15

486 28 5
                                    

birden büyük bir patlama sesi duymamla sanki benden ziyade arabam korkmuş bir anda kontrolü benden almaya karar verdi. lastiğin yolda sürtme sesi kulaklarıma dolarken direksiyonu tutarak kontrolü sağlamaya çalışıyordum. birden başka bir patlama sesi duymamla birlikte görüntüm sarsıldı. araba takla atmaya başladı bir sağa bir sola omuzumun çarparak arabanın içinde yuvarlanıyordum. kafamı vurmamla görüntü bulanıklaşmaya başladı ve ani bir sarsıntıyla araba yuvarlanmayı bıraktı. kafam direksiyona düşünce vücudum tüm ağırlığını bıraktı. 

gözlerimi hafifçe açıp kapadım sesler uğultulu geliyordu ve görüntü bir o yana bir bu yana sallanıyordu. sonunda ellerimi hissedip yavaşça kaldırıp direksiyona koydum ve kendimi geriye itip sırtımı yasladım. sağ tarafımda duran aynaya baktığımda motordan inip buraya doğru geldiğini gördüm. hızlıca kapımı açtım ve kendimi arabadan attım. başımdan kanın aktığını hissedebiliyordum emekleyip ondan uzaklaşmaya çabaladım. baktığımda gördüğüm elinde ki silahla bana doğru geliyordu. bu kadar çabaladım şimdi ölemezdim...hayır. bacaklarımla kendimi itip ellerimle kendimi çekiyordum. 

adım sesleri gittikçe yaklaşıyordu, yanıma baktığımda siyah botların yanıma geldiğini gördüm. bana bakıyor ve ben emeklerken o da yanımda yürüyordu.

"nereye gidiyorsun?"

cevap vermeden ilerlemeye devam ettim. sinirle güldü ve birden saçlarımı sıkıca kavrayıp geriye çekti ve yüzüme yaklaştı.

"cevap versene."

ağzımdan kan öksürürken nefes almaya çalıştım.

"senden...uzağa."

"benden kaçamazsın Aiden."

saçımda ki tutuşunu sıkılaştırıp kafamı hızla yere vurdu. birden vücudumla olan bağlantım kesildi. elim ayağım boşa çıktı. 

"ah..uh..."

ayağıyla belimden ittirip sırtüstü çevirdi. 

"sana uslu ol demiştim. bir kere beni dinlesen bu kadar acı çekmeyeceksin."

 ensemden tutup doğrulttu ve diğer elini de diz aramdan geçirip beni kaldırdı. kafam öne ve göğsüne doğru düşmüştü. kendimi buradan ittirip kurtarmak istiyordum. onun kucağındayken ne kadar kıvransam da sanki beni taşımıyormuşçasına rahat şekilde yürümeye devam etti. motorunun yanına vardığında düşünceli şekilde hm'layarak bakındı. 

"nasıl halletsek ki bunu acaba?"

motordan bakışlarını çekip yola baktı. ve kendi düşüncesini onaylar şekilde kafa salladı. hafifçe gülümseyerek ben kucağındayken motora oturup beni kendine dönük şekilde oturtup bacaklarımı ikiye aydırttı ve ceketinden iç içe geçmeli şeridi belimden dolayıp kendine bağladı. motorun kollarını tutmak için eğildiğinde hiç hissetmek istemediğim sıcaklığını hissedebiliyordum artık midemi bulandırıyordu. bir eliyle bacaklarımı kendi bacaklarının üzerine koydurttu. 

"tutunsan iyi olur."

dalga mı geçiyorsun. ölmeyi yeğlerim. kaskı geçirdiğinde orta hızlı şekilde motoru sürmeye başladı. hayır tekrar o eve gitmek istemiyorum! ona bağlı olduğum için hiç bir şey yapamaz şekilde durmak zorunda kaldım. eve vardığımızda derin bir nefes verip bağlantımızı çıkardı ve beni tekrar kucaklayıp eve doğru taşıdı. 

"Ah şu duvarın haline bak..."

Resmen dalga geçiyordu. Görüntüm gittikçe bulanıklaşmaya başladı. Merdivenden yukarı çıkarken bilincimi yitirdim. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama gözlerimi açtığımda yatak odasındaydım. Kendimi zorlamadan etrafa bakındım. Bir kolum bir dirseğe kadar alçıdaydı. Diğer elimle battaniyeyi tutup kalkmaya yeltendiğim de duyduğum kapı açılma sesi beni durdurdu. Gelen kişiyi gördüğümde içimi korku kapladı bir yandan da şaşkınlıkla ona baktım.

"Oh, uyanmışsın. Sana biraz çorba getirdim."

Elindeki tepsiyi hafifçe kaldırarak gösterdi.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Anlamaz şekilde baktı.

"Hm... Çorba."

Ama sinirli şekilde baktığımda hafiften sırıtarak hoşnut olduğuna dair bir ses çıkardı.

"Bu numara ikinci kez yaramayacak galiba."

Elindeki tepsi ile geldi. Tepsiyi yanımdaki şifonyerin üzerine koydu; köşedeki tabureyi çekip oturdu ve bana baktı.

"Dersini aldığını umuyorum."

Cevap vermeden kızgın bir şekilde ona baktım. Bir süre daha gözlerime bakıp dan sonra nefes verdi ve kaseye eline alıp kaşağı çorbayı doldurup bana uzattı.

"İç. 1 gündür uyuyorsun."

Sinirli kafamı başka yöne çevirdim. Birden yanaklarımız sıkıca tutarak kendine çevirdi. Ve hafif yaralanmış ağzımdan kaşığı zorla soktu.

"Bebek gibi davranmayı bırak."

Sıcak çorbanın boğazını yakması ile öksürdüm. Ağzımın kenarından akan damlayı sinirle sildim. Bir kaşık daha uzattığında istemeyerek de olsa ağzımı açıp yedim. Çorba bittiğinde tepsiye koyup aldı ve odadan çıktı. Bir daha geri gelmeyeceğini umarak ayağa kalktım ve etrafa bakındım. Dolaplar, çekmeceler her yere baktım ama kıyafet dışında hiçbir şey yoktu. Gitmesi 10 dakikayı bulunmamıştı ki geri geldi. Sorgulayan gözlerle sözlükten sonra yatağa baktı sonra tekrar bana.

"Otur."

"Ne var?"

"Otur dedim."

Sesi biraz daha sert çıkınca yatağa oturdum. O da gülümseyerek geldi ve yanıma oturdu.

"Bana aşık olduğun için kızdığım zamanı hatırlıyor musun-?"

"Değilim."

Sözünü kesmemden rahatsız oldu ki bakışları bir anda değişti. Daha sonra kendisini sakinleştirmeye çalışır gibi nefes verdi ve devam etti.

"Sanırım bu sefer ben sana aşık oldum."

İçimi bir an gülme kapladı. Neydi bu aksiyon romantik komedi filmi mi?

"Sen mi? aşık olmak mı? Sen kimseyi sevemezsin."

-------------------
HERKESE SELAMLAR. FİNALLERİM BİR YANA HİKAYEDE ÇOK KRİTİK BİR YERE GELDİK VE BEYNİM KESİNLİKLE DURDU DİYEBİLİRİM. GEÇİŞTİRMEMEK İÇİN GÜZEL ŞEYLER YAZMAYI PLANLIYORDUM UZUN SÜRMESİNİN BİR NEDENİ DE BUYDU. MERAK EDEN VE HİKAYEYİ DESTEKLEYEN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM BÖLÜMÜ UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE. <3

BİR PSİKOPATLA AYNI SINIFTAYIM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin