Ben Asenath. Prens Seth'in biricik hizmetkarı. Bir Firavun olduğunda, uğruma kendi kız kardeşini öldürdü.
Ben Asenath. Canı beş para etmez bir köleyken, Mısır'ın Kraliçesi olan Asenath.
&
Binlerce yılın sonunda lahiti ilk kez aralayan kişi olma ş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Vote vermeyi ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın sevgili okurlar🍀
Elimdeki tek şeyin dualar olmasının ne denli kötü olduğunu düşünüyordum güneşin esareti altında yoluma devam ederken. Parmaklarımın ucuyla atımın yelelerini okşadım ve kızım ruh halimi hissederek bacaklarımın altında gerildi. Uzun burunlu kardeşiyle konuşarak ilerliyordu önümden. Onları öldürmeyeceğimi kendime anımsattım. Kaçmayacağımı da. Ama yakalanmayacaktım da. Buraya geri gönderilmek ya da Seth'ten azar yemek için gelmemiştim.
Uzun burunlu aniden durdu ve kardeşi de birkaç saniye sonra durakladı. Uzun burunlu bana dönerek sakin bir sesle "Biraz dinleneceğiz." dedi.
Atından çevik bir hareketle yere atladı ve ayaklarının altındaki kum havaya kalktı. Atımdan inmek istemiyordum. Hatta mümkünse onunla bir olup Mitolojik bir karaktere bürünmeye bile razıydım. Uzun burunlu bana yaklaştı ve atımın eyerlerini kendi parmaklarının arasına alarak inmemi bekledi.
"Ben çevreyi kontrol etsem ya?" dedim güçlü bir sesle.
"Yemek yedikten sonra edersin."
Uzun saçlı arkadaşım çantasından çıkardığı bezi yere serdi ve yine çantasından çıkardığı yiyeceklerle doldurdu bezin üstünü. Yutkunarak ona baktım ama bizimle ilgilenmiyordu. Hayli acıkmış görünüyordu.
"Aç değilim ki." diye itiraz ettim.
Atımın eyerinden vazgeçerek belimi tuttu ve ben itiraz edemene yere indirdi "Çok konuşuyorsun çömez."
Üzerimdeki hayali tozları çırpmaya giriştiğimde hala karşımda dikiliyordu. Sinirli bir sesle "Niye kıçımdasın sürekli?" diye bağırdım.
"Güven vermeyen bir tipsin." dedi sakin bir sesle.
"Güven vermeyen bir tipim öyle mi?" dedim ufak bir kahkaha eşliğinde "Eğer gerçekten öyle bir tip olsaydım, hayvan gibi uyuduğun gecelerden birinde boğazını kesmiştim."
"Kadın gibi küs bir de."
Yumruk yaptığım elimi omzuna geçirdim, ama pek de etkilenmiş görünmedi "Yürü de yemek yiyelim."
Kolunu omzumun üzerinden attı ve kardeşine doğru yürümeye koyulduk birlikte. Onunla ağabey ve kardeş ilişkisinde olmamız gerçekten garipti. Uzun burunlu ile yaptığım ağız kavgalarını, sık sık kendi ağabeyimle de yapardım. Ve aynı şekilde tartışmalar buzlaşır, unutularak hayata devam edilirdi.
Yan yana oturduk. Bacaklarımın birbirine değiyordu ve yüzüne bakmamak için ondan başka her yere bakıyordum. Kardeşi gibi umursamaz biri değildi, merak ediyordu ve cevap almak için her şeyi yapacak gözü kara insanlardan biriydi. General ve Seth'le ilgili yalanlarıma kanmadığının da farkındaydım.
