day one

898 74 31
                                    

beomgyu
yeonjun konum atsana

yeonjun
atayım canım
📌konum

beomgyu
saol canim 🙏

beomgyuyla 9 yaşından beri arkadaştık. başta birbirimizle hiç anlaşamamıştık sonra sadece insanlar arasındayken kavga etmeye başladık. yalnız kaldığımızda ise çok iyi anlaşırdık, birbirimize kimseye anlatmadığımız sırlarımızı anlatırdık, bunun sayesinde en yakın arkadaş olmuştuk zaten. aynı zamanda sürekli aynı sınıflarda olmuştuk ve ailelerimiz de çok iyi geçindiği için sürekli beraberdik.

beomgyuyu artık en yakın arkadaş olarak görmediğimi ise geçen yaz fark etmiştim. sürekli reddetmiştim hayır ondan hoşlanmıyorum o benim en yakın arkadaşım diye ama onu gördüğüm an tüm bu düşüncelerim gidiyor ve geriye sanki bıraksam dışarı çıkacakmış gibi atan kalbim kalıyordu.

şimdiyse onunla aynı evde - sadece ikimizin olduğu bir evde bir hafta geçirecektim. cidden mantıklı bir fikir miydi bu?

beomgyu

YEON
hangi ev sizin

yeonjun
köşedeki açık mavi olan ev

beomgyu
heh tamam
geldim acsana kapiyi

yeonjun
açıyorum aşkım

o zamandan beri beomgyuyla hep flörtleşir gibi konuşuyordum tepkisini görmek için. genelde şaka yaptığımı sanıp sadece gülerdi. ama son zamanlarda kızardığını da görmüştüm, bundan bir şey çıkarmam gerekir miydi?

bunu düşünürken yüzümde aptal bir gülümseme oluşmuştu ki beomgyunun ayak seslerini duydum. hemen kendime çeki düzen verdim. ve şu an beomgyu karşımdaydı.

"YJ!!!"
"BG!!!"

diye bağırdıktan sonra beomgyunun ayakkabılarını çıkarmasını bekleyip çıkardığı an onu içeri çekip sıkıca sarılmıştım. başta şaşırsa da hemen karışıklık vermiş ve uzun sürdüğünü fark ettiğinde elimden kurtulmaya çalışmıştı. ne zaman sarılsak bunu yaşıyorduk, rutin gibi bir şey olmuştu.

"YEONJUN BIRAKSANA NEFES ALAMIYORUM"

"ah özür dilerim beomgyu-ah, sadece çok özlemişim seni. yoksa sen beni özlemedin mi?" son cümleyi ağlıyormuş gibi söylemiştim.

"özledim şapşal, sadece daha çok yaşamak istediğim için bırak dedim."

"SEN BENİ ÖZLEDİN Mİ- bir saniye şapşal mı dedin sen bana?"

beomgyu daha ne olduğunu anlamadan onu koltuğa atıp gıdıklamaya başlamam bir oldu.

"YEON- BIRAKSANA-"

"HAYIR BUNUN ALTINDA KALAMAM"

"DAHA İLK GÜNDEN ÖLMEMİ Mİ İSTİYORSUN YA"

"tamam tamam bıraktım, yarın devam ederiz ♡"

beomgyunun tepkisi sadece bıkmış bir bakış oldu.

ve sonra ikimiz de bulunduğumuz konumu fark ettik. ben beomgyunun üstündeydim, bir elimle yukardan onun ellerini tutuyordum, bacaklarımlaysa onun hareket etmesini engellemek için belini tutuyordum. bozuntuya vermemek için kalkmadan önce burnuna dokunup eşyalarını odama götürüyorum demiş ve hemen ordan ayrılmıştım. arkamda da kıpkırmızı bir beomgyu bırakmıştım. sonra o da hemen kendine gelip yanıma gelmişti.

