tvelve

2.7K 145 12
                                        

Abimi kaç kere aradıysam açmadı. Annemi aradım herşey normal demişti babam ise "bundan bir bok olmaz ama senden oldu" demişti. Ben ne zaman üzgün olsam babam ile abim güldürürdü beni.

Şu an okulda olmalıydım ama o kadar güçsüzdüm ki. Hepsine gitmelerini söylemiştim Eylül'e de haber vermiştim.

Eve vardığımızda yatıcam diyip odama kapanıp gece aralıksız ağlamıştım. Nisaya yazmıştım hatta anasına kadar sövmüştüm ama görüldü atmıştı. Abime yazdım eğer Nisa ona dokunuraa bana söylemese doğduğuna pişman ederdim.

Telefonumun sesini duyunca kafamı yastıktan kaldırıp yatağımın yanındaki küçük komidinden telefonumu aldım. Baktığımda Venüs aradığını görünce hemen açtım,

"Lan neredesin sen? Kaç saatir arıyorum açmıyorsun. Ödümü kopardın Venüs!" ağlamaktan dolayı sesim pürüzlü çıkmıştı. Abim hıçkırık sesi gelince kaşlarımı çatım. "Venüs, iyi misin?"

"Esra... Ben çok kötü bişi yaptım" yataktan doğrulup oturdum. Stersten dudağımı kemirdim. "Ne yaptın?"

Dememle kendine sövmeye başladı. Asla ama asla kendine sövmezdi, bişiler var. Aklımdaki o olmaması için dualar ediyordum. "Venüs söyle ne yaptın!?"

"Nisa ile... İlişkiye girdim"

Tamam. Hayatım bitti benim. Yaptı. Dediğini yaptı. Hayatımı mahvetti. Venüs bana sesleniyordu ama ben ses edemiyordum. Sesimi kesmişlerdi sanki.

"Venüs, sen hani Bernayı-" dememle bağırdı. "Biliyorum! Seviyorum hala! Ama.. Sarhoştum hemen sarhoş olmam biliyorum ama nasıl oldu bilmiyorum Esra!"

"Bana bak Venüs, eğer Nisa benim yengeö olursa onu öldürürüm sonra seni. Seni hayatım boyunca affetmem abilikten red ederim. Anlıyor musun beni!?" derin nefes alıp göz yaşlarımı tek elimle silip "ne yap ne et bir şekilde Nisadan uzak tut. Bernayı sevdiğini söyleme yoksa Bernayı kırar ve senden uzaklaşır. Tamam mı? Kapatmalıyım" dedim ve suratına kapatım. Telefonumu kapatım, biliyorum beni arayacaktı mesaj atacaktı. Belki üyeler ile Eylül arayacaktı. Şu an kimseyle konuşmak istemiyorum..

##

Abim arıyalı beş saat geçmişti ve şimdi saat öğlene geliyor geçiyordu. Aşağı kapı sesi gelince ismimle bağırmaya başladılar. Yorgan kafama kadar örtülüydü. Asla ama asla söylemicektim. Neden bilmiyorum ama söylemicektim.

Kapım tıklanınca Jiminin tatlı sesini duydum "Esra? İyi misin?" ses vermeyince tekrar tıknanıldı bu sefer de Hoseok'un minoş sesi duyuldu "aradık ama telefonun ulaşılmadı. Ses ver lütfen"

Namjoon ise "giriyoruz bak? İyi olduğunu görmemiz için tamam mı?" ses vermedim. Çünkü konuşacak gücüm yoktu. Abimin Nisa ile ilişkiye girdik cümlesinden sonra ruhumu aldılar.

Kapım açıldı ve adımlar yatağıma kadar geldi. Yorganım çekileceği zaman yorganı tutum ve açılmasını önledim. "Lütfen izin verde senin iyi olduğunu görelim?"

"İyiyim ben Jim'in hyung"

İyi değilim..

"Neden sesin iyi olduğunu söylemiyor o zaman?" derin nefes almıştım ama alırken öksürmüştüm. Çünkü burada kaç saattir havasızdım bilmiyorum.. "İyiyim, cidden. Şey gitseniz de ben yorganı çeksem çünkü havasızım" yorganın üstünde bir el hissetim ve başımın olduğu yeri okşanmıştı "neden yüzünü göstermiyorsun?"

Cevap vermedim. Yüzüm çok çirkindi. Göz altlarım morarmış, burnum gözlerim dudaklarım kızarmış, dudaklarım şişmiş, saçım başım dağılmış. Nasıl göstereyim ben size yüzümü? Utanç verici!

~BTS 8.Üye~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin