Bölüm 5

455 39 91
                                    

Konuşmalarını dinlemeye daldım.

"Bella ile stüdyoya gidiyoruz sen?" Benden Kendall'a söz etmiş miydi? Her neyse. Kendall'ın konuşmalarını duyamıyordum.

"Tamam sonra konuşuruz." dedi. Telefonu kapattı ve bana döndü.

"Sözünde duracaksın değil mi?" bu onun için niye bu kadar önemliydi ki? Sanki içsem dünyanın sonu gelecekti.

"Öyle planlıyorum. Stüdyoya ne kadar kaldı?" artık eve gitmek istiyordum, okulda çok yorulmuştum. Ayrıca çıkarmam gereken notlar vardı.

"5 dakika kadar." dedi. Yolun geri kalanını müzik dinleyerek geçirdik. "İşte geldik." dedi Harry ve arabayı durdurdu. Tam arabadan inecektim ki Harry beni durdurdu.

Bana parfümünü uzattı. "Louis'e de açıklama yapmak zorunda kalma." Bu kadar çok koktuğumu fark etmemiştim. Harry'den parfümü aldım ve üstüme sıktım. Harry'nin parfümüydü. Artık bende Harry gibi kokuyordum. Bu muhteşemdi. O mükemmel kokusunu sürekli koklayabilirdin artık. Daha ne kadar abartabilirdim. Sadece bir parfüm dedim kendi kendime.

"Teşekkürler." dedim Harry'e dönerek. Harry boynuma doğru yaklaştı. Sakinim, sakinim, sakinim, sakinim. Ne yapıyor bu??? Sakin bir şekilde dümdüz durmaya çalıştım.

Boynum da hissettiğim ürpertiyle içim titredi. Az önce boynumu mu koklamıştı? Geri çekildi ve "Gerçekten de güzel kokuyormuşum." dedi. Bu kadar yaklaşması gerekli miydi? Tanrım, parfümü eline sıkıp koklayabilirdi. Boynum zaten hassas bir bölgeydi.
Boynumdan çok gıdıklanıyordum.

Harry'e cevap olarak gözümü devirdim. Şanslıydım ki duygularımı dışa yansıtmadan saklayabiliyordum.

Arabadan indik. Daha önce stüdyoya gelmiştim ama uzun zaman olmuştu. İçeri girdik. Harry güvenliğe "Neredeler?" diye sordu. Güvenlik cevap verdikten sonra bulundukları kata çıkmak için asansöre ilerledik.

Asansörü beklerken sordum "Stüdyoda işiniz ne zaman biter?"

"1 saat ya da daha fazla." dedi. Asansöre bindik, Harry ineceğimiz kata bastı.

"Burada saklambaç oynadığımızı hatırlıyor musun?" diye sordu. Eskiden stüdyoda çok sıkılınca Niall, Harry ve Liam'la saklambaç oynardık. Zayn ve Louis bizimle oynamazdı ama biz oynarken çok eğlenirdik.

"Evet, eğlenceliydi." dedim gülerek. "Niall senin geleceğini duyunca saklambaç oynamak için ısrar edip durdu." dedi. Güldüm. Niall'ın bunu istemesine şaşırmadım çünkü oynarken en çok gülen ve eğlenen oydu ama yine de saklambaç için biraz büyümedik mi?

"Eğer çok isterse oynayabiliriz. Niall'a asla hayır diyemem." dedim. Niall'a kimse hayır diyemezdi. Bir şey isterken hep en tatlı surat ifadesini yapardı ve eğer istediği şeyi yapmazsak bizimle 1 hafta konuşmazdı.

Asansörden indik ve bir odaya ilerledik. İçeride Niall, Louis ve Liam vardı. Bizim geldiğimizi fark ettiler.

"Hoşgeldin Bella." dedi Niall sarılarak. Aynı şekilde Liam'la da sarıldık. Sıra Louis'e geldiğinde konuştu.

"İlk günün nasıl geçti ufaklık." dedi ve başımı okşadı. Ufaklık? Beni sinirlendirmeyi gerçekten iyi biliyor. Louis'nin ufaklık kelimesini göz ardı ettim ve cevap verdim.

"Beklediğimden iyi geçti." dedim. Detaylı bir şekilde eve gidince anlatırdım.

"Zayn nerede?" diye sordum.
"Kayıt sırası Zayn de birazdan beni de alacaklar. Harry, Liam ve Niall'ın işleri bitti. Siz bizi bekleyeceksiniz." dedi Louis, ona başımı salladım. Umarım kısa sürerdi.

Gotta Be You- Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin