B5

11 5 0
                                    

Merhaba. Bir önceki bölümde "uynmıştım" yerine "utanmıştım" yazmışım nskxnskd düzlettim. Her neyse, iyi okumalar..

Bugün okul olduğundan Yavuz kendi evine gitmişti. Zaten çok fazla zahmet vermiştim. Üzerimi değiştirip okul üniformalarımı giydim. Saçlarımı iki tane balıksırtı örüp lastik tokalarla bağladım. Çantamı alıp evden çıktım.

Yürürken kullaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım. Okula yürürken müzik dinlemek hoşuma gidiyordu. Müzik listemen herhangi bir şarkıyı bailatıp yol boyu başa sararak dinledim.

Okul bahçesine geldiğimde bir kaç kişi hariç kimse bahçede değildi. Adımlarımı okul binasına yönlendirip sınıfımın olduğu kata çıktım. Her zaman ki yerime oturdum.   Bende bir kaç dakika sonra Yavuz'da sınıfa giriş yapmıştı. Gözleriyle birin arıyor gibiydi, daha sonra bana bakıp gülümsedi ve yanıma oturdu. Gülümseyerek,

"Günaydın." dedim.

"Günaydın. Nasılsın? "

"Daha iyiyim. Sen?"

"Artık bende iyiyim." ikimizde gözlerimizi birbirimizden kaçırıp gülümsedik. Aramızdaki garip his bir kaç dakikalığına bizi içine hükmetmişti. Aramızdaki sessizliği bozan, garip histen firar etmemizi sağlayan sınıfa giren Aslı öğretmen olmuştu.

"Günaydın çocuklar. Oturun." dedi gülerek. Güler yüzlü hoş bir kadındı.

Kısa süreli sohbetin ardından derse geçmiştik. Gün boyu böyle devam etmişti. Kırk beş dakikayı sekize katlayan sıradan bir okul günü.

"Yemek yemeğe inelim mi?" Yavuz yanımda ayağa kalkıp sormuştu. Tamam anlamında başımı sallayıp ona ayak uydurdum.

Yemekhanede çok fazla sora olduğundan kantinden sandıviç ve meyva suyu alıp bahçeye çıktık. Boş masaya geçip oturduğumuzda bize doru gelen birini fsrk ettim. Sedef..

"Elfida?" yaklaşıp on adım sonra yanııza gelip bir sandalye çekti. Oda bizim gibi bir sandıviç ve meyva suyu ile yetinmişti.

"Efendim?"

"O gün biraz kötü görünüyordun. Daha iyi misin? " Sedef, bu okulda tanıdığım ilk arkadaşımdı ama Yavuz'un bildiklerini bilmiyordu tabi. Gerçe, onunda bildikleri kaba taslak...

Hafif bir tebessümü yüzüme takarak cevap verdim.

"İyiyim. Sen?"

"Bende."

○○○

Okul çıkışı direk eve gelip ödevlerimin başına oturmuştum. Ödevlerim bittiğinde de mutfağa inip kendime küçük porsiyonda bir yemek hazırlayıp yedim. Bugün yorucu geçsede bu keyifli bir yorgunluktu. Beş yılın üzerime yüklediği yük türünden değildi bu yorgunluk.  Bu uzun zaman sonra hissettiğim mutluluk belirtisiydi.

Bulaşıkları makinaya yerleştirip dolpan bir çikolatalı süt alıp salondaki pencerenin önüne oturdum. Ben gökyüzünün haşmetine dalmış giderken, o ise yeryüzünde kendinden bir iz bırakıyordu.  Yağmur damlaları.. Gözlerimi yola indirdiğimde karşı aparmanın duvarına yaslanmış, siyah şemsiyenin altına gizlenmiş birini fark ettim. Üzerini tamamen siyah ile kamufle etmiş, yağmurun şiddetine inat duruşunu koruyordu. Daha fazla orada öylece durmaya devam ederse sonu onun için çokta iyi olmayacak gibiydi. Elimdeki sütü camın kenarına bırakıp camı açtım.

"Hey! Sen! Daha fazla orada durmaya devam edersen hasta olacaksın! Duyuor musun?" Kafasını sesin geldiği yere çevirdi. Yukarıya. Sonra o gözler ile karşılaştım.. Bedenim kaskatı kesilirken,o ise hızlı adımlarla uzaklaşmıştı.


Merhaba!
Yeni bölüm ile geldim.
Şunu sormak istiyorum. Sizce Elfida'nın gördüğü o gözler kime aitti? Tahminlerinizi yorumlarda belirtirseniz çok sevinirim.
Yorumlarınız benim için değerli. Hepinizi seviyorum. İyi geceler☆♡

Gün Doğumu PenceresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin