Finale çok az kaldı. Keyifli okumalar. Kimse okumuyor ama ben yazıyorum ndkxdndl
***
Bazen herşeyi unutmak istediğiniz, hafızanısın silinmedini ölesiye dilediğiniz zamanlar oluyor mu hiç?
Bana oluyor. Bazen bütün bu yaşadıklarımın sadece kötü bir kâbus olmasını diliyorum. Keşke diyorum. Keşke hepsi birer kâbus olsa. Ama biliyorum ki yaşadığım bütün herşey gerçeğin tam anlamı.•••
"Bu karanlıktan birlikte çıkacağız. "
"Nasıl?"
"Belkide, el ele."
•••
Uyandığımda ilk yaptığım şey yatağımı toplayıp banyoya gitmek olmuştu. Banyodaki işlerimi hallettikten sonra okul üniformalarımı giyip saçlarımı iyi yandam balık sırtı ördüm. Havanın biraz soğuk olabileceğini düşünüp siyah şapkalı sweatımı üzerime giydim. Telefonumu ve çantamı alıp odamdan çıktım.
Salona indiğimde Sarper yoktu. Odasında da yoktu. Mutfaktan gelen mırıldınışları duyunca mutfakta olduğunu anlayıp mutfak kapısına ilerleyip bir süre dinleyip izledim o'nu.
"Evinin yollarına,
postersiz duvarlarına,
yağmurlu sokaklarına,
aşık oldum.Lüle lüle saçlarına,
kızarmamış yanaklarına,
ıslanmış kurallarına,
aşık oldum."Bir yandan domatesleri doğruyor bir yandan da şarkı söylüyordu. Sarper hep böyleydi. Çocukken bile sürekli şarkı söylerdi. Lisedeyken okul gösterilerinde birkaç kez sahne almıştı.
"Ooo! Sarper bey konserveriyor yine." elimde alkış tutarak yanına gidip sarıldım.
"Sadece sana. Kıymetimi bil. Kahvaltı hazır hadi geçelim."
"Benim bugün erken gitmem gerek bu seferlik affet. Seviyorum seni görüşürüz!"
Çantamı alıp ayakkabılarımı giydikten sonra direk evden çıktım. Arkamdan seslensede duymamazlıktan gelip hızlı adımlarla okula doğru yürümeye devam ettim. Kesinlikle akşam başımın etini yiyecekti. Evet, Sarper bunu kesinlikle yapacaktı.
Okula gitmek için sokağı döndüğümde karşılaşmak istediğim kesinlikle bu görüntü değildi.
Elime mektubu tutuşturan ve muhtemelen yağmurun altından bekleyen o adam karşımda duruyordu. Aramızdaki on adımlık mesafeyi sonsuza dek uzatmak istercesine koşmak istiyordum ama bacaklarım bana itaat etmiyordu. Tamammen meskeli yüzüne kilitlenmiştim. Bu adam bende birşeyler uyandırıyordu ama çözemediğim şeylerdi bunlar.
"Neden burada olduğumu sorguladığını biliyorum. Korktuğunuda biliyorum. Ama korkma, sana asla zarar vermem."
"Sen... K-kimsin?" Sesim aciz ve cızıl çıkmıştı. Korkuyordum ama en ufak tepki bile veremiyordum.
"Ben babanın arkadaşım. Biliyorum buna inanmayı tabikide istemiyorsun ama bu doğru Elfida."
"Ne demek istiyorsun? Ben hiçbir şey anlamıyorum. "
"Baban ve annen yaşıyor Elfida."
Duyduğum cümle gözlerim yuvasından fırlayacak kadar açılmıştı. Vücudum elektirik akımına kapılmış gibi tir tir titrerken duyduğum şeyi idrak etmeye çalışıyordum. Ne demek annen yaşıyor?
Ne demek annen yaşıyor?
Ben annemin cesetini görmedim.
Yıllarca annemin mezarında ağladım ben!
Ben annemin cesetini görmedim.
"Ne demek annen ve baban yaşıyor?! Ne smalıyorsun!? Ben annemim mezarına gidiyorum her hafta! Her gittiğimde ağlıyorum ben! Sen bana karşıma geçmiş annen baban yaşıyor diyorsun?! Sana inanmamı nasıl beklersin!? Sana inanmıyorum! Duydun mu beni? Sana inanmıyorum!? Benim annem babamın düşmanlarının düzenlediği sülikastta öldü! Duydun mu! Öldü! Babam beni terk etti ve intihar etti! İkiside öldü! Öldüler!"
Dizlerim artık dayanamamıştı. Dizlerimin üzerinde yere çöküp ağlamaya başladım. Hayır bu gerçek değil. İnanamazdım. Eğer bu babamın düşmanlarımdan biriyse bana boş unut veriyordu ve ben buna inanmak istemiyordum. Olamazdı.
İnanmak istiyordum. Annemi ve babamı geri istiyordum. Onlarsız geçirdiğim son beş yıl zehir olmuştu. Artık bütün bunların bir son bulmasını istiyordum. Sadece annemin kokusunu artık hırklarından değil, sadece kendinden duyabilmek istiyordum. Eskisi gibi babamın beni öperek uyandırmasını istiyordum. Ben eskiyi çok özlüyordum.
Mavi gözlü, babamın arkadaşı olduğunu iddia eden adam birkaç adımda yanıma gelip çöktü.
"Annen ve baban yaşıyor Elfida. İnanmak istemediğini biliyorum ama birde şöyle düşün. Annen ve baban öldü. Ama sen annenin cesetini görmedin. Baban seni tek edip intihar etti ama onun da cesetini görmedin. Yıllardır iki mezara gidip dualar ediyorsun, ağlıyorsun. Ama annen ve baban orada değil. Annen ve baban burada. Arkanda."
Annen ve baban burada, arkanda..
Annen ve baban burada, arkanda..
Annen ve baban burada, arkanda..
İlk önce o'na baktım. Maskeli adamın mavi gözlerine. Başını onaylarcasına aşağı yukarı salladı. Bu evet demekti. Arkama döndüğümde belkide adam kafama poşeti geçirip beni kaçıracaktı. Belkide gerçekten de anne ve babamı görecektim.
Herşey ağır modda ilerlerliyordu. Hani derler ya 'hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor.' diye, banada tam olarak o oluyordu. Anne ve babamla yaşadığım tüm anılar bir bir geçiyordu gözlerimin önünden geçiyordu sanki. Annemin sarı saçları, babamın ela gözleri..
Mavi gözlü adamın yardımıyla arkamı dönmeden ayağa kalktım. Hala korkuyordum. Hala küçük bir çocuk gibi atıyordu kalbim. Onları görmeye cesaretim var mıydı, yok muydu? Bilmiyordum ama çok istiyordum. Onları görmeyi, sarılmayı, öpüp koklamayı çok istiyordum. Sadece bu hasret bitsin istiyordum.
Arkamı döndüğümde gördüğüm manzara beni yere kenetlemeye yetmişti. Sonrası derin bir karanlık.
♡
Merhaba!
Bölüm biraz saçma oldu, kabul. Nskcnddlndek
Elfida'nın anne ve babası yaşıyor mu? Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Lütfen yorum yapın hiç yorum gelmiyor.
Gerçe kimse okumuyor ama ben yinede yazıyorum.
Bu arada finale az kaldı, yaklaşıyoruz. Haber vermek istedim.
Oy ve yorum ATIN NE OLUR
Sizleri seviyorum.görüşmek üzere💕💗
İnstagram chsimge ve wskuwggy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Doğumu Penceresi
Teen FictionElfida Sarıhan adında bir kızın yaşama öyküsü.. Elfida:" Şimdi sizlere soruyorum. Benimle birlikte hikâyemi yeniden yazmaya var mısınız?"