix
FanfictionHyunjin: Herkese karşı bu kadar saf olmak zorunda mısın ? Felix: Buna mecburum. [TAMAMLANDI]