Bölüm·28

551 18 18
                                    

Merakla kağıdın arka tarafını çevirdiğimde gördüğüm o görüntüydü. Hapishane koridorunda Defne, Uraz, İlker, Ekin , Barın, Barkın ve Abim!

Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Gözlerimi kapatıp tekrar açtım. Tekrar ve tekrar görüntüye baktım. Belki birisine benzetiyorum diye düşündüm. İnanmak istemiyordum.

O suçluları kaçıran abim olduğuna inanmak hiç istemiyordum!

Her ne kadar istemesemde gerçek buydu. Abim suçları kaçıran ve onları burda barındıran bir suçluydu. Bu yaptığı ayrıca bir suçtu.

Bugün bu öğrendiklerim o kadar ağır gelmişti ki. Abime bile güvenemiyeceğimi anladım bugün.

Telefonumu kapattığımda,aklıma hala Defne'nin torbasının kazağımda olduğunu fark ettim. Hızla kazağımdan çıkarıp dolaptaki elbiselerimin içine koydum.

Daha sonra odamın kapısı çaldı ve içeriye Ekin girdi "Abin geldi ve yemek yicez topluca. Aşağıda seni bekliyoruz" dedi.

Korkuyla "topluca derken? Herkes mi orda?" diye sordum. Yani tüm suçlar mı orda demek istiyordum. Ben o korkuyla nasıl yemek yiyecektim hiç bilmiyorum.

Ekin soruma anlam veremesede "Defne,Uraz, İlkay, Barın ve Barkın Berkin, Berkant ve abin işte" diye yanıtladı.

Berkant mı?

Geleceğini hiç düşünmemiştim onun. Başımı salladım ve Ekin ile beraber odamdan çıktım.

Derin bir nefes alıp merdivenlerden indim. Aşağıda masada herkes toplanmıştı. Peki neden bugün herkes böyle toplanmıştı? Genelde böyle olmazdı.

Abim masanın başında yer alırken bende masanın diğer başında yer aldım. Abim ile karşılıklı oturduk. Kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak yerime oturdum.

İlk önce bir sessizlik oldu kimseden ses çıkmadı. En sonunda abim "Afiyetle yemeğimizi yemeden önce konuşcağımız bir konu var" dedi.

Gözlerimi abime çevirdim "ne konuşacağız ki?" diye sordum.

Uraz "pek bir meraklısın bu akşam" diyerek bana baktı. Dediğini umursamadan abime bakmaya devam ettim.

Belki abim bugün öğrendiklerimi bana kendisi anlatcaktı. Ama artık anlatmak için geç kalmıştı. Ben öğrenmeden bana her şeyi anlatmalıydı. Alpar olmasa ben hala her şeyden habersiz devam edicektim.
Alpara bir teşekkür borcum vardı.

Abim "Berkant'ın o gün neden böyle yaptığını öğrendim. Kendisi bana her şeyi delikanlı gibi açıkladı." dedi.

Gözlerimi Berkant'ın mavi gözlerine çevirdim. O da benim gözlerime bakıyordu ama benden farklı olarak derin derin bakıyordu.

Abim konuşmasına devam etti "Berkant Elayı çok sevdiğini söyledi. Ve zaten çok sevdiği her halinden belli oluyor. Peki Ela sen seviyor musun?" diye sormasına şaşırdım.

Berkant'ın bunu abime söylemesine de şaşırdım. Ben abim bugün öğrendiklerimi bana kendisi anlatır diye beklerken onun söyleyip şu sorduğu sorduğu soruya bakın!

Düz bir sesle "Hayır." dedim. Berkant buruk bir gülümsemeyle bana bakıyordu artık. Amacım onu üzmek değildi.

Abim usulca başını salladı. Masadaki diğerleri Berkant'ın zaten beni seviyor olduğunu biliyor gibiydiler. Herhalde Berkant onlarada söylemiş olmalı diye düşündüm.

Neden Berkant ile benim aramdaki bu ilişki şu an masada herkesin içinde konuşuluyordu anlamış değilim. Ama bu benim sinirlerimi fazlasıyla bozmuştu.

B E L AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin