İyi okumalar ❤️🍒
Günler Sonra
Günler akan bir suyun hızıyla geçip gitse de hayatımızdan, bu benim için tam tersiydi. Tabii bu benim için geçerli olan onlarca şeyden yalnızca biriydi, nedenini soracak olursanız anlatayım, Seth günlerdir talim yapıyordu ve onunla henüz ok bile atamamıştık. Bana bunun sözünü verdiğinden bu yana birkaç gün geçmişti ve savaş artık çok daha yakındı. Birkaç gün sonrasında, Seth ordusu ve babası ile beraber savaşa gidecek, ben de onun peşinden gidecektim. Bunu nasıl yapacağıma henüz karar vermemiştim, ama şimdi Seth'le göz göze geldiğimizde olası ihtimaller aklıma doluştu. Saçlarımı kesebilir, erkek kılığına girebilirdim. Orada gerçekten savaşmak amacında değildim nasıl olsa, Seth'in yanında olmak bana yeterdi.
Seth gömleğinin bilek kısmıyla ıslanmış alnını sildi ve gülümsedi. Güneşin altında, her zaman olduğum taşın üzerinde oturmuş onu seyrediyordum. Yalnız ben değildim bu şöleni seyre duran, Firavun ve diğerleri de buradaydı. Ve öylesine çok hizmetkar konuşlanmıştı ki çevrelerinde, onlardan uzakta olduğum için mırıldanarak şükrettim. Sık sık birbirlerine dönüyorlar, sohbet ediyorlardı. Isis ve Vezir en çok konuşanlardan yalnızca biriydi. Onların sohbetini bölen kişiyse Firavun oluyordu.
Elimi sıcaktan yanmak üzere olan başıma götürdüm ve parmaklarımla Seth'e el salladım. Göz kırptıktan sonra kılıcını kınına soktu ve karşısına çıkmak üzere hareketlenen 3 askere dikkatli gözleriyle baktı. Cesur olan insanların -yani haddinden fazla cesur insanların- böylesine dikkatli davranabilecekleri benim için yeni bir şeydi. Cesur insanların tek kusuru belki de tutkuyla dolu olmalarıydı, ama Seth tüm bunları öylesine muazzam bir dengeyle birleştirmişti ki içinde, onun Firavun olacağını, dahası muhteşem bir Firavun olacağını, adını tarihe altın harflerle yazdıracağını görür gibiydim şimdiden.
Seth derin bir nefes aldı ve kılıcını insanın içine korku salan bir ses eşliğinde kınından çekti. Askerler zırhlarını bir yana bırakarak kılıçlarını aynı ses eşliğinde çektiler. Seth birkaç kez salladı kılıcını havada ve sonra başını hafifçe eğerek askerlerini selamladı. Onun askerlerine bile böylesine saygı duyması karşısında şaşkınlığımı gizleyemeyerek dudaklarımı ısırdım. Ama bu saygı kesinlikle yersiz değildi, bu adamlar, Generalin "en iyi askerlerim" dedikleri kişilerdi.
Ve Seth tüm bu askerlerle, günlerdir ahbap olmuştu. Birden fazla kişiyle talim yapmaksa, Seth için alışkanlık halini alan onlarca şeyden bir diğeriydi.
Seth kendisine kılıç çeken askerlerine gülümseyerek baktı ve diğer günlerde olduğu gibi temkinli adımlarla geriye çekildi. Onun bu geri çekilişi askerleri yerinden kıpırdatarak kendisine doğru yürümesini sağladı. Seth'e kılıcını ilk kaldıran asker, diğerlerinden daha sert görünen ve Generalin yüz ifadesine sahip olandı. Seth onun kılıç darbesini, havada tutarak geriye attı ve asker birkaç adım geriledi. Diğer asker arkadaşının yerini alarak öne atıldı ve Seth'in vücudunun sol tarafına atak yaptı, Seth bu darbeyi de kolaylıkla geri savurdu, ne de olsa Seth sol elini kullanıyordu ve bu karşısındaki insanları zora sokan durumlardan yalnızca biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asenath | Firavun'un Ruhu ♡ 𝐃𝐔̈𝐙𝐄𝐍𝐋𝐄𝐍𝐈̇𝐘𝐎𝐑
Historical FictionBen Asenath. Prens Seth'in biricik hizmetkarı. Bir Firavun olduğunda, uğruma kendi kız kardeşini öldürdü. Ben Asenath. Canı beş para etmez bir köleyken, Mısır'ın Kraliçesi olan Asenath. & Binlerce yılın sonunda lahiti ilk kez aralayan kişi olma ş...