"Hikayenin sonunu oldukça merak ediyorum." dedi fısıldayarak. Geri çekildi. Yüzünde ufak bir gülümsemeyle gözlerini bana dikmişti.
Ağzımdan hiçbir kelime çıkamadı. Donup kalmıştım resmen. Hiçbir şey söylemeden birbirimize bakmaya devam ediyorduk. En sonunda benden uzaklaştı ve yataktan kalktı.
"İyi geceler Bella." dedi ve odadan çıktı. Birkaç saniye olduğum yerde kalmaya devam ettim. Sonunda kendime geldiğimde yaptığı hareketleri düşünmeye başladım. Hadi ama bu kadar etkilenmemeliydim. Ne yapmaya çalışıyordu? Amacı beni etkilemekse bunu kesinlikle başarmıştı. Hareketlerine bu kadar anlam yüklememeliydim.
Peki ya sorduğu soru? Muhtemelen sadece dalga geçmek için yapmıştı. Bu olay yaşanmamış gibi devam edecektim. Saat çok geç olmuştu bu düşüncelerden kurtulmaya çalışarak uyudum.
Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla uyandım.
Yukarı baktığımda iki aptal kafamdan aşağı gülerek su döküyorlardı. Niall ve Louis kafamdan aşağıya su dökmüştü. Uyanmaktan nefret ettiğimi söylemiş miydim? Uyandırılmaktan daha çok nefret ediyorum. Özellikle bu şekilde. Gülmeye devam ediyorlardı.
"Günaydın Bella! Seni uyandırmaya çalıştık ama uyanmadın. Bizde harika bir çözüm bulduk!" dedi Louis. Ona sakince gülümsedim. Ayağa kalktım ve yanına yaklaştım.
"Ne kadar güzel düşünmüşsünüz." dedim en yapmacık gülümsememle. İkisi de hiç tepki vermediğim için suratıma şaşırarak bakarlarken onlar fark etmeden aldığım su şişesini kafalarından aşağıya döktüm.
"Bella!" diye bağırmaya başladılar. "Bir daha böyle bir şeye kalkışmayın." dedim ve odadan çıktım.
Üstüm sırılsıklam olmuştu. Tuvalete gitmem lazım. Uzun koridordan tuvalete doğru ilerledim. Harry'nin odasının önünden geçerken Harry orada mı diye bakmaya çalıştım ama göremedim.
Tuvaletin önüne geldiğimde kapısı kapalıydı. Kapıyı tıklattım ama ses gelmedi. Daha ilk günden bir rezillik yaşamak istemiyordum. Bu yüzden içeride birinin olup olmadığından iyice emin olmak için kulağımı kapıya doğru yaklaştırdım. Bir anda kapını açılmasıyla tuvaletin içine doğru tökezledim ve bir vücut beni tuttu.
"Siktir." ağzımdan çıkan küfürle beni tutan kişiye doğru baktım. Harry. Altında sadece bir havlu ve ıslak saçlarıyla karşımdaydı. Duştan çıkmış olmalıydı. Gözlerim istemeden de olsa vücuduna kaydı. Saçlarından damlayan bir damla su, köprücük kemiklerinden kırlangıç dövmelerine doğru akıyordu. Damlayı izlemeye daldım.
Tam v çizgisine geldiğinde gözlerimi kaçırdım. Tanrım. O havluyu o kadar aşağıdan bağlamamalı. Hala kollarının arasında olduğumu ve vücutlarımızın yakınlığını fark ettiğimde kendimi geri çektim.
"Kapının önünde ne yapmaya çalışıyordun?" dedi bir yandan kıyafetimin üstündeki ıslaklığa bakıyordu.
"Sadece seni röntgenliyordum." dedim dalga geçerek. Dalga geçtiğimi biliyordu. Umarım.
"Sanırım başarısız oldun." biraz duraksadıktan sonra ekledi "Aslında tam olarak başarısız olduğunu söyleyemeyiz. Böyle de yetinebilirsin." dedi gözüyle çıplak gövdesini işaret ederek.
İşaret ettiği yere bir kez daha bakınca yutkundum. Tamam Bella sakinleş dedim kendi kendime.
Ben cevap verdikçe Harry'nin uzatacağını biliyordum. Konunun daha fazla uzamaması için "Ne zaman çıkacaksın? Tuvalete girmem gerek." dedim. Artık çıkması lazım. Hem tuvalete gitmem gerekiyordu hem de önümde yarı çıplak bir şekilde durmaya devam etmesi benim için giderek zorlaşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gotta Be You- Harry Styles
FanfictionOne Direction grubunda olan Louis Tomlinson'ın kardeşi Bella, üniversite için abisinin yanına taşınmak zorunda kalır.