"oha eviniz ne kadar büyükmüş."
"niye ilk kez görmüş gibi şaşırdın- aa doğru taşındıktan sonra ilk kez içeri giriyorsun."
"evet- ODAN MI BURASI BİZİM SALON BİLE BURASI KADAR"
"uzun yalvarmalarım sonunda ben aldım en büyük odayı"

yüzüme ağlıyormuş gibi bakıp gurur duyuyorum seninle demişti.

bundan önceki evimizde en küçük oda benimdi çünkü abim yalvarıp büyük odayı almıştı. beomgyu da bana önce kızıp sonra yalvarma dersleri vermişti, bu yüzden seninle gurur duyuyorum demişti.

"ee ben nerde kalıyorum"
"iki seçeneğin var: birincisi misafir odasındaki tozlar koliler ve bir ihtimal farelerle yatabilirsin ya da benim odamda müthiş arkadaşınla kalabilirsin."

tabii ki odada fareler yoktu, tozlu bile değildi. koli dediğim de iki tane küçük koliydi, ama minik bir yalanın kime ne zararı olabilirdi ki?

ve ben bunu söylerken müthiş arkadaşın dediğim an arkasını dönüp misafir odası nerde diye bağırmıştı, evet hala birbirimize sataşmadan duramıyorduk.

ben de arkasından koşup geri odama getirdim, getirirken azarlıyormuş gibi yapıyordum, o da kahkaha atıyordu.

geri odama girdiğimizde direkt inceleme aşamasına geçti. her yeri karıştırdıktan sonra kitaplığa yöneldi ve bir süre orda oyalandı. ben bu süre içerisinde yatağa oturmuş onu izliyordum.

inceleme işini bitirdikten sonra bana doğru yöneldi ve yanıma yattı.

"ee beğendin mi odamı?"
"oda arkadaşı arıyor musun? bak müthiş biriyimdir hiç ses çıkarmam şu köşede yaşarım fark etmezsin bile beni."
"sen ve ses çıkarmadan durmak?"
"tamam ses çıkarmadan duramam ama rahatsız etmem seni."
"sen ve beni rahatsız etmemek?"
"tamam sustum"

bu haline gülüp üstüne yastık attım, o da hiç beklemeden karşılık verdi ve olay yastık savaşına döndü.

uzun bir yastık savaşından sonra ikimiz de beomgyu karnımın üstüne olmasıyla birlikte yatakta serili kalmıştık. bir süre öyle kaldıktan sonra ikimizin de karnı guruldadı.

"ne yemek istersin?"
"evde ne varsa"
"fasulye?"
"ramen yapalım mı?"

bu konuşma da rutin gibi bir şey olmuştu bizim için. ne zaman beomgyu bize gelse ve acıktığımızda ne istersin diye sorduğumda iyi misafir rolüne bürünüp evde ne varsa derdi ve bizim evde hep sebze yemekleri olurdu. en son da ramen yemeye karar verirdik.

rameni hazırladıktan sonra salonda oturup bir şeyler izlemeye karar verdik. rameni bitirdikten sonra filmi durdurup bulaşıkları yıkayıp kaldığımız yerden devam etmiştik.

film bittiğinde ikimizin de uykusu gelmişti o yüzden uyumaya karar verdik.
yer yatağı yapmak için annemlerin odasından yorganları ve yastığı alıp odama geçtik.

ve şimdi kavga ediyorduk.

"niye senin yatağında uyuyayım aa bırak yerde uyuyayım işte"
"misafiri yerde mi uyutacağım ha"
"misafir dediğin benim ve az önce beni dövüyordun YERDE YATMAK MI SORUN OLDU"
"BELİN Mİ AĞRISIN BUNA GÖZ MÜ YUMAYIM HA"
"SENİN BELİN AĞRIMAYACAK MI"
"MİSAFİRSİN SEN"

kavgamız bir süre devam ettikten sonra sonuç olara onun dediği olmuştu. ben de neyse yarın o burda yatar deyip çok üstelememiştim ve ikimiz de uykuya dalmıştık.




✓ 3 weeks # beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin