11. Bölüm

5.6K 489 125
                                    

Seth'in yanında yürümek nedenini anlayamadığım bir güven duygusuyla dolduruyordu içimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seth'in yanında yürümek nedenini anlayamadığım bir güven duygusuyla dolduruyordu içimi. Yine de bu duyguyu yalnızca kendime saklamam gerektiğini düşündüm. Bazı duyguların sahibinden başka kimseyi mutlu etmeyeceğinin farkındaydım.

Seth kendisine açılan kapıların ardından içeriye adım attı. Birkaç saniye bekledikten sonra ben de onun peşinden içeriye girdim. Ama Seth bir an için durup bana döndü ve hafif bir sesle "Bu renk teninde çok hoş durmuş." dedi.

Bunu neden şimdi söylediğini merak ettim o yeniden yürümeye başladığında. Ne kadar şaşırsam da belli etmeyerek peşinden yürümeye devam ettim. Masadakiler mutlu mutlu konuşuyorlardı. Seth'in benimle konuşmasının kimsenin ilgisini çekmediğini düşünerek gülümsedim. Bunun için de ayrıca sorguya çekilmek istemiyordum aptal Nour tarafından.

Seth babasının sağ tarafına Nour'un karşısına oturdu. Masaya son gelen kişi olmasının düşündüğüm gibi bir sorun yaratmadığını düşündüm, ama Isis bunu gündeme getirmekten geri durmadı.

"Neden geç kaldın sevgili kardeşim?" dedi masumiyet dolu bir sesle, onun bir şeytan olduğuna şahit olmamış olsaydım inanırdım tatlı diline belki de...

"Gömleğimi değiştirmem gerekti." dedi kısaca Seth. Isis bu konuyu daha fazla irdelemeye gerek duymayarak sustu.

Masa krallara layıktı ve kuş sütünün bile eksik olmadığından emindim. Gözlerimi devirmemek için kendimi tuttum. Tutumlu bir insan değildim hiçbir zaman, ama bu masayla birçok evsizin doyurulabileceğini düşündüm. Sokakta kaldığım vakit açlığı hissetmiştim. Sarayda böyle bir sefanın sürülmesi her devirde yaşanan bir şeydi, ama ben aynı ölçüde rahatsız olacağımı biliyordum.

Nour yemeğine dokunmuyordu ve Maat'a döndü hafifçe bedenini "Emrettiğiniz gibi orduyu savaşa hazırlıyorum." dedi.

Seth babasının cevap vermeyeceğini anladığında Nour'la konuşmaya başladı "Savaşa ben de geleceğim." dedi.

Savaşa Seth de mi gidecekti? Alnımın kırışmasına müsaade ederek Seth'e baktım. Ama o Nour ve babasından başka kimseye bakmıyordu.

Nour "Nasıl dilerseniz Prensim." dedi, sesinde memnuniyet vardı. Bu ton, beni rahatsız etti. Neden Seth'in savaşa gitmesi onun memnun ediyordu ki? Eğer kendisinin şeytani bir çıkarı yoksa bundan?

Maat "Ne kadar cesur olduğunu biliyorum, ama bunu kimseye kanıtlamak zorunda değilsin." dediğinde içime birazcık su serpildi. Ben de onun savaşa gitmemesi gerektiğini düşünüyordum. Hem Roma'nın elçileri karşısında böylesine hoyrat davranabiliyorlarken, savaşı kazanacakları konusunda bir tereddüt de olamazdı. Kazanacaklarını bildikleri bir savaşa ise Prensin gitmesi saçmalıktan başka bir şey değildi.

Seth itiraz etmeyen bir ses tonuyla konuşmaya başladı "Bir gün bu krallığın Firavunu olacağım ve her şeyi eksiksiz yapmak istiyorum." diyerek konuyu daha fazla tartışmanın anlamsız olduğunu vurguladı.

Asenath | Firavun'un Ruhu ♡ 𝐃𝐔̈𝐙𝐄𝐍𝐋𝐄𝐍𝐈̇𝐘𝐎𝐑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin