Bölüm 12

465 39 143
                                    

Sınır: +21 oy, 110 yorum

Siktir, Harry'le öpüşmeyecektim. Harry'le göz göze geldikten sonra Bella'ya döndüm. "Bunu yapmak zorunda mıyız?" diye sordum. "Evet, herkes yaptı." diye cevapladı.

Tamam, içimden bir taraf bunun gerçekleşmesini çok istiyordu ama bir tarafım da Harry'e hala kızgındı. Ayrıca onun istemediğinden emindim. Alt tarafı bir öpücük . "Zorunda mıyız?" Harry etrafına doğru sordu. Hah istemiyor muydu? Pekala.

"Hadi ama mızıkçılık yapmayın. Bella gel buraya." dedi Nick bana gel işareti yaparak. Onunla birlikte başkaları da ısrar etti. Benim için bir sıkıntı yoktu. Bardağımdaki içkiyi kafama diktikten sonra onların olduğu tarafa doğru gitmek için ayaklandım.

Herkes saçma bir şekilde tezahürat yapmaya başlamıştı. Harry'nin yanına oturdum. "Geldim işte." dedim Nick'e doğru.

Harry'e baktığımda suratında oldukça eğleniyor gibi bir ifade vardı. Yapamayacağımı düşünüyor değil mi? Komik.

"Yaklaş." dedi Harry bana doğru. Ona yaklaştım ama bir türlü gerekli yakınlığa giremiyorduk.

"Tamam çocuklar böyle olmayacak. Bella, Harry'nin dizine otursana." dedi Nick. Sikeyim. Harry'e doğru baktığımda dizlerini göstererek yapamayacakmışım gibi gıcık bir ifadeyle bakıyordu. Tüm bu gıcıklığını ve sinir bozan hallerini sarhoş olmasına veriyorum.

"Pekala." dedim ve elbisemin açılmamasına dikkat ederek Harry'nin dizlerine oturdum. Harry böyle bir şey beklemediği için aniden kasıldı.

"İyi misin?" diye sordum alayla. "Evet." dedi kaşları çatılı bir şekilde. "1 dakikayı ayarlıyorum." dedi arkadan birisi, onu onayladık.

Ah işte başlıyoruz. Heyecanlanmıştım, sonunda o tapılası dudaklarını öpecektim. "Başladı." dediler. Harry'le göz göze baktık ve bana doğru yaklaştı.

Ben de ona yaklaşınca eliyle ensemden tutarak dudaklarımızı birleştirdi. Ah, böyle bir hamle beklemiyordum. Yumuşak dudaklarıyla temas edince kalbimin atış hızı biraz artmıştı.

Dudaklarımı aralamamla dilini ağzımın içine doğru yönlendirdi. Dillerimiz birbirine sert bir şekilde çarpıyordu. Ben oldukça yavaş davranırken o sert davranıyordu. Ah tanrım, o bu işte çok iyiydi.

Etrafımızdakiler abuk subuk sesler çıkarmaya başlamıştı. Beni biraz daha kendisine doğru çekti. Sanki daha fazlasını istiyormuş gibi. Beni kendisine doğru çekmesiyle altımda uzunluğunu hissedince ağzımdan hafif bir inleme kaçırdım.

Harry ise hiç bozuntuya vermeden diliyle harikalar çıkartmaya devam ediyordu. Sikttir bu tadı özleyeceğim.

"Tamam 1 dakika doldu." bunu duymamla beraber ağızlarımızı ayırdım. Harry'e baktığımda zaten kırmızı olan dudaklarının daha fazla kızardığını gördüm.

1 dakika nasıl bu kadar çabuk geçmişti? İkimiz de nefes nefese kalmıştık ama Harry'e baktığımda daha fazlasını ister gibi duruyordu. Öpüşmek istemediği hali bu muydu?

Hafifçe sırıttım ve hala Harry'nin kucağında olduğumu fark ederek üzerinden kalktım. Gözlerini bana dikmişti.

Ah, elimi yüzümü yıkamam lazım çünkü bu gerçek olamayacak kadar iyiydi. Harry'nin bu kadar iyi öpüştüğünü bilmiyordum. Kendimi sakinleştirmek için tuvalete gideceğimi söyleyerek tuvalete doğru yol aldım.

Tuvalete doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Hala bunu gerçekleşmesinin şokundaydım. Sikeyim o çok iyiydi.

Kırmızı, harika biçimli dudaklarının bu kadar güzel olması haksızlıktı. Ahh onu tekrar öpmek istiyorum. Tuvalete vardığımda sertçe kapıyı açtım ve kendimi içeri attım.

Kapı kapanacakken bir el kapanmasını engelleyince kimin geldiğine baktım. Harry. İçeri girdi, önce bana bir bakış attı ve kapıyı arkamızdan kilitledi. Sikeyim kapıyı niye kilitlemişti?

"Bana ne yaptığının farkında mısın?" diye sordu üzerime doğru gelerek. Suratına anlamaz bir ifadeyle baktım.

Harry hiç konuşmadan üzerime doğru gelmeye devam etti, ben ise geriye doğru gidiyordum. "Ne oldu Harry?" diye sordum, gözlerini gözlerime dikmişti.

Soruma cevap vermedi ve üstüme doğru yürümeye devam etti. En sonunda önümde durdu ve bakışlarını gözlerimden dudaklarıma indirdi. Ona şaşkınca bakarken bir anda dudaklarıma yapışmasıyla sırtım sertçe duvarla buluştu.

Ona karşılık vermekle ilgili tereddüt ettim. Sikeyim, o sarhoş ve yarın sabah bundan pişman olacağına eminim. Birkaç saniyelik düşünmemden sonra, Harry tam kafasını kaldıracaktı ki alt dudağını sertçe ısırarak onu engelledim.

Bunu beklemiyordu, inledi ve dilini ağzımın içine gönderdi. Dillerimizi sertçe birbirine sürtüyordu, kendini bana bastırınca inledim. Onu kasıklarımda hissetmek beni çıldırtıyordu.

Ellerini belime koydu ve beni kendisine daha çok bastırdı.

"Bunu uzun zamandır istiyordum." dedi dudaklarıma doğru nefes nefese. "Bana neler yaptığın hakkında en ufak bir fikrin bile yok." diye devam etti fısıltı şeklinde ve cevap vermeme fırsat vermeden dudağımı dişlerinin arasına alarak emdi.

Bir anda dudaklarımızı ayırdı ve boynuma doğru ilerledi. İlk önce yavaşça boynumun hassas noktalarını yaladı. Sikeyim gıdıklanıyordum ama aldığım haz gıdıklanmamı yok ediyordu.

Dil darbeleri Connor'ın yaptığı morluklara doğru ilerleyince daha da sertleşti. Gözleriyle yukarı baktı. "Bunları yok etmeliyiz öyle değil mi?" dedi ve morlukların üstüne sertçe dişlerini batırdı.

Acıyla inledim. Daha sonra ise emmeye başladı. Sanırım amacı Connorınkini kapatacak kadar büyük bir iz bırakmaktı.

O boynumu emmeye devam ederken ellerimi saçlarına doğru yönlendirdim. Saçlarıyla hafifçe çekerek oynadım ve kafasını daha çok kendime bastırdım.

Sert bir şekilde boynumu dişleyince "Siktirr Harry bu kadar morluk yeter." dedim inleyerek. Söylediğim şeyle birlikte kafasını kaldırdı ve gururla yaptığı şeye baktı. "İşte oldu." dedi ve dudaklarımızı tekrar birleştirdi.

"Seni Connor'la gördüğümde o kadar çok sinirlendim ki.." dedi kulağıma doğru. Ürperdim. Beni duvara o kadar sert bastırıyordu ki sırtım acımaya başlamıştı

Ellerini pantolonuna doğru götürünce yutkundum. Siktir, onu durdurmalıyım. Eğer sarhoş olmasaydı onunla burada sevişirdim ama şu an beni bir hata olarak görmeyeceğinden emin olamazdım. Ellerini tutarak onu durdurdum.

"Harry, sarhoşsun. Sabah bundan pişman olmanı istemiyorum." dedim. "Bella seni istiyorum." dedi istekli bir şekilde.

"Ama-" ellerimi şişkinliğine koyarak sözümü kesti. Kotunun önünde belirmiş şişliğine elimi bastırdı. Siktir. "Bana ne yaptığını görüyor musun?" diye sordu boğuk sesiyle.

Şu an ne kadar tahrik olsam da bunu yapamazdım. "Siktir Harry." dedim sıkkınlıkla. Tam bir şey söyleyecekti ki kapıya vuruş sesleri duyuldu.

"Bella orada mısın??" Bella seslenmişti. "Sen kabine gir, bazı işlerini de halledebilirsin. Birlikte çıkamayız." dedim aceleyle Harry'e doğru.

Bana memnuniyetsiz bir şekilde bakıyordu. Çok sarhoştu. Onu kolundan tuttum "Hadi Harry gir." dedim. "Pekala ama bu burada bitmedi." dedi ve kabine girdi.

Sabah kalkınca etrafımda utançla gezeceğinden emindim. O hatırlamayacaktı ama onun dudaklarını özleyecek olan bendim.

Umarım karşımda yeni sevgilileriyle dolaşmazdı. Ah bu gerçekten çok kötü olur. Ben hariç birinin Harry'nin dudaklarının tadına bakmasına katlanabileceğimi hiç sanmıyorum. Bu gece söylediklerinde ciddi olmasını umdum.

"Buradayım, geliyorum." dedim ve rastgele bir sifonu çekerek kapıya doğru gittim.

Herkese selamm, bekleyen varsa beklettiğim için özür dilerim :( Umarım beğenmişsinizdirr. İyi okumalarr!

Gotta Be You- Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin