10

918 37 20
                                    

Yüzüme gelen suyla sıçrayarak uyandım. Bundan keyif almış gibi görünen Daniel'e baktım. Gülümsüyordu...her zamanki gibi. Acaba onunla iyi geçinmenin bir yolu var mı? Yani...ona karşı çıkmamı sevdiği kesin. Yani sürtük gibi mi davranmalıyım? Denemeye değerdi aslında. Gururumu zar zor ayaklarımın altına aldım...

"Daniel...yatağa geçmeye ne dersin?"

Bana şaşkınca baktı. Sonra suratıma yaklaştı ve gözlerime bakmaya devam etti. Sanki zihnimi okumaya çalışır gibi... Yaklaştı ve beni öpmeye başladı. Beni sınıyor mu? Karşılık verdim. Burdan kaçmak istiyorsam yapmalıyım...

"Fikrini değiştiren ne?"

Derin bir nefes aldım ve çekingen uke rolünü oynadım.

"Ben...önceki sefer çok zevk aldım...kendi içimde kabullenmem biraz zaman aldı-"

Saçlarımı sıkıca kavradı. Anladı mı yoksa...?

"Oradan bakınca aptala mı benziyorum?"

Devam etmeliyim... Mazoşist bir inleme bıraktım...

"Ahh... Hayır. Çok yakışıklı birine benziyorsun. Lütfen...birlikte güzel zaman geçirelim."

Saçımı bırakıp gülmeye başladı.

"Ah...eminim ki bizim güzel anlayışımız çok farklı. Ama madem istiyorsun. Sana ayak uydurmaya çalışırım."

Sandalyeye bağlayan ipleri çözdü ama ellerim hala arkada bağlıydı. Beni kucağına aldı ve odadan çıkardı. ne uzun ne de kısa bir koridoru geçtik sonunda ki kapıyı açtıktan sonra gözüme vuran ışıkla gözlerim kamaştı. güneş ışığıydı... 

Burası bildiğin bir villa. o villanın bir kapı arkasında o korkunç odanın olması insanın içine korku düşürüyordu. bu güzel evin arkasında ki şeyler... mutfakla birleşik büyük bir salonu vardı karşı duvar sadece camlardan oluşuyordu. elinde sigarasını alıp daniel'i camın önünde durmuş dışarıya bakarken hayal edebiliyordum. midemin guruldamasıyla daniel birden durup bana baktı. bende ilk başa ona baksamda sonradan utançtan kafamı eğmiştim.

"acıktım..."

güldü. "bunu duyabiliyorum."

yürümeye devam ederek bir kapının önünde durdu. beni indirip bir eliyle kolumdan tuttu diğer eliyle kapıyı açıp beni önüne çekti. kapının ardında aşağı doğru giden merdivenler vardı.

"bodrum mu?"

"kan kokan bir odayı mı yoksa toz kokan bir odayı tercih edersin?"

başımı eğdim. başka çarem yoktu. çenemden tutup yüzüne bakmamı sağladı.

"sandığın kadar karanlık değil."

güldü ve bakışlarını gözlerimden çekip arkama doğru baktı...aşağı doğru giden merdivenlere...

Yüzünde ki her zaman ki olan sırıtma kayboldu ve dikleşip bir adım geriledi. elini göğsüme doğru getirdi. amacı ne bilmiyordum ona doğru bir adım atmamla sert bir baskıyla beni geriye doğru iktirdi. ani bir şekilde yerin ayaklarımın altından gitmesiyle soğuk soğuk terlemeye başladım. o an ki düşüşüm 3 saniye sürmüş olsa bile  an da tüm duyularım açık ve tedirgindi. bir anda bir sürü şey hissettim. 

yerçekiminin beni aşağı çekmesini, düşmemle gittiçe benden uzaklaşan daniel'i, iktirmesinin etkisiyle sanki hala ordaymış gibi olan elinin hissiyatını... ama zeminin tüm bedenime acı vermesiyle birden her şey hissizleşti. tek şey karanlıktı. daniel bana yalan söylemişti.

Burası çok karanlıktı...

------------------

ÇOK ÖZÜR DİLERİM HEPİNİZDEN. İLHAM BİRAZ GEÇ GELDİ VE BUNUNLA BİRLİKTE DERSLERİMİN VE İŞLERİMİN YOĞUNLAŞMASIYLA İLHAMIN İÇERİ GELESİNE PEK İZİN VEREMEDİM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. :)


BİR PSİKOPATLA AYNI SINIFTAYIM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin