BÖLÜM 12

217 43 59
                                    

Bu gizemler ve yalanlarla dolu yerde ilk günümüzdü. Bir ayağı çukurda olan yaşlı adam kürsüsünde yalanlarına devam ediyordu.

"O havada duran toprak parçaları hologram mı? "dedi kalabalıktan biri.

Kendi incitmeden güldü. "Bu soruyu bekliyordum... Zamanı gelince öğreneceksiniz."dedi.

Kısa bir sessizlikten sonra devam etti.

"Eğitimcilerinizle tanışmanın vakti  geldi."dedi ve boğazını temizleyip elindeki listeden bir isim okudu.

"Elizabeth Williams "

İsmi söylenen kişi iki masa ortasındaki boşluktan toplu ayakkabısının tıkırtısı eşliğinde dik duruşuyla adımladı. Kırmızı rujunu hafif bir şekilde sürmüştü. Başına mavi fötr bir şapka geçirmiş sarı saçını alttan bağlamıştı. Baguette çantası adımını her attığında ileri geri sallanıyordu.

Salonda sadece yankılanan topuk sesleri hakimdi. Herkes pür dikkat kesilmiş bir şekilde kadını seyrediyordu.

Bir merdiven çıkıp yaşlı adamın yanında yerini aldı. Yaşlı adam mikrofona eğildi.

"Güçle birlikte vücutta meydana gelebilecek olağan değişimler; önlemleri ve tedavileri ile ilgili sizleri bilgilendirecek olan eğitimcimiz." dedi ve elini sağ tarafında duran kendinden oldukça uzun görünen kadına doğru uzattı. 

Kadın, alkışlar eşliğinde öne eğilerek gülümsedi ve arkaya konulan avangart koltuklardan birine oturdu.

Sessizliğin ardından yaşlı adam listeden bir isim daha okudu.

"Mia Mason" 

Gözler tekrar salonun girişine döndüğünde kapıdan 1.55 boylarında bir kişi minik adımlarıyla ortadaki boşluktan yürümeye başladı. Pembe doğal ruju ve pembe allığı ile çok minnoş biri gibi görünüyordu. Düz babeti ve çiçekli elbisesiyle ortama gülücükler ve öpücükler saçarak yaşlı adamın yanına vardı. Enerjisi çok yüksek ve pozitif görünüyordu. Yaşlı adam tekrar mikrofona eğildi.

"Yüksek enerjisi ve hayat dolu gülümsemesiyle sizlere, konsantre ve meditasyon desteği verecek eğitimcimiz."

Eren'in "Söylemese de anlardım bu arada." demesiyle Beren'in kıkırtısını işitsem de kadının motivasyonuna hayran kalmış gözlerimi ayıramamıştım.

Sarp "Bi meditasyonumuz eksi anasını satıyım onca uğraşın içinde." deyince  gözlerimi kadından çekerek beni fark edinceye kadar kısa bir süre Sarp'ta tuttum.

"Darsy Caster" 

Arka planda yaşlı adam yeni bir kişinin ismini söylerken Sarp beni fark edince tek gözünü kısıp kafasını oynattı.

Onunla göz teması kurmam için boynumu arkaya eğiyordum.

"Bir şeyden de memnun ol."

"Üzgünüm canım, hayatı çiçekli elbise giyecek kadar sevmiyorum." dedi tekdüze bir sesle.

"Biliyor musun? ... yakışırdı." deyip sırıttığımda Beren büyük bir kahkaha attı. 

Çok sürmeden Sarp'ın ters bakışlarıyla karşılaşınca gülmeyi aniden kesip boğazını temizledi. 

Adı söylenen kişi İngiliz kastet şapkası ve uzun paltosuyla hızlıca yaşlı adamın yanına geçiverdi. Yüzünün sadece bir kısmı gözüküyordu. Herkes merakla seyrediyordu bu gizemli kişiyi. Şapkasını önüne eğdiğinden gözlerini göremiyorduk. Şapkasının altından sadece kirli kumral sakalları dikkat çekiyordu.

ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin