Felix
Dakikalar öncesinde uyanmış ama yataktan çıkmayıp boş boş yatmaya devam etmiştim.
Zaten telefonum da yoktu iyice sıkılmıştım. Hyunjin dediğine göre okul çıkışı eşyalarımı getirmek için uğrayacaktı.
Artık yatakta tembellik yapmayı bırakıp ayağa kalktım. Okul çıkış saatine kadar evi biraz toparlamalıydım.
Tek yaşıyordum ve ev gerçekten çok dağınıktı. Bana kimse uğramazdı bu yüzden evi toplama gereği de pek duymazdım. Annem zaten evime ayda yılda bir uğrardı.
Ufak tefek işlerimi halledip salonu toparlamaya yöneldim.
__________________________________
Evi toparlama işim bitince üstümdeki yorgunlukla kendimi koltuğa attım. Doktor dinlenmemi söylemesine rağmen bugün hiç dinlenememiştim. Gerçi evin şimdi ki hâli eskisine göre daha derli topluydu ve bu az da olsa içimi rahatlatmıştı.
Gözüm televizyonun üstünde duran saatte takılı kaldı. Uzun bir süre temizlik yaptığım için vaktin nasıl geçtiğini hiç anlayamamıştım ve okul çıkış saatinin geçtiğini de fark etmemiştim. Hyunjin birazdan burada olacaktı.
Bu düşüncemin üstüne zil çalmıştı ve Hyunjin'in geldiğine emin olmuştum. Ondan başka evimi bilen de yoktu gelen de..
Yorgunluktan kendimi attığım koltuktan kalktım ve kapıya doğru yöneldim.
Kapıyı açar açmaz Hyunjin beni ittirerek içeriye geçmiş ve ne ara çıkarttığını anlamadığım ayakkabılarını sağ tarafa koyup salonda ki çift kişilik koltuğa yayılmıştı.
Tüm bunlar bir kaç saniye içinde gerçekleşmişti ve ben ne olduğunu asla anlayamamıştım.
"Rahat mısın bari ?"
"Evet çok rahatım. Hatta misafirinin rahatını önemseyen bir ev sahibi olmak istersen yanıma oturabilirsin." Sözlerini bitirip eli ile koltuğa vurmuş ve oraya oturmamı istemişti.
"İyi bir ev sahibi olmak istemiyorum." Diyerek onun çaprazında ki tekli koltuğa oturup kollarımı bağlamıştım.
Hyunjin'de beni taklit edip aynı benim gibi kollarını bağlamış yüzüme bakmaya başlamıştı.
"Ee daha ne kadar bakacaksın suratıma ? Ver eşyalarımı artık."
"Olmaz ! Önce bana yemek yap malum okuldan geldim açım sonra da o güzel ellerinden bir kahve yaparsın sohbet eder, film izleriz falaan ohh mis gibi plan."
"Elbette, başka emriniz var mı Hyunjin Bey ?"
"Bu süreçte yanımda oturabilirsin mesela ?"
"Ben mutfağa gidiyorum."
Oturduğum koltuktan kalmış mutfağa adımlarken bileğimden çekilip durdurulmuştum.
"Sadece şaka yapmıştım Felix. Doktor dinlenmeni söyledi. Benim için yorulma ben hallederim yemek işini. Ve eminim ki sen de daha bir şey yemedin."
Evet, doğru söylüyordu. Sabah temizliğe girişmiş ve yemek yemeyi unutmuştum. Aklıma gelmemişti.
Hyunjin bileğimdeki elini hafifçe tenimi okşayacak şekilde geri çekmiş ve sanki kendi evindeymiş gibi mutfağı tek hamlede bulmuştu. Ben de onu takip ederek peşinden gitmiştim mutfağa.
"Tek başına yapma. Bırak sana yardım edeyim Hyunjin." Kafasını çevirip arkada kalan bana bir bakış atmıştı.
"Hayır sen sadece dinleneceksin ve istersen yemek yaparken ne kadar yakışıklı olduğumu izleyebilirsin. Herkese nasip olmaz bak bu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Never Know | HyunLix
FanfictionHyunjin: Herkese karşı bu kadar saf olmak zorunda mısın ? Felix: Buna mecburum. [TAMAMLANDI]