2.

1.7K 76 69
                                    

1 AY ÖNCE

Annem ve babam vefat edeli tam 1 yıl oldu. onlarsız bir hayat gerçekten çok boş...ve sıkıcıydı. anılarımız hala dün gibi aklımda ve asla unutmayacağıma onlara söz verdim. üniversiteye geçmiştim. en azından sınavı atlattığım için kafam rahattı. hiç heyecanlı değildim hayatım zaten eksik, yalnız ve sıradandı. okul okuldur diye düşünüp binaya girdim. herkes ayrı ayrı gruplanmış arkadaşlarıyla konuşup gülüyordu. gülmeyi özlemiştim...

herkesin başına toplandığı listeden adımı bulmaya çalışıyordum. boyum uzundu ve uzağı da iyi görürdüm yani kalabalığın arkasından adımı buldum ve sınıfımın yerini öğrendim. ne okuyorum diyeceksiniz. animasyon okumayı seçtim. zaten küçükken yaptığım resimlerden de annem hep başarılı ve yetenekli olduğumu söylerdi. ben de çok çalıştım ve onların bana gerçekten inandığını biliyordum azimle çalıştım ve animasyon ve çizgi film bölümünü kazandım. 2. kat en son sınıf...sınıfıma giderken biri sırtımdan dürtükledi. arkamı döndüğümde kısa boylu şirin bir kız olduğunu gördüm. ama bakışları görümüne göre fazla öz güvenliydi.

"ilk senen mi?"

kafa salladım.

"hoş geldin o zaman ben 2. sınıfım ama bana abla demene gerek yok." güldü.

tepkisiz ve düz bir sesle cevap verdim:"tamam."

"adın nedir?"

"aidan."

"güzel isimmiş ben de clara. hiç arkadaşın yok mu çok yalnız görünüyorsun."

"yok."

"kız arkadaşın var mı?"

bu ne şimdi? bu sürtük bana neden bunu soruyor. kızgın bir şekilde baktım. bakışlarımdan ürkmüş olacak ki yüz ifadesi değişti ve bir adım geriledi.

"şey...tamam o zaman. hoşçakal." koşarak uzaklaştı.

ben de sınıfıma girdim. fazla büyük değildi ama kendine has bir havası vardı. öncelikle şunu belirtmek isterim bu sınıf öyle basit ve sadece çocuk çizgi filmlerini içeren bir sınıf değil. 3 boyutlu animasyon ve oyun tasarımı yapabileceğiniz bir bölüm ayrıca anime de bu sınıfa giriyor. benim buraya gelmemdeki amaç buydu zaten.ve en iyisi şu an almak için para biriktirdiğim çizim tabletleri burada sizin defterinizdi.

*not:gerçekten de yaşar üniversitesinde bu bölüme girdim. kesinlikle uydurmuyorum.*

her neyse içimi döktüğüm ve bir an olsun içsel huzuru yakaladığım bu aktiviteyi yapmaya karar verdim. sınıfta en köşeye oturdum duvar kenarını hep sevmişimdir. ardından içeri diğer öğrenciler girmeye başladı. çizim yapıyordum ve kafamı duyduğum tanıdık ses ile kaldırdım. o kız...clara. bu sınıftaydı.ama bir saniye...2. sınıf olduğunu söylemişti. demek ki insanlara bu kadar kolay inanılmıyormuş. clara'nın konuştuğu şey çok ilginçti.

"neden orada oturuyor? canına mı susadı?"

ne oluyor? oturduğum yerin nesi var? aldırmayıp çizime devam ederken bir ses duydum.

"yeni çocuk..." kafamı kaldırıp baktım. kafasında kapüşon olan yapılı vücutlu ve ful siyah giyinmiş biri vardı.

"kalk."

pek bulaşmak istediğim tipte biri değildi. ben de kalktım ve 2 sıra yanına geçtim. geçerken birden beni tuttu.

"hey...hesap sormayacak mısın? kim olduğumu sormayacak mısın?"

kafamı hayır anlamında salladım. kolumu daha çok sıktı. ona fark ettirmeden dişlerimi sıktım. gözleri sıktığım çeneme kaydı ve gülümsedi. ama normal bir gülümseme değil. dünyanın en çok acı çekmiş ama sonra zafere gitmiş olan...korkutan...ruhundaki yaraları gösteren bir gülümsemeydi.

BİR PSİKOPATLA AYNI SINIFTAYIM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin