🎊23.bölüm

257 63 8
                                    

Selammm

Ne yaparsınız be ya..

İyi okumalar canlarım..

Sınır 10 vote..

"Senin burada ne işin var"

"Kuzenimle geldik kafa dağıtmaya" charles uzaya o kadar kötü bakıyordu ki ben bile korkmuştum. Ama neden daha geçen gün o kadar iyi iken birden böyle olmaları pek normal değildi.

"Kuzeninle geldin ha başka kamp yokmuydu peki"

"En güzel kamp burası"

"Neymiş burayı güzel yapan"

"Sesi, gülüşü, bakışı" uzay bunu derken bana bakmıştı, bu adam mal kamp insan mı ne diyor bu.

"Yanlız o gözler sana bakmaz ikile"

"İstersen bir de gözlerin sahibine soralım" uzaya pür dikkat bakarken bir yandan da konuştuklarını anlamaya çalışıyordum ama yok beynim basmıyordu.

Uzay tam konuşacaktı ki charles lafını kesip bana doğru yaklaştı.

"Hadi ilay gidiyoruz"

"Nereye" dedim merakla, hala uzaya bakıyordum kime soracaktı.

"Gel yemek yiyelim acıkmadın mı"

"Acıktım ama" charles lafımı kesip

"Tamam o zaman hadi gidip yemek yiyelim" charles koluma girip beni masaya doğru götürdü.

Yemek yedikten sonra herkes ateşin etrafına toplanıp sohbet etmeye başladı.

Ben ise onları dinleyip konuştukları konulara gülüyordum,bugün charles istediği birkaç şeyi daha yapmıştım bu yüzden yorgundum.

Benden çadırını toplamamı, lusacı göle atmamı,herkesin içinde ona sarılmamı istemişti.
Tamam sonuncusu çokk güzeldi ama çok utanmıştım ama yine olsa yine yaparım.

Charles ortalarda yoktu, etrafıma bakınırken uzayın bana doğru geldiğini gördün.

"Selam oturabilir miyim?"

"Tabiki buyur" uzay yanıma oturup bana baktı,bir süre yüzümü inceledi ve bu beni rahatsız etti.

"Sabah olanlar için kusura bakma biraz tatsız şeyler yaşandı"

"Sorun değil yani sizin aranızdaki sorun umarım en kısa zamanda halledersiniz"

"Valla bende neden charlesin böyle yaptığını bilmiyorum anlamaya çalışoyorum ama yok beyefendiyi anlamak imkansız" uzayın dediği şeye güldüm.Haklıydı charles birden bire ona sert davranmaya başlamıştı en azından ben öyle biliyorum.

Uzayla biraz sohbet edip konuşmuştuk aslında kafa dengiydi ama biraz farklı davranıyordu ve bu beni rahatsız ediyordu.

Saat geç olunca uzay kendi kamp alanına döndü bende çadıra girip şeker portakalı kitabımı okumaya başladım.

.........
Birazda chalesten dinleyelim bakalım sorun ne imiş...

Charles

James ile ormana gidip biraz odun topladıktan sonra kampa dönmüştük, uzaya sinirli olmamın nedeni kendisinin ilaya karşı birşeyler hissetmesiydi yani bence öyle çünkü belli ediyor ne zaman yanyana gelsek hep ilayı soruyor,ilayın her fotosunu didik didik inceliyor.

Bu beni niye mi ilgilendiriyor çünkü arkadaşlarımı korumalıyım.
'Arkadaşlarını arkadaşından mı koruyacaksın bırak be demiyorsun kıza yanığım'hayır bir kere ilay benim arkadaşım tamam uzayda öyle ama uzaya artık gıcık oluyorum.
'Niye sevdiğin kıza yürüyor diye mi' iç ses bi s*kt*r git ya bak hala ne diyor.

İç sesimi bir kenara fırlatıp ateş yaktıkları alana doğru ilerledim ilay büyük ihtimal oradaydı gidip biraz delirtsem sorun olmazdı,yok canım sadece göle atlamasını isteyecem.

Herkes ateşin etrafına oturmuştu gözlerim ilayı ararken birden birine takıldı.Bu uzay değil miydi?
İlayın yanına oturmuş gevşek gevşek konuşuyordu,ilay ise söylediği şeylere gülüyordu ilayın benden başka kimsenin yanında gülmesini istemiyordum çünkü o gülünce güneş varlığından utanıyordu.

Ne diyorum ya ben yine saçmaladım, pür dikkat onları izliyordum bir süre konuştuktan sonra uzay bey sonunda kampına gitmeyi akıl etti ve defoldu.
İlay ise hemen ardından çadırına girdi,bir süre bekledikten sonra çadırın önüne gidip iki parmağımla çadıra vurdum ilay zinciri açıp bana baktı ardından gülümseyerek

"Ooo charles bey sonunda kampın yolunu bulabildiniz" dediği şeye gülüp "Odun topluyordum seni ısıtmak için"

"Beni ısıtmak için odun değil başka bişey lazım"bunu fısıldar gibi söylemişti ama ben duymuştum.

"Ne gibi"dedim merakla

"Boşver ya gelsene içeri"çadırın içine girip oturdum.

Uyku tulumunun üzerinde şeker portakalı kitabı vardı,kitabı biraz inceleyip ilaya döndüm.

"Uzay buraya geldi mi"diye sordum.

"Evet ben seni beklerken geldi biraz sohbet ettik gitti sonra, neden?"

"Hiç merak ettim sadece"

"Onunla aran neden bozuk"

"Bu sorunun cevabını öğrenmwk için biraz büyümen lazım" anlamaz gözlerle bana bakarken ona gülümseyip burnunu sıktım.

"Nasıl yani ne büyümesi"

"Biraz zaman geçsin öyle söylerim demek istedim canım" kafasını sallayıp anladığını belli etti ama hala biraz anlamamıştı bu yüz ifadesinden belliydi.

Bu gülmeme neden oldu bu halleri beni güldürüyordu.

"Niye gülüyorsun"

"Aklıma bişey geldi"

"Ne geldi"

"İlay sende çok meraklısın ya hem senin uykun yok mu?"

"Var ama son-"lafını kesip uyku tulumunu açtım.

"Gel bakalım hadi uyu çok yoruldun bugün"

"Ya uyurum ben sonra senle konuşuyoruz ne güzel"

"Tamam uzan hem uyu hem konuş olmaz mı?" nefesini dışarı bırakıp uyku tulumunun içine girdi.

Bir süre bişeylerden bahsedip durdu anlattığı şeyler birbirinden bağımsızdı ama yine de çok ilgi çekiciydi.

Artık konuşacak enerjisi kalmayınca ayıcığına sıkı sıkı sarılıp uyudu.

Onun uyuduğunu görünce biraz yüzünü inceledim,bebek gibiydi masum ve tatlı..

Bir süre tepesinde onu izledim ardından kendime kızıp kendi çadırıma geçtim,ne yapıyprdum ben o benim arkadaşımdı yaptığım yanlıştı uzaya kızarken bende uzay gibi yapıyprdum ve bu yanlıştı.

Hiçbir şey düşünmemeye çalışıp direk uyumak istiyordum bu yüzden hemen uyku tulumuna girip gözlerimi kapattım..

.............

Ne güzwl bir bölüm yazdım kendimi tebrik ediyorum.

Charles ilaya ufaktan aşık oluyor ama kabullenmek istemiyor çünkğ bunu yanlış buluyor neyse oy atıp yorum yapmayı unutmayın.

Sizi seviyorum küçük portugalarrrr.....😘😘😘

BENİMSİN~TEXTİNG~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin