Ben Asenath. Prens Seth'in biricik hizmetkarı. Bir Firavun olduğunda, uğruma kendi kız kardeşini öldürdü.
Ben Asenath. Canı beş para etmez bir köleyken, Mısır'ın Kraliçesi olan Asenath.
&
Binlerce yılın sonunda lahiti ilk kez aralayan kişi olma ş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bölümlerin daha sık gelmesi için vote vermeyi unutmayın.❤️
Ra'nın odasına attığım ilk adımdan sonra, boğazıma değen soğuk demir beraberinde bir korkuyla bedenim üzerinde hakimiyet kurdu. Boğazımın üzerindeki şeyin bir bıçak olduğunu biliyordum, hareket edersem bu bıçağın boğazımı keseceğini de. Kapıyı, bıçağı tutan kişi kapattı ayaklarının ucuyla ve geriye çektim başımı. Nefes almaktan bile çekiniyordum.
Ra'nın sesi kulaklarıma değdi "Burada ne işin var?"
Yutkundum ve onun bıçağı tutan eline dokundum "Çek şu hançeri boğazımdan." dedim fısıldayarak.
Ra hançeri boğazımdan indirdi ve kollarını da omuzlarımdan çekerek ileriye yürüdü. Az önce yaptığı şey umurunda değilmiş gibi rahattı tavırları. Hançeri havaya kaldırdı daha iyi görmem için "Başkası olsaydın keskinliğini deneyecektim." dedi eğlenen bir sesle.
"Deli misin be sen?" dedim, elimi az önce onun hançeri bastırdığı boğazıma götürdüm "Ya yaralansaydım?"
"Ama yaralanmadın." dedi umursamayarak. Geniş sandalyesine oturdu ve bacaklarını masasına uzattı. Masanın üzerinden birkaç kitap gürültü ile yere düştü, ama hiçbir şeyi olmadığı gibi onları da umursamadı. Gözleri direkt olarak bana bakıyordu. "Ne işin var burada?"
Sorusundaki haklılık payını göz ardı etmem mümkün değildi. Buraya gelmiştim- neden? Bilmiyorum. Ra'nın gözleri gözlerimin önüne geldiğinde, yapabileceğim en iyi şeyin buraya gelmek olduğunu düşünmüş olmalıydım. Ama şimdi o kadar da mantıklı gelmiyordu.
Elimi kaldırdım "Bilmiyorum. Bu saray bana kafayı yediriyor." dedim ve az ötemde duran kapıya yöneldim, çıkmak için kapının tokmağına dokunduğumda Ra oturduğu yerden hızla kalkmış, kapının tokmağını kavrayan elimi soğuk parmaklarıyla tutmuştu. Başımı kaldırarak onun ifadesiz yüzüne baktım.
"Geldiysen gitmemelisin." dedi.
"Dengesizin tekisin." diye fısıldadım.
Gülümsedi "Hadi otur, bana anlatacak ilginç bir şeylerin olduğuna eminim."
Derin bir nefes aldım ve hala onun ellerinin altında olan elimi dokunuşlarından kurtararak geriye çekildim. Dağınık yatağın üzerine oturdum ve kapının önünde bekleyen Ra da birkaç saniye kendi eline baktıktan sonra sandalyesine yürüdü. Sandalyeyi parmaklarının arasına alarak karşıma çekti ve oturdu. İlgiyle bakıyordu yüzüme.
"Anlat." diye emretti.
"Isis ve Seth evleniyor."
Ra dudaklarını ıslattı ve kendine engel olamayarak güldü "Ve sen de?"