❁5❁

44 18 7
                                    

Neden mi gülüyorum?
Haklısın. Gözlerim yaşlıyken kahkaha atmak saçma duruyor. Ama sana Prens'i anlatırken bazı anılarımı anımsıyorum.
Onunla tramvaydan inip evime birlikte yürüdük yine. Tabii o zamanlar evinin buraya yakın olduğunu sandığım için buna izin veriyordum. Oysa fazlasıyla uzaktı. Neyse. Evimin önünde iki koli vardı. Prens onları benim için taşıyabileceğini söyledi. Önce itiraz ettim tabii, ama koli çok ağırdı. Büyük amcam kasabadan benim için hediyeler göndermişti - Bunu her yıl yapardı-
Prens ağır koliyi içeri taşıdı. Öyle rahatlıkla taşımıştı ki şaşmak gerek!
İkinci koliyi eğilip alacağı sırada olduğu gibi yere düştü. Çünkü bu ikinci koli beklediği gibi ağır değildi, diğerinden bir hayli hafifti. Onun o şaşkın haline öyle çok güldüm ki karnıma ağrılar girdi. Prens'in kendisi de düştüğü yerden kalkmadan kendi haline güldü. Hatta gece yatağımda durmuş, sesizce tavana bakarken bile aklıma geldiğinde kahkahalara boğuldum.

Gelip geçen insanlarda ikimizin garip haline bir o kadar garipçe bakmıştı. İnsanlar hep böyledir zaten. Ağlarsan da, gülersen de hep garipserler seni. Ama bu umrumda olmamıştı. Zaten böyle olması gerekmez miydi?

Biliyor musun, düşününce Prensin düşmesi bana şunu anımsatıyor: o koliyi ağır zannettiği için tüm gücünü vererek kaldırmaya çalıştı, ama oysa koli oldukça hafifti. Yani diyorum ki birçok şeyde herkeste böyle bir hataya düşmüyor mu sence? Bu ön yargılı olmak gibi. Belki bir şey olmadan ya da karar kılınmadan, beklentilerine uyarak hareket edilmemeli. Hazırlıklı olmak gerek. Haksız mıyım?

Prens ÖlürseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin