Yalnızlığın pençesinden bir türlü kurtulamayan, içindeki gerçek kişiliği dışına vuramayanların hikayesi. Kendi içinde keşfettiği o derin denizde, günden güne boğulanların.
Gün ışığı ruhunuzu aydınlatmaya yetmezse, yıldızların varlığını anımsayın 🌠
---
19.07.2017
Günün en yoğun olduğu öğlen saatlerinde, sokaklar insanlarla doluydu ve yaz sıcağı havaya hakimdi. En ufak bir esinti yoktu ve şehir sakinleri bundan fazlasıyla rahatsızdı. O gün, işlerinin başında olan, sahilde gezen ya da sıcağı bahane edip evine kapanan insanların haricinde, kalabalık sokakların birindeki eski bir evin önünde artık alışagelinen bir sıra vardı.
Kapının önündeki kuyruğa bakarak içten içe sırıtan genç adam ellerini kaldırıp sırayı bozan kadına bağırdı. "Lütfen sırayı bozmayın hanımlar! Kâhin Bagatur hepinizi içeriye çağıracak!"
Üç katlı, boyası dökülmüş ahşap evin zemin katını kiralayan, herkesin bildiği ismiyle Kâhin Bagatur, asıl ismiyle Giray ahşap kapıdan çıkan kadının ardından içeriden bağırdı kapının önünde bekleyen arkadaşına. "Sıradakini içeriye gönder Erez!"
Erez son derece ciddi bir ifadeyle kapıda heyecanla bekleyen balık etli kadına döndü. Kadın geniş çerçeveli gözlüğünün ardından Erez'e bakıyordu ve yaşının getirisi olan kırışıklıklarla kaplı parmaklarını sıkıca küçük kahverengi çantasına sarmıştı. Erez eliyle kapıyı gösterdi. "Buyurun efendim, Kâhin Bagatur sizi bekliyor."
Kadın heyecanla ileriye atıldı ve içeriye girdi. Evin eski laminantları her adımında gıcırdıyordu. Zemin kattaki eski kapıya ulaştığında eliyle kapıya asılı olan boncukları iterek içeriye girdi. Duvarları siyaha boyanmış odaya girdiğinde donakaldı. Odanın ortasına, yere minderler konulmuştu ve bir adam minderde oturmuş, önündeki sehpanın üzerine yerleştirilmiş tarot kartlarını düzeltiyordu.
Odanın içi sisli gibi görünüyordu fakat kadın odanın köşelerine yerleştirilmiş tütsüler yüzünden böyle göründüğünü anlamıştı. Birkaç rüya kapanı da tavandan sarkıyordu. Loş odayı aydınlatan tek ışık kaynağı da adamın etrafındaki birkaç mum idi. Kadın adama yaklaştıkça mumlardan güzel kokular yükseldiğini fark ederek iç çekti hayranlıkla. Tüm şehirde dilden dile dolaşan Kâhin Bagatur'un karşısında bulunmaktan dolayı heyecanlıydı. Herkes onun ne kadar başarılı olduğunu bilirdi.
Kahin Bagatur ismiyle bilinen Giray, gözlerini kapatmış bir şekilde yerde oturuyordu. Kadına hitaben "Otur, Meliha." dediğinde kadın irkildi.
Yere bir çırpıda oturdu ve adama baktı dikkatle. Yüzünün belirli kısımlarında siyah boyalar vardı. Özellikle de göz kapaklarına ağır bir siyahlık hakimdi. Saçları uzun ve rastalıydı. Kıyafetleri eski zamanlarda tüccarların giydiği garip kıyafetleri andırıyordu. Giray tek gözünü belli belirsiz açıp onu merakla inceleyen orta yaşlı kadına baktı ve gülmemek için dilini ısırdı.
Buraya gelen yüzlerce kişinin yaptığı gibi onu şaşkınlıkla izliyordu. Derin bir nefes alarak gözlerini tamamen açtı ve kadına baktı. "Ben sıradan falcılar gibi davranmayı sevmem, biliyorsundur. Ama insanlara yardım etmeyi severim. Bu yüzden bu işi yapıyorum. Uzatmadan konuya girmek istiyorum. Sanırım sen kocanın seni aldatıp aldatmadığını öğrenmek için buraya geldin, öyle değil mi?"
Kadın şok içinde elindeki çantayı yere düşürdü. "Evet! Bunu nasıl bildiniz?"
Giray ona alaycı bir bakış atsa da hemen toparlandı. "Başında kara bulutlar dolaşıyor Meliha. Bu kara bulutlar evini tamamen karanlığa boğmuş."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzdüşüm
Fiksi RemajaGalibiyet yalanlarla ilmek ilmek örülmüş ipin ucunda bekliyordu ve bu mücadeleyi yalnızca bir cambaz kazanabilirdi. Tüm hünerlerini sahne ışığında gösterebilecek, gözler üzerindeyken hata yapmadan ipin üzerinde gerekeni yapabilecek bir cambaz. O ipi...