day seventeen

286 36 2
                                    

"hayır yeonjun bak buraya koyacaksın"

"ama oraya koyarsam burası eksik kalacak"

"hayır ama oraya tam uymuyor ki başka bir parçası var oranın"

can sıkıntısından yapboz yapmaya başlamıştık ve üç saattir başındaydık. çok az kalmıştı lütfen bit artık.

"SON ÜÇ PARÇA YEONJUN"

"SONUNDA BİTİYOR"

"tamam bu buraya, şu da şuraya...bir saniye bir parça daha olması nerde o?"

"dur arayalım hemen belki şuradadır...yok yok koltuğun altında...ya da halının altında..."

"cidden...yok mu...üç saattir uğraştık ve parça mı kayıp..."

hasiktir hatırladım.

"beomgyu...bu yapbozun neden evde boş boş durduğunu hatırladım...parçası eksikti ondan kimse yapmıyordu bunu" beomgyu öldürecek beni.

"kaçman için beş saniyen var- ya da yok GEL ŞURAYA ÜÇ SAAT BUNUNLA UĞRAŞTIK VE PARÇA MI EKSİK" beomgyu bir anda üstüme atlamıştı.

saçlarımı yolmasın diye kollarını tutmaya çalışıyordum. üstümde olması bir tık sıkıntı yaratıyordu bu yüzden onu altıma aldım- tamam böyle deyince bir garip oldu.

"BEOMGYU SAKİN OL ÜÇ SAATÇİK UĞRAŞTIK SADECE"

"t-tamam sen de ahaha hemen g-gaza geldin ç-çekilsene canım aa hiç s-sorun değil yani-"

"utandın mı sen?"

"y-yok ne utanması aa-"

"kızarık yanakların tam tersini söylüyor"

"belki birazcık utanmışımdır şimdi çekil üzerimden hadi"

"hayır"

"tüm gün böyle mi kalacağız çekilsene-"

"bence kalabiliriz, seni burdan izlemek çok eğlenceli"

"piç"

"ayıp ama insan sevgilisine öyle şeyler söyler mi"

sadece bıkmış bir bakış attı. ben de daha çok zorlamamak için yüzünün her yerine öpücük bırakıp kalktım üzerinden.

"piç"

"ama bak iki oldu"

"olsun. her neyse kağıt getirsene"

"kağıdı napacaksın?"

"olmayan parçayı"

böylece eksik parçayı da çizip yerine koyduk ve üç buçuk saatlik uğraşımız sona erdi.

"gel şurdaki salıncaklara oturalım"

"tamam"

havanın açık olmasını fırsat bilerek gece yürüyüşüne çıkmıştık beomgyuyla. fikir ondan çıktığı için şaşırmıştım, karanlıktan korkuyordu sonuçta.

"sen karanlıktan korkmaz mıydın?"

"yanımda sen varken neden korkayım ki.
ama yine de karanlıkta etrafta başka hiçbir insan yokken sadece bir tane sokak lambasıyla aydınlatılan bir parktaki salıncakta oturmak korkunç evet"

"evet bir tık öyle"

"neyse çok merak ettiğim bir şey var"

"neymiş o?"

"benden hoşlandığını ilk ne zaman anladın?"

yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştu o günü hatırladığımda.

"normal bir gündü ama çok iyi bir modda değildim. bir şeyler yolunda gitmemişti ve iyi hissetmiyordum. sanki hissetmiş gibi yeonjun iyi misin, her şey yolunda mı diye mesaj atmıştın, o gün hiç görüşmemiştik bile sadece mesajlaşmıştık. cidden hissetmiş gibi atmıştın o mesajı yani. her neyse onu okuduğum an duygulandım, çok dokunaklıydı. sonra bir anda sensiz bir hayat hayal edemediğimi fark ettim, hayatımdaki en değerli kişilerden olmuşsun bir anda. daha sonra sana karşı beslediğim duyguların arkadaşlıktan da öte olduğu kafama vurdu. öyle anladım. peki ya sen nasıl anladın?"

"ben de aynı şekilde olduğunu söylesem çok mu korkunç olur?"

"belki, ama konu biz olduğumuz için korkunç değil"

"evet, aynen öyle"

birbirimizi bulabildiğimiz için çok şanslı olduğumuzu düşündüm o an.

"iyi ki hayatıma girmişsin beomgyu"

"sen de yeonjun"


✓ 3 weeks # beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin