Akşam yemek masasındayken, kendimi daha önce hiç hissetmediğim kadar rahatsız olmuş hissettim. Tapınaktan onlarca rahip gelmiş ve herkesten önce masadaki yerlerini hızla sahiplenmişlerdi. Kendilerinden ayrı olan insanları gözlerinin ucuyla ukalaca inceliyor, bir fikir sahibi olmak istiyorlardı. Ama burada yabancı olan tek kişinin ben olduğum düşünülünce, belki de kuruntu yapıyordum kendi kendime ama yine de onların olduğu herhangi bir yerde insanın kendini huzurlu hissetmesi imkansızdı.
Hayli kilolu olan bedenleri ve konuşurken duvarları titreten ses tonlarıyla, yeryüzünün tanrıları gibiydi onlar. Firavunun bile onlarla konuşurken gözlerindeki ifade, korktuğunu, korkmak kadar abartılı olmasa da çekindiğini görebiliyordum ve bu Firavun için utanç meselesi olmalıydı.
Ama yine de tersinin mümkün olmadığını düşündüm, Firavunu bu göreve kabul eden her nasılsa onlar olmuştu işin sonunda. Mısır, hanedanların değiştiği, hayatların alındığı ve geçmişte kalanların sonsuza dek silindiği bir imparatorluktu.
Ölüler diyarının yaşayan bir örneğiydi Mısır.
Beni dinlerine kabul eden Rahibin tam karşısında oturuyordum ve Seth'ten biraz uzaktaydım. Adam bana eğilerek "Tapınağı ziyaret etmiyorsun." dedi.
Dudaklarımı ıslattım ve başımı önümdeki tabaktan kaldırarak ona çevirdim bakışlarımı "Prens Seth savaş için hazırlık yapıyor ve ben de onunlayım."
"Bu bir bahane olmamalı."
"Haklısınız efendim, en kısa zamanda ziyaret edeceğime şüpheniz olmasın."
"Dik başlı olduğunu duymuştum, ama bunun ucuz bir dedikodudan ibaret olduğunu düşünmek üzereyim."
Gülümsedim "Tavırlarım karşılaştığım muameleye göre değişir sevgili rahip."
"Seninle iyi anlaşacağız Asenath."
"Ben de bunu umut ediyorum efendim."
Görüyorsunuz ya, her zaman öcü gibi değilim ve sürekli sakarlıklar yaparak insanları çileden çıkarmıyorum. Rahip bana karşı saygı diyebileceğim bir ses tonuyla konuşmuştu ve ben de ona aynı ses tonuyla cevap vermiştim. Demek ki Gulyabani olmak benim karakterim değil, karakterimin özelliklerinden yalnızca biriydi.
Masadaki herkes kendine bulduğu sohbet arkadaşı ile konuşuyordu. Rahip benden sıkılmış olacak ki, tamamen yemeğine odaklandı ve bir kez daha kimse ile konuşmadı. General yanımda oturuyordu ve kulağıma eğildi.
"Eğleniyor musun Asenath?"
Gülümseyerek onu süzdüm ve "Evet General, siz?" dedim.
"Rahipleri sevmem." bunu benim bile zor duyacağım bir ses tonuyla söylemiş olsa da, onun düşüncelerini saklamayacak bir insan olduğunun bilincindeydim. Bu akşamı mahvetme amacında olmadığı için sessizdi kelimeleri "Sen de dindar bir insan değilsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asenath | Firavun'un Ruhu ♡ 𝐃𝐔̈𝐙𝐄𝐍𝐋𝐄𝐍𝐈̇𝐘𝐎𝐑
Ficción históricaBen Asenath. Prens Seth'in biricik hizmetkarı. Bir Firavun olduğunda, uğruma kendi kız kardeşini öldürdü. Ben Asenath. Canı beş para etmez bir köleyken, Mısır'ın Kraliçesi olan Asenath. & Binlerce yılın sonunda lahiti ilk kez aralayan kişi olma ş...