Öfke bütün hücrelerimde tek tek yayılıyordu. Jisung anlattıkça sinirden mi yoksa üzüntüden mi olduğunu anlayamadığım göz yaşlarım akıyordu. 'Ağlamasana, geçti gitti' dedi Jisung beni dürterken. Geçip gitmediği belliydi. Yaşadıkları ruhunda öyle derin yaralar açmıştı ki şimdi bile yeryüzündeki bütün alfalardan nefret ediyordu. Hak verebiliyordum. Başına yaşayabileceğimiz en kötü şey gelmişti, çıkıp da ona teselli veremezdim. Anlattıklarımızı bir kenara bırakıp gecenin geri kalanını eğlenerek geçirmeye çalıştık. Pek mümkün olmadı gerçi. Jisung'un söyledikleri bir türlü aklımdan çıkmıyordu.
'Jeongin bırak şu telefonu!' Diye bağırdı Changbin. Seungmin ile konuşuyor, bizi takmıyordu. 'Ayrılsana sen Seungmin den. Hepimiz bekarız , sen evlisin. Ya ayrıl ya da seninle arkadaşlığımızı bitireceğiz.'
'Aynen, evlilerle arkadaşlık yapm-' diye söze başlamıştım ki zil sesiyle sözüm yarıda kaldı. Jisung'un telefonu çalıyordu. 'Chan Hyung' dedi telefonu açarken.
'Efendim Hyung?'
Chan Hyung ona ne demişti bilmiyorum ama Jisung'un yüz ifadesi baştan aşağıya değişmişti. 'Tamam, hemen geliyorum. Evet...Evet Felix yanımda. Evdeyiz...Peki çağıracağım birilerini. Tamam anladım...'
Telefonu cebine atarken hızla pijamalarını kıyafetleriyle değiştirdi. Bu sırada bize neler olduğunu anlatmaya başlamıştı. '9. Bölgeyle sınırda çatışma çıkmış. Jeongin sen buraya koruma çağır. Felix le hiçbir yere ayrılmayın. Seungmin e de haber ver OHAL duyurusu yapsın. Changbin sen hastaneye, izinde olan tüm görevlileri çağır.'
Soluksuz konuşurken eline muşta takmıştı. Silah ve bıçak aldığını görünce şok olmuştum. Jeongin hemen Seungmin i aramıştı ve çok geçmeden OHAL çağrısı şehrin her tarafında duyulmaya başlamıştı. Changbin sağlık görevlilerini arıyor, Jeongin eve koruma çağırıyor, Jisung bizi tembihlerken evden koşarak çıkıyordu. Dışarıda olan tüm insanlar evlerine doluşmaya başlamıştı. Devriyeler sıkılaşmış, korumalar etrafta dört dolanıyordu. Minho Hyung beni aramış, hiçbir yere gitmemi ve kendime çok dikkat etmem gerektiğini söylemişti. Çatışma dedikleri eğer iki buçuk ay önceki gibiyse kendini koruması gereken ben değil, oydu.
Çok geçmeden korumalar eve gelmişti bile. Changbin hastaneye, Jisung da Çatışma alanına gitmişti. Birden bire olan her şey kafamı karıştırmıştı. 'Sıranın onlarada geleceğini anlayıp ilk saldırıyı yapmak istemiş olmalılar. ' diye açıkladı Jeongin. Dakikalara geçti ama kimseden bir haber gelmedi. İki saatin sonunda nihayet Minho Hyung bana mesaj atmıştı.
'Yanında bir korumayla XXX marketinin önüne gel. Seni daha güvenli bir yere götüreceğim.'
Mesajı Jeongin'e gösterdim. 'Dışarı çıkmak tehlikeli Felix, gelemeyeceğini söyle. '
'Ama abim çağırıyor, market uzak değil zaten.'
Üstümü değiştirip korumalara döndüm. 'O zaman Mingyu sana eşlik edecek. Gözünü ondan ayırma, tamam mı?' Dedi Jeongin korumalardan birine. 'Dikkatli olun'
Hızla evden dışarı çıktığımızda dışarıda devriye gezen alfalardan biri bize seslendi. 'Hey, Mingyu! Gammayı nereye götürüyorsun? '
'Minho Hyung'un yanına ' diye açıkladı Mingyu. Adam bu doğru mu der gibi baktı bana. Başımı sallayıp onayladım. Ardından kimseye görünmemeye çalışarak markete ilerledik. 15 dakikalık yürüyüşün ardından markete varmıştık. Ama görünürde ne Minho Hyung ne de bizim kurtlarımızdan biri vardı. 'Felix-shi, doğru yere geldiğimizden emin misiniz?' Diye sordu yanımdaki alfa koruma.
Telefonumu çıkarıp Minho Hyunga mesaj atacaktım ki 'Oooo...gelmişsin ' dedi bir ses. Ama Minho Hyung'un sesi değildi. 'Arkama geçin Felix-shi.' Dedi Mingyu savunma pozisyonu alırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omegaverse | Hyunlix
Fanfiction'Artık sözünü tutma zamanın geldi Felix.' Yan shipler: Minsung, Chanchang, Seungin 1#Straykids/170122 4#Felix/180122