sabah uyandığımda yanımda beomgyuyu görmeyi beklerken boşlukla karşılaşmıştım. ben uyurken yanımdan kalkıp yerde mi yattı diye korkuyla bakarken yerdeki yatağın hiç bozulmadığını gördüm. rahatlamıştım.
demek ki imkansız gerçekleşip beomgyu benden uyanmıştı. mutfaktan sesler duyunca hemen kalkıp üstümü düzeltip mutfağa gittim. bir elinde un diğer elinde çırpıcıyla telefona bakarak yemek yapmaya çalışıyordu, üstü başı da un olmuştu.
ses etmeden bir süre izledim sonra da birkaç fotoğrafını çekip unu bırakmasını bekledim -her yerin un olmasını istemediğim için- ve sessizce arkasına geçtim. o kadar odaklanmıştı ki geldiğimi fark etmemişti bile. ben de kulağının dibine girip kollarımla masayı tutup beomgyuyu masayla arama aldım.
"imkansızı başarıp benden önce kalmışsın?"
minik bir çığlık atıp yerinde zıpladı ve karnıma vurdu, tamam bunu hak etmiştim de bu kadar da sert vurmazsın ya. yine de pozisyonumu bozmamıştım, ne kadar zor olsa da."ay sen miydin yeonjun çok pardon acıdı mi ama insan öyle arkadan gelir mi ya ödüm koptu" hepsini 3 saniyede söylemişti.
"ama seni korkutmak çok eğlenceli"
"bir de bana sor. neyse çok acıdı mı çok pardon anlık panikle çok şey ettim-"
"sakin ol beomgyu çok acımadı zaten sorun yok. napıyordun sen?"
"hah şey...geçen gün kurabiye tarifi görüp canın çekmişti ya onu yapıyordum."ağlatacak bu çocuk beni.
"elindekileri bıraksana"
"neden-" bıraktığı an neden demesine kalmadan bir elimle belini ve kollarını tutup diğer elimle saçlarını karıştırmaya başladım."SEN BENİ DÜŞÜNÜP DE ERKEN KALKIP MUTFAĞA MI GİRDİN YERİM SENİ DAYANAMIYORUM ARTIK" deyip yanağını öpmeye başladım. napayım yani bu kadar dayanabiliyordum anca.
"YEONJUN- BIRAKSANA- NE YA ARKADAŞIM İÇİN BİR ŞEY YAPMAM ÇOK MU GARİP"
"öyle düşünme canım duygulandım sadece"
"tamam hadi bırak da devam edeyim"
"kahve yapayım mı?"
"olur"beomgyuya yandan bakınca yanağının kıpkırmızı olduğunu görmüştüm, bu yüzden yüzüme hiç bakmamıştı galiba. ben de yaptıklarımı düşününce kızardım, cidden son iki gün ne olmuştu bana?
kahvaltımızı yaptıktan sonra soobinden mesaj gelmişti.
soobin
pişt
çifte kumrular
napıyonuz ayolyeonjun
kahvaltısoobin
yanınızda üç kişi daha ister misinizyeonjun
hayırsoobin
tamam geliyoruz bir saat sonrayeonjun
bir şeyler alın barisoobin
tm her şeyden alırız hadi görüşürüz"ee bugün napalım?"
"çok bir şey yapabileceğimizi sanmıyorum"
"neden?"
"soobinler geliyormuş"
"sıçtık kalan üç günümüz de evi toplamakla geçecek"
"büyük ihtimalle..."
"neyse değişiklik olur"
"tabi..."korkuyordum çünkü soobin yanlışlıkla beomgyudan hoşlandığımı öğrenmişti ve sürekli imalar yapıp beni panikletmekten çok hoşlanıyordu... sıçtım.
biz bulaşıkları ve evi toplarken bir saat geçmişti bile. tam beş dakika oturalım dediğimizde zil çalmıştı. kapıyı açtığımızda kendileri kadar poşet taşıyan üç kişiyle karşılaşmıştık. kapıyı kapatmak istemiştim ama artık çok geçti.