"soobin nereye gitti?"
saat iki gibi kalkmıştık ve soobin kalktığı gibi ağzına ekmek tıkıp dışarı atmıştı kendini.
"aşkıma kavuşmaya gidiyorum diye attı kendini dışarı"
"ne?"
"çocuğun evine gidip çıkma teklifi etmeye karar verdi de gece çok sorgulamayın"
"haa tamam, tam soobinlik bir hareket."
"eh ben de gideyim bari yalnız kalın siz"
"zaten yeonjun atabilir gibi bakıyor bize"
"evet hadi gidin sevgilimle yalnız kalmak istiyorum"
"bize olan sevgin gözümü yaşartıyor hyung. neyse görüşürüz"
"görüşürüz"
sonunda yalnız kaldık.
"ee ne yapalım?"
"bilmem sevgililer ne yapar ki?"
"güzel soru...A BULDUM. evde pizza yapmak için malzeme var mı?"
"evet, pizza mı yapacağız?"
"evet ama kalpli, hep seninle denemek istiyordum"
böylece pizza yapmaya başlamıştık. beraber sürekli yemek yapardık ve çok eğlenirdik ama bu seferki yapışımız daha da keyifliydi.
diye düşünürken unla kavga etmeye başladım. tamam ilk ben başlattım ama bu kadar uzamasını beklemiyordum. her yer un olmuştu, biz de dahil.
"TAMAM BEOMGYU YETER BEMBEYAZ OLDU HER YER"
"ay evet öyle olmuş pardon. ama baksana çok komik görünüyorsun"
"sen de çok farklısın sanki. neyse şurayı toplayıp banyoya girelim sonra da yiyelim pizzaları"
"lütfen"
hemen etrafı temizleyip önce beomgyu sonra da ben banyoya girmiştik. ve tam ben çıktığımda pizza da olmuştu bu yüzden hemen yemeye oturmuştuk.
"bu sefer seninle yemek yaparken daha da eğlendim"
"aklımı mı okuyorsun sen aynı şeyi ben de düşünmüştüm"
"işte choi beomgyu olmak choi yeonjunun aklını okumak demektir"
"ne demezsin. cidden bu arada ben de daha çok eğlendim. sevgili olunca böyle oluyor galiba"
"galiba evet."
bulaşıkları yıkadıktan sonra saat altı olmuştu bile ve ne yapalım derken ghibli filmlerinin maratonunu yapmaya karar vermiştik, sevgiliyle yapılacak en iyi aktiviteydi sonuçta.
geç kalktığımız için üçe kadar dayanabilmiştik ve en sonunda beomgyu omzumda uyuyakalmıştı. ben de bir süre onu izledikten sonra televizyonu kapatıp kafamı onun kafasına yasladım ve uyudum. şu an dünyadaki en huzurlu insan olabilirdim.