Yemekleri yaparken Jin hyung malzemeleri ve tarifleri karıştırıyordu. Hatta ben bile tarifi karıştırmıştım annemi aradığımda "seni alan adam iki gün sonra kapının önüne koyar" demişti.
Tabi üyelerin yarısı yavaş yavaş türkçeyi çözüyordu. Sayemde maşşalah çok güzel türkçe konuşabiliyorum.
Yemekleri yerken hepsi iltifat edince Jin hyung da "ben neciyim ya? Bende yaptım" demişti ve ona da teşekür etmişlerdi. Ama asıl dikkatimi çeken ise Yoongi hyung ile Jim'in hyungtu. Jim'in hyung yanımda Yoongi hyung Jim'in hyungun karşısında oturmuştu ve yemek bitene kadar bakışmışlardı.
Allahım duy şu kulunun sesini ne olursun Yoonmin olsun Yoonmin ficler var onların arasında bende varım Namjin ficler var yine benim Hopekook ficler var ve yine benim! Taehyung benim ki hıh!
:D
Mutfaktan çıkıp onların yanlarına oturduğumda oyun konsoldan basketbol maçı yapıyorlardı. Hoseok ile Jungkook oynuyordu ve Jungkook baya iyiydi.
Gerçi Jungkook'un iyi olmadığı bişi varsa gelin masaya vurun söyleyin valla itaat edicem. Amk çocuk dört hafta sonra türkçeyle günaydın dedi o kadar yani!
Hoseok kaybedince sinirle Jungkook un ayağına vurup bağırarak koltuğa oturdu.
"Benimle oynamak isteyen var mı millet?" herkes göz devirmişti. Cidden Jungkook Jşn hyungun egosunu bile geçtiği oluyordu. "Ben" dememle hepsinin bakışı bende durmuştu. Enerjili görünümün solmuştu böylece.
Jungkook elindeki konsolu bana uzatınca çocuksu sevincimle yanına oturup oyunu başlatık.
Venüsle çogunlukla oynardık hatta takım olurduk da oyun salondaki herkesi geçerdik. Jungkook gibi yetenekli biriyle rakip olmak ne kadar beni kurtarabilir ki?
Maç başlamıştı ve Jungkook benden öndeydi onun puanına yaklaşmam için üç puan gerekirdi. Kulağımda Taehyungun fısıldaması tenime deyince huylanıyordum.
"Sen Kim Yoona'sın. Yaparsın. Aptal tavşanı geçebilirsin" sinirle nefes alıp "burada sana bir geçirecem. Dikkatimi dağıtma hyung!" en sonda bağırmamla Jungkook'un kaybetmesi bir olunca olayın şokunda ikimizdik. Üyeler çığlık çığlığa seviniyorlardı. Sanki gerçekten de kupayı kazanmıştım.
"İlk defa biri Jungkook'u yendi!" Hoseol hyung bana sarılarak zıplayınca gülmeye başladım.
##
Bağdaş kurmuş koltuğun kenarını sol elimi koyup sol yanağımı da elimi koymuş filmi izliyorduk. Abur cuburlae asitli içecekler filan fistan.
Film korku filmdi, izlerdim ben on yaşımdan beri korku filmi izlerdim. Venüs yaratığı alıştırmıştı. Kameraya aniden bişi atlayınca Jin, Hoseok, Namjoon ve Jim'in hyung çığlık attınca bende onların çığlılarından dolayı yerimden sıçramıştım.
Jim'in hyung bana sırnaşmıştı. Gülümseyip bende ona sırnaşmıştım. Yoongi hyung kıskanarak bakıyordu benim baktığımı görünce içten şekilde gülümsemiş filme bakmıştı. Aslında gerçek filmi beni saran kişiydi.
Ya ikisi birbirini seviyordu ya da çıkaramadığım bişi vardı çözemedim..
Arada yerlerde ben de korkarak Jim'in hyunga sıkıca sarılmıştım. Yatacağım zaman sıçmıştım. Film izlerken korkmuyordum yatacağım zaman sıçıyordum. Evin tüm ışıklarını açık bırakırdım hatta tuvalete Venüsü uyandırır kapımın önünde beklemesini söylerdim o da beklerdi.
Aklıma Venüs gelince iç çekmiştim. Nisa ona zarar veriyor muydu? Ya Mevsim orosbusu? Ailem ne durumda bilmiyordum. Belki kötü bişi vardı ama benim üzülmemem için söylemiyorlarsa? Annem sesimizde davranışlarımızda bakışımızda anlardı ama ben anlamıyordum işte. Tek abimde anlıyordum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~BTS 8.Üye~
Fanfiction[DÜZENLENDİ] *İlk başta takma adları farklı yapmıştım sonradan değiştirdim. Hatalarım vardır o yüzden özür diliyorum sizden..* BigHit şirketi BTS'in 8.üye ihtiyacı olduğunu duyuru yapıyor ve bütün ARMY'ler sekizinci üye olmak için yapmadıkları kalm...