twenty three

1.4K 65 41
                                    

Çok geç geldi biliyorum ama bugünlerde fazla kitap yazasım yok yani ilham gelmiyor. Taslağımdaydı bende atayım dedim öptüm sizi çiçeklerim

Utançtan dolayı kıpkırmızıydım. Tanrım! Allahım diyeceğime Tanrım dedim Kore bana iyi gelmedi yok.

Jungkooka yakalandık üstelik tüm üyelere anlattı ve gruba dalga geçerek bana geçmiş olsun dediler!

Ölmeme ramak kaldı, az kaldı! Eğer anneme "anneciğim ben Taehyung ile seviştim" dersem ağzıma sıçar üstüne beni keser doğrar..

Bacağımın üstünde yatan kitap okuyan sevgilime bakıp iç geçirdim. Onunla oldum diye asla ama asla pişman değildim. Yine olsa yine yaparım!

Telefonuma mesaj geldiğinde taehyung kafasını yukarıya kaldırıp bana baktığında ben çoktan mesajı okuyordum.

Nisa yine saçma sapan mesajlar atmıştı. Geldim buradayım, seviliyorum artık yani pes etmesi gerek.

"Yüz ifadene göre Nisa?" gülümseyip kafamı olumluca salladım. Mesajları okumaya çalışıyordu, az çok öğrenmişti.

Burnundaki bene baktım, yüzündeki ve vücudunda ki benleri keşfettim. Onlar en güzel şeylerdi, en başında ise Taehyung, o en güzel varlıktı. Hayal ile gerçek arasına sokuyordu insanı.

Burnuna küçük öpücük kondurduğumda gülümseyip boynumdan öptü. "Canın çok yandı mı?" ayıp oluyor bu soruyu sorarak. Deliğimi paramparça etti, götümü koparacak sandım ya.

"Götümü kopardın sadece" Gülünce bende gülmüştüm. Biz üç günlük tatil için gelmiştik fakat yarın konserimiz vardı ve akşam üzeri yola çıkacaktık.

Nisaya birkaç laflar sokup telefonumu yanıma koydum. Artık bu işe son vermesi gerekiyordu.

"Hadi kahvaltı yapalım sevgilim" ellerinden tutup kaldırdığımda beni oturtup kendisi ayağa kalktı "sen oturacaksın ben yapacam, anlaştık mı küçük hanım?"

"Anlaştık" dudağıma kısa öpücük kondurup mutfağa ilerlediğinde bende telefonumu alıp aceleyle venüsü aradım.

Ya bir kere hemen açsa ölür mü? Ölür!

En sonunda açtığında -üçüncü aramamda- uykulu sesiyle konuştuğunda gece olduğunu anladım. Unutuyordum şu şeyleri ya.

"Venüs tamam sövme unutuyorum ne yapayım"

"Esra unutuyorsan gitmeseydin güzel aptal kardeşim" göz devirdip "bana laf sokup durma oraya gelir ebeni bellerim ya"

"Sen beni gecenin on birinde niye arıyorsun?" hayretlerim olsun uzay ilk defa erken uyumuş. Biri musallat oldu abime!

"Kim musallat oldu sana? Erken uyumazdın?"

"Beren ile yiyiştik" gözlerim kocaman olup sadece susutum. Seslenmesini bile duymuyordum. "Yengemin namusunu çaldın ırz düşmanı seni!"

"Esra... Uykum var, yorgunum yarın konuşalım mı güzelim?"

"Ben konuşamam bu sefer"

"Neden?"

"Konserimiz var venus başka neden olabilir? Ben buraya tatil için değil hayalim için geldim. Bu arada taehyung ile bir günlüğüne geldik burası ço- alo? Venüs? Hahah şakacı seni, sikicem belanı"

Suratıma kapanna telefona sövmeye hatta beddua etmeye başlamıştım.

Taehyungun yanına topalayarak geldiğimde bana gülerek baktığımda kaşlarımı çattım "senin yüzünden bu haldeyim. Yarına kadar iyi olayım bari" gülümseyip omleti tabağa koyup tabağı da süslemeye başladığında "emin ol kaplan kadar koşarsın"

Dalgasına göz devirdiğimde diğer omlet için yumurtaları kırıp çırptığımda tavaya döktüm. Benim kalçama vurup çekilmemi sağladığında "ya zaten acıyor niye vuruyorsun tae?" omuz silktiğinde tabağı alıp masaya koydum.

İlişkimiz arkadaş bazen de çok cıvık bazen ise ikimizin karakteri gibi. Ama birbirimizi seviyoruz, güveniyoruz. Önemli olan da bu zaten.

Portakal sularınu bardaklara koyup masaya da bardakları koyduğumda taehyung da omlet tabağıyla masaya oturduğunda bende yanına oturdum.

İkimizin küçüklük anılarını anlatarak geçmişti. Ben de ne kadar yaramaz biri olduumu ispatlamak için neler yaptığımı anlatmaya başladım.

Babannemin banyodaki perdelerini kestiğimi, ağaca çıkıp insanların kafalarına yumurta fırlatığımı anlattım. Ağaçtan inerken yaşlı teyze bana beddua ettiğinde ağaçtan düşüp ayağımı kırdığımı anlatmıştım.

Öyle güzel kahkaha atıyordu ki her zaman o güzel kahkahasını duymak istedim. O güzel sesini duymak istedim.

Bizim komik, hüzünlü geçmişimizin bazı kısımlarını anlattıktan sonra etrafı toparlayıp içeriye geçtiğimizde gitme saati geldiğinde hazırlanıp arabaya binmiştik.

Eve gittiğimizde eminim ki jungkook benimle durmadan dalga geçecek ve canımı sıkacaktı. Hatta hepsi bana imalı bir şekilde geçmiş olsun diyeceklerdi.

"Geçmiş olsun küçğk maknae" jungkookun gülmekten zorla konuştuğunda ona ters bakış attığımda daha çok güldü.

Salonun ortasında onu kovalamaya başladığımda herkes ise bizim bu durumumuzu videoya çekiyordu.

"Taehyung acımasızdır! Acıdı diye şey ettim" jungkook kaçarak bağırdığında ben önğne geçip çelme çektiğimde yere düşmesiyle seokjinin o gür kahkahasıyla bende daha çok güldüm.

"Hoseok da sanırım senin canını fazla yakmış. Geçmiş olsun jeongguk hyung" bu sefer gülen bendim o da bana ters bakış attığında elimi uzatıp kaldırdığımda jimin hyungun yanına oturdum.

"Kim söyledi?" herkes namjoona baktığında o da kendini korumak adına "söylememesi mi gerekiyordu?" jungkook elini alnına vurup ağlamaklı sesler çıkarıyordu.

"Esra yeni şarkı yapacaksın haberin olsun" namjoonun demesiyle kafamı salladım. Haydi bakalım şimdi şarkın nasıl olsun onu düşün esracık.

Herkes yarın için erken yatmak için odalarına giderken jungkook yine sinirimi bozmuştu. Allahım sen şu delirmemek için mücadele eden kuluna yardım et. Amin.

Odaya girdiğimde yatağımda oturan peluş tavşanıma bakan taehyung ile karşılaştığımda gülümseyerek yanına ilerledim. Tabi ki kapıyı kapattım. Mazallah tekrar jungkook vakasıyla uğraşamam.

"Odan sanırım yoonginin yan tarafındaydı?" omuz silkip bileğimden turup tek bacağının üstüne oturduğunda bir elimi uzayan dalgalı saçlarına koydum.

"Şarkı da yardım edebilirim?"

"Sağol. En son bir yardım ettiğindr kalpten gidiyordum" montajda ki anıyı hatırlamış gibi yarım şekilde gülümsediğinde bacağından kalkıp saçlarına öpücük kondurup "iyi geceler kaplancık" dediğimde dudağını büzdüğünde gözlerim dudaklarına kaymıştı.

Bu harekete dayanamıyorum, ne zaman görsem hep telefonu öpüyorum ben. Aynı şekilde ise dudağına öpmüştüm. "Dudağını büzünce öpesim geliyor, yapma" oyunculuğunu kullanarak "o zaman yatalım?" göz devirip kolundan tutup kaldırdığımda "zaten her gün beraberiz sevgilim. Bırak da uyuyayım, hm?"

Yanağımdan öpüp "iyi geceler kaplancığın tilkisi" gittiğinde ben oda da dona kalmıştım. Nefesi kulağımın altında gelmişti ve sesi boğuk ve seksi çıkmıştı. Zaten sesi ve varlığı yetmiyormuş gibi "kaplancığın tilkisi" dediğinde ben bitmiştim.

Oflayarak geceliklerimi giyip ışığı kapatıp telefonumu da şarja takıp kafamı yastığımla buluşturdum. Arkamdaki tavşanı alıp sarıldığımda gözlerimi kapattım.

Dün gece ki sahneler gözüm de canlanınca kalbim yine hızlı atıyordu!

~BTS 8.Üye~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin