17

6.6K 783 404
                                    

Hyunjin

Zil sesini duymamız ile oturduğumuz masadan kalkmıştık. Aklım Felix'te kalmıştı. Bizim yardımımızı kabul etmemiş ve ona verilen kütüphaneyi düzenleme görevini tek başına yapmakta ısrar etmişti.

Bana ve çocuklara hemen alışamamıştı. Onun ilk kez böyle bir arkadaş grubuna sahip oldugunu söylemişti. Onun için bu yabancı bir durumdu. Onu az çok anlayabiliyordum. Felix'i tanıdığımdan beri hep yalnız takılan ve sessiz biri olmuştu. Ona bulaşanlara bile ses çıkarmaz ve onlara her daim boyun eğerdi. Minhyuk şerefsizi de bu durumu sürekli kullanır kendine pay çıkarırdı.

Sınıfa geçtiğimde Felix ile oturduğumuz sıranın boş olduğunu gördüm. Çantası ve kitapları aynı yerinde duruyordu ama Felix yoktu. Demek Felix işini hâlâ bitirmemişti. Yoksa derslere her daim zamanında gelen birisiydi.

Hocanın içeri girmesi ile herkes yerine yerleşmişti. Ama Felix hâlâ ortalıkta görünmüyordu. Hoca tam derse geçecekken elimi kaldırdım.

"Hocam tuvalete gidebilir miyim ?"

"Oğlum biz yeni öğle teneffüsünden çıkmadık mı ? Ne tuvaleti bu şimdi ?"

"Hocam çişimin ne zaman geleceğini ben nasıl ayarlayabilirim yani ? Şimdi geldi işte. Öğle teneffüsünde yoktu ki gideyim yapmaya."

"İyi git tuvalete. Aman senin değerli çişini bekletmeyelim."

"Evet hocam çişim küser sonra size."

"Yürü git lan hâlâ ne bakıyon yüzüme"

"Tamam hocam canım hocam bakın gidiyorum." hocanın yanından geçip kapıyı açtım.

"Çişim ve ben size çok çok minnettarız hocam." deyip hocanın bir şey söylemesine izin vermeden kapıyı hızlıca kapatmıştım.

Elbette tuvaletim yoktu. Felix'i merak etmiştim. Dakikalardır ortada yoktu ve herhangi bir haberde vermemişti. Kütüphanede ki işini daha çabuk bitirmesi için ona yardım edip birlikte sınıfa geri dönebilirdik.

Kütüphaneye gitmek için merdivenlerden inip kütüphanenin olduğu kata ulaştım. Kütüphanenin bodrum katta olması kadar saçma bir durum yoktu.

Koridor tamamen karanlıktı ve kütüphanenin kapısı kapalıydı. Yanımda getirdiğim telefonumun feneri açıp kapıya doğru gittim.

Koridorda hiçbir ses duyulmuyordu. Sanki hiç kimse yokmuş gibi. Kapının önüne geldiğimde elim kapının koluna gitti. Ne kadar aşağı çekersem çekeyim lanet kapı bir türlü açılmıyordu.

Kaç kere denesem bile kapıyı bir türlü açamamıştım. Kapı kilitliydi ve ortada kimse yoktu. Eeee o zaman Felix neredeydi ? Benden habersiz eve gitti desem çantası ve eşyaları hâlâ sınıfta duruyordu. Okuldan çıkması gibi bir durum söz konusu değildi.

"Felix içeride misin ?"

O sırada kütüphanenin içinden gürültülü sayılabilecek bir ses geldi. Evet emindim içerinden bir şeyin düşme sesine benzeyen bir ses geliyordu. Bu gelen ses doğrultusunda içeride birinin olduğuna fazlaca emin olmuştum ve içerideki kişinin Felix olma ihtimali de oldukça yüksekti.

Kapının kolunu yeniden ve yeniden açmak için zorlamaya devam etmiştim ama hiçbir gelişme yoktu. Kapı ne kadar denersem deneyeyim açılmıyordu.

Kapıyı açabilmek için bir şeyler aramak üzere bir umut ile etrafıma bakınmaya başlamıştım. Karanlık olduğu için etraf zaten fazla görünmüyordu ve bu umudum da boşa çıkmıştı. Etrafta kapıyı açmak için kullanabileceğim herhangi bir şey yoktu.

You Never Know | HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin