Gözümü açtığımda ışığa alışmam zaman aldı. Etrafa bakındım. Şık ama çok da lüks bir oda değildi. siyah ve beyaz renklerin uyumu vardı. Başka bir odadan kulağıma caz sesi takıldı. en son... başımı çarpıp bayıldığımı hatırlıyordum tabi bunu yapan kişi daniel'di.
ayağı kalkmaya hazır olduğumu hissettiğimde üstümde ki yorganı kaldırdım. üstümde giysiler vardı ve yaralarım sarılmıştı. bunları o mu yapmıştı diye sormak dahi istemiyordum. bu kişilik bozukluğu cidden sorunluydu. ayağı kalktığımda ilk başta başımın dönmesiyle yatak başlığına tutundum. o anda kapı açıldı. baktığımda ise karşımda endişeli bir daniel vardı. hızla bana doğru geldi. ben korkuyla gözlerimi birbirine kapatırken birden bana sarılan kollarını hissettim.
"sonunda uyandın."
"e-evet..."
geri çekilip yüzüme baktı ve elini anlıma koydu.
"iyi misin?"
"ne oluyor?"
cidden neler dönüyor burada. bana onca şey yaptıktan sonra hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi endişelenmesi...
"tatile giderken araba kazası geçirdik... 3 aydır komadaydın."
b-bu nasıl olabilir? onca şey... çok gerçekti.
"beni hatırlıyor musun? kimim biliyorsun değil mi?"
"d-danilel...sen benimle kafa mı buluyorsun?"
bana şaşkınca baktıktan sonra sıcakça gülümsedi. daniel'i ilk defa böylle görüyorum.
"3 ay boyunca...kabus görüyordun...bağırıyor ve arada bir kendine geldikten hemen sonra tekrar bayılıyordun."
bu gerçek olamaz! her şey bir rüya mıydı? daha doğrusu kabus muydu? o zaman daniel ile bizim şu an nasıl bir ilişkimiz var? birden ellerimi tutup üzerini öptü. kendimi kızarmaktan alıkoyamıyordum. onun bu davranışları ve yüzünde ki mutluluk çok gerçekti... sanırım sevgiliydik. yoksa böyle bir şeyi hani erkek hangi erkeğe yapar?
"daniel... biz ne zamandır birlikteyiz?"
şaşkınlık ve hayal kırıklığı dolu bir şekilde baktı.
"hatırlamıyor musun? okula geldiğinde bana duygularını itiraf ettin. ben de seni ilk gördüğümden beri seviyordum. bu komanı da sayarsak yaklaşık 4 ay oldu."
bu...akıl almaz. nasıl komada olup karşımda ki insanın tamamen zıttı şekilde bir karakterle kendimi bir kabusa hapsedebilirim? kendime işkence etmişim resmen. derin bir nefes verip daniel'in yüzüne baktım. meraklı bir surat ifadesiyle bakıyordu sanki yapacağım her hareketi ve sözü heyecanla bekleyen bir çocuk gibi. madem sevgiliydik... parmak uçlarıma çıkıp dudaklarımı onunkilerle buluşturdum. bir an şaşırıp donduğunu hissettim ama sonra belimi tutup o küçük buseyi derinleştirdi. bir elini belime sardı diğerini enseme koyarak beni yavaşça yatağa yatırdı.
sonra elini tişörtümden içeri soktu ve nazikçe göğüslerimi okşadı. vücudumun ısınmaya başladığını hissedebiliyordum. dudakları benden ayrıldı ve yüzüme baktı. gözlerinden sanki bunun için çok beklemiş gibi bir ifade vardı. hemen dudaklarını geri benimkilere yapıştırdı ve öpmeyi kesmeden yavaş yavaş boynuma inmeye başladı. sonra bir an durdu ve derin bir nefes verdi.
"uyanacağını hep biliyordum. her gün seninle konuştum. sen kabuslarında korkuyla titrerken ben elini tuttum..."
bileğimi tuttu ve yanağını avcumun içine koydu ve kendini gibi sevdirdi. avucumun içini öptü ve yüzüme yaklaştı.
"seni çok özledim."
gülümsedim. neler yaşadığımızı hiç hatırlamıyordum ama beni bu kadar seven birine şu an bile aşık olabilirdim. gözlerinde gerçek aşk vardı.
"bende seni özledim."
mutlulukla gülümsedi ve birden doğrulup beni kucağına aldı. odadan çıkıp merdivenden aşağ inerken caz sesi giderek artıyordu.
"acıkmışsındır. biraz atıştırmalısın."
beni yemek masasının sandalyesine oturttu. etrafa baktım. aynı kabusta ki gibiydi. o büyük duvar cam...koltuklar ve diğer her şey ama bir şey eksikti. beni çıkardığı kapı. kapı falan yoktu. düz duvardı. demek ki gerçekten kabustu...
dikkatimi birkaç tıkırtı dağıttı. yanıma baktığımda daniel önüme bir tabak koymuş sırıtıyordu. ben de ona gülümsedim. tabakta güzel bir krep ve yanında bal vardı.
"hazırlıksız yakalandım. akşam daha güzel bir yemek yapacağım söz veriyorum."
gülümseyip kafa salladım.
"anlaştık o zaman."
önüme geri dönüp krepin üzerine balı döktüm ve bir ısırık aldım. o an sanki...hayatım da yediğim en güzel şeymiş gibi hissettim.
-----------------------------
BİLİYORUM SON GİBİ DURUYOR MUTLU SON FALAN FİLAN. AMA! DEĞİL. HARRİKA GELEN İLHAMLA GELECK BÖLÜMLERDE SİZİ DUYGULANDIRMAYA HAYRETLER İÇİNDE BIRAKMAYA VE HATTA SİNİRLENDİRMEYE DEVAM EDECEĞİM. YAKINDA GÖRÜŞÜRÜZ!! :)
-------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR PSİKOPATLA AYNI SINIFTAYIM.
Teen Fictionbu bir gay hikayesidir. hiç bir hikayeden alıntı yapılmamıştır varsa da bu tamamen tesadüftür. emek hırsızlığına tamamen tahammülüm yok. konu: ailesini kaybeden aidan istediği üniversiteye gider ve orada bir çocukla atışması sonucu. iş işten çoktan...