Yumruk ve düşme seslerinin yankılandığı salona girdik beraber. Omega ve betaların savunma eğitimi aldığı yerdi burası. 'Jisung-shi. Bana. Biraz. İzin ver. Yoruldum.' Yere yığılmış bir omega- öyle olduğunu düşünüyordum- nefes nefese Jisung'a yalvarıyordu.
'Böyle mi koruyacaksın kendini ha? Ya***k kafalı bir alfa sana saldırdığında onada mı böyle söyleyeceksin? Üzgünüm ama izin vermek yerine seni becereceğinden eminim.'
'O kadarda kötü değiller...' diye mırıldandı genç kız düştüğü yerden kalkarken. 'Senin nefretin boyut atlamış. Şu sürekli kavga ettiğin alfa, siz buraya gelmeden önce hepimizi korumak için uğraşıyordu. Minho Hyung kızgınlık geçirdiğimiz dönemlerde bile bize zarar vermedi.'
Jisung geldiğimizi fark etmemişti. Bütün salon, özellikle Minho Hyung, o ikisinin tartışmasını izliyordu. Minho Hyung ve Jisung'un tanıştığını bile bilmiyordum.
'...sen nasıl bir şey yaşadın ya da nasıl alfalarla karşılaştın bilmiyorum ama bizde bir sürü korkunç alfa gördük. Yinede senin yaptığın gibi hepsini aynı kefeye koyup canavar gözüyle bakmıyoruz. ' dedi kız sert bir ses tonuyla. Jisung'un gözlerinde bir parça kırgınlık gördüm o an. Bir şey diyecek gibi oldu ama vazgeçti sonrasında.
'Miyeon, Jisung senden büyük. Saygısızlık yapma.' Dedi yanımdaki ses. Jisung'un bakışları bize döndü. Bendense daha çok Minho Hyunga bakıyordu. Isminin Miyeon olduğunu öğrendiğimkız 'Ama ben...' diyerek savunmaya başlamıştı ki Minho Hyung'un 'Miyeon.' Diyen sert ses tonuyla Jisung'tan özür dileyip salondan ayrıldı.
'Ne zaman geldiniz, fark etmedim.' Dedi Jisung yanımıza gelirken. 'Bir süredir ' diye yanıtladı onu Minho Hyung. Aralarında ne olduğunu çözemediğim tuhaf bir bakışma geçtikten sonra konuşmaya başladı Jisung. Ses tonu fazlasıyla umursamazdı. Benim bildiğim Jisung her zaman neşeli biriydi oysaki. 'Senin gelmene gerek yoktu.'
'Seni görmek istedim'
Kelimenin tam anlamıyla yerimde çakılıp kalmıştım. Bu kulaklar neler duymuştu az önce öyle?
'Gelme dediğimi hatırlıyorum.'
'Yinede geleceğim dediğimi hatırlıyorum. '
'Minho ne yapmaya çalışıyorsun? '
Minho mu? Minho mu?! MİNHO MU?!!!!!!
Az önce bir ilke şahit olmuştum. İlk kez biri Minho Hyung'la saygı eki kullanmadan konuşmuştu. Ve Hyung buna hiç kızmamıştı.
'Ne yapmaya çalıştığımı gayet iyi biliyorsun.'
Jisung gözlerini devirip bana döndü. 'Gel, seninle boş bir salona geçelim. Burası çok kalabalık.' Ardından Minho Hyunga dönüp 'Sende git artık.Burası beta ve omegalara özel.' Dedi.
'Alfalara yasak mı? Öyle bir kural var mıydı? '
'Var. Ben koydum. Hadi Felix.'
Minho Hyung a tuhaf bir bakış attıktan sonra Jisung'un peşine takılıp boş spor salonuna girdim. Minho Hyung'tan az da olsa savunma dersi almıştım bu yüzden temel hareketleri geçip ısınmaya başladım. 'Jisung?'
'Efendim Lixie?'
'Bana anlatmak istediğin bir şey var mı?'
'Ne gibi?'
'Salağa yatma da anlat.'
'Önemsiz bir şey. Anlatmaya değecek bir yanı yok.'
Kaşlarımı çatıp ona baktım. 'Ah...peki, anlatıcam. Ama şimdi değil. Akşam bizde kal. Ben, sen, Binnie, bizim aşk kuşlarını da çağırırız. Oturup konuşuruz o zaman. Hem senin de anlatacak bir şeylerin var gibi, hmm?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omegaverse | Hyunlix
Fanfiction'Artık sözünü tutma zamanın geldi Felix.' Yan shipler: Minsung, Chanchang, Seungin 1#Straykids/170122 4#Felix/180122