....
Olayın üstünden yaklaşık üç gün geçmişti. Bu süre zarfında yetkili kişiler bizi sakinleştirmeye, gördüklerimizi unuturmaya çalışmışlardı. Kendim için çok etkili olmamıştı. Gözlerimi her kapattığımda o korkunç manzara tam karşımda beliriyordu.Herkesin kafasında emin olduğum iki soru vardı. O çocuğa ne olmuştu da bu hale gelmişti? Asıl korkutan soru ise aynısını biz de yaşayacak mıydık?
Bir gün öleceğimizi hepimiz biliyorduk fakat bu kadar vahşice olmasını asla istemezdim.Bu üç gün içerisinde Beren bana çok destek olurken Sarp'ın o günden sonra yüzünü görmemiştim. Tuvalet dışında yatakhaneden dışarı çıkmıyordum. Beren bana yemek almaya gittiğinde birkaç kere Sarp'la konuşmuştu. Beren için mutluydum olay sırasında orada değildi. Orda olmadığı için o kadar şanslıydı ki. Onun yerinde olmayı çok isterdim.
Beren'in yatağını buradaki bir kızla değiştiriştip aynı koğuşta olmayı sağlamıştık. İki gündür sabahlıp yarımşar saatlik uykularla günü geçiştiriyorduk. Bana çocukluk anılarından, geçmişinden bahsetmişti. O kadar güzel bir çocukluk geçirmiş el üstünde tutulmuştu ki.. Çocukluğuna imrenmiştim.
Deli dolu,dobra, yaşam enerjisi en yüksek seviyede, pozitif bir insanın etrafımda bulunması beni de pozitif etkiliyordu. Soğuk esprileriyle bile güldürüyordu insanı. Kısa süreliğine de olsa kafamı dağıtmama çok yardımcı oluyordu.
Bu arada bizim için aşağıdaki koridora dolaplar yerleştirilmiş ne isteğimiz varsa karşılanmıştı. E biz de istektir alınır diyerek birkaç absurt eşya istemiştik.
Beren bir gece yine yemekhaneden iki sıcak kahve kapıp gelmişti. Diğer kızlar koğuşun bir ucunda uyurken diğer ucunda üstümüzde şal, ayın denize yansımış muhteşem manzarası eşliğinde kahvelerimizi yudumluyorduk.
"Derin."
"Hı."
"Sen çok cesaretli bir kızsın bence."
"Neden öyle düşündün?"
"Kızım çocuğun kafasını Sarp'ın elinden alıp Sarp'a şamar atıp kendine getirtmişsin. Ben olsam varya.."
Bozulan sinirlerim yüzünden küçük bir kahkaha atıverdim.
"Ee sen olsan?"
"Kal gelirdi bana. Böyle ışık tutulmuş tavşan gibi kalıverirdim. Helal olsun kızım sana."
"Düşünmeden hareket ettim o an hiçbir şey düşünmeden.."deyip ayın yansımasına dalıverdim.
Birkaç saniye sessizlikten sonra koğuşun diğer ucundan horlama sesi yükseldi.
"E ama oha!" diyen Beren'in yüz ifadesine karşı ağzımdaki kahveyi püskürtüverdim.
"E sana da oha?"
Bir yandan kıkırdarken bir yandan elimin tersiyle dudaklarımda kalan kahve damlacıklarını sildim.
"Beren.."
"He söyle."
"İyi ki.. İyi ki varsın."
"Biraz erken söyledin bunu. Pişman olma sonra? "
"Gerçekten, kafamı dağıtamazdım sen olmasan."
"Ne demek canım her zaman." dedi minik bir gülücük atarken.
O an ne kadar güzel olduğunu fark ettim. Dağınık topuz kahverengi saçları, yeşil gözleri, minicik bir burnu, yapılı dudakları, sıkmalık yanakları, burnundaki çilleri, hepsi yüzünde uyum içerisinde yerli yerine oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT
FantasyDünya üzerinde ergenlik çağındaki bireylerin kanında farklı bir elemente rastlanması sonucu bilim insanları bu durum üzerine çalışmalar yapar. Riskli gördükleri bireyleri denetim altında deneylere tâbi tutarlar. Bu deneylerin ne gibi sonuçlar verece...