"soobin sakince anlat yalvarırım"
daha yeni uyanmıştık ki yine üç kişi kendileri kadar poşetlerle kapımızda belirmişti. soobin eve girdiği gibi hiç boş muhabbet etmeden bizi direkt salona atmış ve dün yaşananları anlatıyordu.
"BU KADAR SAKİN OLABİLİYORUM YEONJUN ÜSTÜME GELME"
"TAMAM DA TANE TANE ANLAT BARİ HİÇBİR ŞEY ANLAMADIK "
"TAMAM en başa geri dönüyorum o zaman. şimdi ben çocuğun evine gittim almak için sonra otobüs durağına gittik. yürürken çok konuşmadı utandığı için NASIL TATLI BİR GÖRSENİZ. sonra otobüse bindik orda açıldı biraz. indikten sonra da önce gezelim dedik çünkü sokaklar çok güzeldi. orda biraz dolandıktan sonra bir yerde otursak mı derken çok güzel bir kafe çıktı karşımıza orda oturduk baya çok güzeldi. biraz fazla flört etmiş olabilirim galiba AMA NAPABİLİRİM ÇOK TATLIYDI. neyse sonra kalktık biraz daha gezindik mağazalara falan girdik bir sürü hediye aldım aşkıma-
"zengin piç"
"sen değilsin sanki be. hem ben hediye vererek sevgimi belli etmeyi severim."
"çocuk bunu biliyordur umarım yoksa seni cidden zengin bir piç olarak görmüştür."
"yok yok biliyor taehyhn- BİLİYORDUR DEĞİL Mİ TAEHYUN BENİ PİÇ OLARAK GÖRMEMİŞTİR DEĞİL Mİ- hayır ya durun bir sona geleyim görürsünüz boşuna stres ettirdiniz beni. nerde kalmıştım heh işte orda da biraz gezdikten sonra acıktık ondan ben bir restorana oturalım dedim o da biraz dayanıp dayanamayacağımı sordu ben de dayanırım dedikten sonra bana yemek yapacağını söyledi. tabii ben bir heyecanlandım yerimde duramıyordum o da bu halime gülüyordu öyle geçti otobüs yolculuğumuz. sonra indik evine gittik hemen elindekileri bırakıp yemek yapmaya koyuldu. yardım edeyim deyince de mutfaktan attı bir şeyleri kırarım diye. çok kısa sürede hazırladı her şeyi VE O KADAR GÜZELDİ Kİ ANLATAMAM HEM HIZLI HEM DE ÇOK GÜZEL YEMEK YAPIYOR DAHA NOLSUN. beraber yemek yedik sonra bitirdiğimizde hava kararmaya başlayacaktı ben de yolum uzun diye kalkayım dedim o da biraz beklememi söyleyip yukarı koştu hemen. 10 dakika sonra kutuyla geri döndü içinde bileklikler ve kolye vardı BENİM İÇİN YAPMIŞ BUGÜNKÜ HEDİYELER İÇİN YERİM BU ÇOCUĞU."
"ee bu kadar mı?"
"evet sonra heyecandan sarılıp havaya kaldırdım çocuğu yanlışlıkla sonra da utançtan koşarak çıktım."
"o sonuncu olmasa iyiymiş"
"sen konuşma yeonjun"
biraz daha soobine sataşmaya çalıştık ama bize geri saldırdığı için çok da sataşmadık.
"kısaca hala çıkmıyorsunuz?"
"yüzden elli diyelim"
"ya yüzde yüzdür ya da sıfırdır soobin"
"sus taehyun sen ne anlarsın. neyse halledeceğim güvenin bana, en azından sizden daha önce sevgilim olacak her türlü"
haklı olduğu için hiçbir şey diyememiştik. bir süre sessizlikten sonra kalkıp odamdan kartları aldım ve onları oynamaya başladık.
baya oynadıktan sonra birazdan hava kararmaya başlayacağı için soobinler gitmeye karar verdi. onlar gittikten sonra beomgyuyla ortalığı toplayıp aldıkları ve yiyemediğimiz abur cuburları dolaba kaldırdık.
"yarın markete gidelim yine, yiyecek şeyler var ama hava gittikçe soğumaya başladı sonra çıkamayabiliriz"
"olur, şansımıza tek yarın güneşli sonrası full yağmurlu"
"iyi bari biraz vakit geçiririz dışarda"
"evet"
ikimiz de gülümseyerek işlerimize geri döndük. bitirdiğimizde geçen günlerde başladığımız diziye devam ettik ve tüm akşam onu izledik. bitirdiğimizde saat ikiye geliyordu ve gözlerimiz yarı açık bir şekilde yatağa gittik. beomgyu hemen uyuyamadığı için konuşmaya başladı.
"vay be soobinin bile sevgilisi olacak"
"inanılır gibi değil"
"asıl inanılır olmayan bu kadar hızlı olmaları. daha geçen dönemin ortalarında tanışmamışlar mıydı?"
"evet"
"kıskandım" bunu çok kısık bir sesle söylemişti.
ve karar vermiştim, beomgyuya o gitmeden önce ondan hoşlandığımı itiraf edecektim.
