30| Ben iyiyim

6.4K 687 276
                                    

Hyunjin'den | Hücre

1. Gün 

Anne ben iyiyim.

Biraz soğuk burası ama ben üşümem zaten. Karanlıktan da korkmam, yalnızlıktan da. Tamam belki biraz korkuyor olabilirim yalnızlıktan. Sorun değil o kadar, endişelenme. Sıkıldım azıcık, belki bir tık da yorgunum. Ama cidden sorun değil. Alışmaya çalışıyorum. Alışmak gibi değilde katlanmak zorundayım diyelim.

Anne söylemiş miydim?

Seni çok seviyorum.

2. Gün 

Baba ben iyiyim.

Sormadın ama yine de söyleyeyim dedim. Yani iyi olduğumu bilirsen üzülürsün belki diye. Üzül diye iyi olduğumu söyledim. Yoksa iyi falan değilim aslında, bok gibi hissediyorum. Anneme söylemedim bunu, anneme söylesem üzülür çünkü. Sana söylüyorum ama. Ben iyiyim. Ben iyiyim. İyi.

Duy ve üzül tamam mı? Kötü olduğumu sanıp sevinme diye söylemiyorum bunu sana. Ben iyiyim. Bunu bil ve üzül. Benim üzüldüğüm gibi.

O kadar kırgınım ki sana...

Verdiğin hiçbir sözü tutmadın. Zaten hiç söz de vermedin bana. Giderek yabancılaştık birbirimize. Anılarımda yer edinmesen unuturdum çoktan yüzünü. Belki yanından geçerdim yürüyerek, o kadar unutmuş olurdum ki seni umursamaz, geçer giderdim direkt. Ama öyle anılarımız var ki, öyle şeyler yaşadık ki birlikte, istesem de unutamıyorum. Hayallerimde hep canlısın baba ama gerçekte ölmüş gibisin. Korkutuyordu bu başta beni. Mesafeler girdi aramıza. Öyle kilometreler, dağlar, yollar gibi değilde....Kalpler girdi aramıza. Beni kırdığın yerden, kırıp boşluklar bıraktığın yerden mesafeler girdi. 

Beni ilk kollarının arasına aldığın zamanı hatırlıyor musun? Ben hatırlamıyorum. Zaten en son ne zaman sarıldık onu da hatırlamıyorum. Belki de hiç sarılmadığımız içindir, bilmiyorum. Sana karşı olan sevgimi bastıran şey, bana karşı yükselen sesindi hep. Annem gibi değildin, o ninniler söylerdi bana. Sense küfürler ederdin. O başımı okşardı, sense bana bir tek vurmak için dokunurdun. Annem sakınırdı bütün kötülüklerden beni. Sense o kötülüklerin içine iterdin beni. Neymiş efendim? Güçlü olmalıymışım...

İnandığım tüm değerleri kırdın. Diğer çocuklar oyun oynarken dışarıda ben bir kafese kapatılıp dövüyor ve dövülüyordum. Yaşıtlarım misket oynamayı öğrenirken ben öldürmenin türlerini öğreniyordum. Boyun arteri, gırtlak, karın üst boşluğu ve omur kemiğine yeterince sert vurursam tek hamlede bir insanı öldürebilirdim. Ki yapmıştım da. Daha o yaşta beni savaşmak zorunda bıraktığın onlarca insanı öldürdüm. Ellerimin ölüm kokmasının sebebi sendin. İçimdeki canavarı doğuran, onu besleyen, onun beni yemesine izin veren sendin.

Sevdiğim her şeyi elimden aldın. 

O zamanlar sevdiğim tek şey annemdi. Bizi senden korumak istedi diye onun canını aldın. Ben onun cesedini bile göremedim, bir kez olsun soğuk bedenini öpüp ona beni beklemesini söyleyemedim. Kim bilir nasıl öldürmüştün onu? Benim yaptığım gibi parçalara mı ayırmıştın? Çok acı çekmiş miydi ölürken?  Ya da belki biraz da olsa vicdanlı davranıp hızlı ve kolay bir ölüm sunmuştun ona?

Ben o gün ilk kez evden kaçtım. Hayatımın en kötü günü olduğunu sanmıştım. Halbuki hayat yaptıklarının telafisi olsun diye bana bir hediye vermişti. Her gün onu görmeye gittim ve her gün dayak yedim senden. Artık acıtmıyordu,  onu görünce iyileşiyordu bütün yaralarım. 

3. Gün 

Sevgilim, güzel meleğim...Korkma ben iyiyim.

Sen şu boktan dünyada rastladığım en güzel şeysin. Bunca kötülük,  bunca nefret, bunca acı arasında, bana iyi gelen, nefesinde hayat bulduğum, beklemeyi bile sevdiren, sırf sana söz verdim diye şu parmaklıkları,  şu kapıları, duvarları kırmamam için direndiren,  tüm o aşk şarkılarını anlamlı kılan bu sevginin adını koyamıyorum. 

Her şey çok zor şimdi. Çok zor ama korkma, halledeceğim. Yeter ki sen elimden tut. Yeter ki sen beni unutma. Gerçi sen çok güzelsin, unutuşun bile güzel olur şimdi. Eğer öyle olursa hatırlatmaya kıyamam ki ben...

Bıkmadan,  usanmadan, yorulmadan, her şeyden, herkesten çok seviyorum seni.

4. Gün 

Ve son olarak ben iyiyim Tanrım...

Beni sınadığın çoğu sınavı geçemedim belki ama yine de beni ödüllendirdin. Çok kez isyan etme noktasına geldim ama sen sevgilimi yaratmışken ben sana isyan edemezdim. 

Düştüysem kalkarım elbet, dert değil. 

Yorulsam da dert değil. 

Ağlasam da dert değil. 

Darılsam da dert değil. 

Daralsam da dert değil. 

Yeterki onu benden alma.

5. Gün 

Eğer delirebilseydim kafamı duvarlara vura vura 'Beni sevgilime götürün!' Derdim. Damarlarımda dolaşıp duran bu şey aylak gibi dolaşmamdan başka bir şey yapmama izin verseydi söküp atardım bu parmaklıkları. 

Keşke seni ceplerime sığdırabilseydim sevgilim...

Ayrı kalmak öldürüyor beni. Eksiliyorum giderek, sanki içi su dolu çatlak bir bardağım. Bardak bedenim ve su ruhum. Ruhum bedenimden akıp gidiyor öylece. Bilemiyorum ellerimi nereye koyacağımı. Boğazım düğümleniyor, yutkunamıyorum. Çünkü bir ağrı saplanıyor ciğerlerime. Dağılıyorum...

Keşke gösterebilseydim sen gidince kanser olan yanlarımın dökülen saçlarını. Keşke söyleyebilseydim gözyaşlarımın yanaklarımı ne kadar acıttığını. Keşke bilseydin üzerime evlerin, denizlerin, göklerin, yolların yıkıldığını... Görseydin o enkazın altında nasıl nefessiz kaldığımı.

Sen gidince dağılıyor işte bütün düzenim. Sen gidince yok oluyor sanki ruhumun sağ kalan son parçaları. Seninle uysallaşıyor içimdeki öfke, seninle güzelleşiyorum ben. 

Yani eğer kesmediysem sensiz geçirdiğim bunca zaman boyunca bileklerimi dikine, sırf sen hala benimsin diye.

Ah sevgilim...Şu an öyle bir haldeyim ki sana okuyabileceğim binlerce şiir, binlerce şarkı var ama öyle bir uyuşmuş ki zihnim seni görünce sarılacak mecalim bile kalmayacak eminim...

▪️▪️▪️

Hyunjin ne yapıyor diye merak edenlere gelsin bu bölüm.  Çocuk zaten deliydi, bir de ilaç verdiniz hepten kaybettik...

  Çocuk zaten deliydi, bir de ilaç verdiniz hepten kaybettik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Keşke öpüşmüş olsaydınız)

Omegaverse | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin