🎊24.bölüm

255 62 19
                                        

Helloooooo..

Ne yapıyorsunuz canlarım..

Geçen bölüm baya iyiydi yanlız!
Ben çok beğendim, umarım sizde beğwnmişsinizdir.

İyi okumalar....

Sınır 10 vote

"Evet gençler toplanın bakalım" david eliyle bize gel işareti yapıyordu.
Lucas ve geri kalanlar davidin yanına gidince bende yerimden kaşkıp yavaş yavaş davidin yanına gittim.

"Evet gençler sizi buraya çağırdım çünkü bugün kamp alanını geziye çıkacaz. Yani doğayı tanıyacağız."

Lise de falan mıyız?

David gelmek isteyip istemediğimizi sormadan giyinmemizi söyleyip gitti.

Herkes çadırına gidip giyindiktrn sonra davidi beklemeye başladık.

"Evet herkes buradaysa gidelim. Charles bey hazırsınız değil mi"

"Evet evet buyrun lütfen"dedi charles kibar bir şekilde.

David amca tam yürümeye başlamıştı ki biri durmamıza neden oldu.

"Bende size katılabilir miyim?"

David uzayı onaylayıp sıraya girmesini söyledi.

"Naber"

"İyi senden"

"İyi kampta çok sıkıldım yanına geleyim dedim"

"İyi yaptın arkadaşlar bu günler içindir"dedim sadece arkadaş olduğumuzu unutmaması lazımdı değil mi?

David ormanın içinde ilerlerken bize farklı farklı şeyler anlatıyordu,çiçekleri otları,kuşları falan ama ben onu dinlemek yerine charlesi izliyordum.Maria ona bişeyler anlatıyordu ve charles güküyordu.
Gülme!!Şimdi çarpacam ağzına bir tane salak ya..

Sinirden tırnaklarımı kemirirken uzayın bana uzattığı papatyayı görmemiştim.

"Aa bana mı çok teşekkürler"dedim samimi bir sesle.

Charles bize dönüp biraz yüzümüzü inceledi ardından tekrar önüne döndü.
"Uzayy bak orada çok tatlı bir kuş varr"dedim uzayın koluna girip.

"Evet çok güzel dur fotoğrafını çekeyim"dedi yanında getirdiği kamerayı ayarlayıp kuşun fotoğrafını çekti.

Benim gözüm ise charlesteydi,bize bakıyordu ve kaşları çatıktı,oy sen sinirlendin mi yerim ben seni.

"İlay bana bak bi fotoğrafını çekeyim"
Uzaya dönüp poz verdim.
Birkaç fotoğrafımı çekip kamerayı bıraktı.
David bize buradaki en güzel sesi dinleteceğini söyleyince hepimiz susup sesi duymaya çalıştık.

"Ee ilay konuş artık buranın en güzel sesini duyalım"charlese dönüp gülümsedim.Bu nasıl iltifattır lan beynim durdu sanırım.

Çok geçmeden çok değişik ama bir o kadar da güzel bir ses duyduk.
Bu ses hem kuş sesi gibi,hem su sesi gibiydi.Huzur vericiydi.

Hem yürüyor hem etrafı izliyordum,ağaçlarda birbirinden farklı kuşlar ve çiçekler vardı.O kadar güzeldi ki tüm ormanı çantama koyup eve götürmek istiyordum.

Bunları düşünürken birden yere yapıştım,al işte havaya bakarak yürünür mü?

"İlay iyi misin?"charles hemen yanıma gelip beni oturttu.

"Bileğim çok ağrıyor"dedim ayak bileğimi tutarak.

Charles bileğime dokunup hareket ettirdi.

"Çok acıyor mu?"

"Evet çok acıyor sanırım kırıldı"

"Kırık olsa duramassın"

"Duramıyorum zaten"

"Neyse gel ayağını saralım kamp alanına kadar yürüyebilir misin?"
Daha charlese cevap vermeden araya uzay girip "Yürüyemez, ama ben taşırım çekilir misin"
Charles uzaya bakıp elini itti.

"Ben taşırım sağol"dişlerini sıktığını hissedebiliyordum,uzay ilk defa doğru bişey yaptın afferin sana.

Charles beni kucağına alınca kollarımı boynuna dolayıp kafamı göğsüne sakladım.

Dünyada tek huzur bulduğum yer onun kalbiydi.

Kamp alanı uzaktaydı ve ben biraz ağırdım.

"Charles yoruldun mu? Yorulduysan indir yürürüm ben valla bak seni yormak istemem"

"Saçamalama ilay ne yorulması kuş kadar hafifsin"

"Emin misin?"

"Tabi ki eminim hatta tahminlerime göre 50 kilosun"

"Belki biraz daha fazla olabilirim"

"Tüh tutturamadım görüyor musun" charles gülünce bende gülümsedim.

Kamp alanına varınca akşam olmak üzereydi.
Charles beni hiç indirmemişti ne kadar ısrar etsemde kabul etmemişti.

Kamp alanına yakın olan kulübeye girip beni yatağa oturttu.
Çekmeceden melhem ve sargı bezi çıkardı.

"Neresi ağrıyor"elimi kalbime götürüp"Burası"dedim.
Charles şaşkın şaşkın bana bakıyordu,burukça gülümseyip ayağımda ağrıyan yeri gösterdim.
Melhemi güzelce sürüp sardıktan sonra ayağa kalkıp bana baktı.

Tam konuşacaktım ki başını bana doğru eğince sustum.
Kafası yavaş yavaş bana gelirken gerilmeye başlamıştım,charles bana o kadar yakındı ki nefesini yüzümde hissediyordum.

Gözleri dudaklarımdaydı,kafasını aşağı doğru indirince kaskatı kesilmiştim.Yüzü boynumdan aşağı doğru gidiyordu.

Tam kalbimin üzerinde durup bekledi ardından ölmeme neden olacak şeyi yaptı.

Kalbimden öptü...
Kalbimden öptü...
Kalbimden öptü...

Kafasını kaldırıp bana gülümsedi ardından kulübeden çıktı.

Allahım sana geliyorum,elim ayağım tutmuyordu.

Biraz öyle durup şoku atlatmaya çalıştım.
Ardondan kulübeden çıkıp çadırıma gittim.
Charlesi görmek iyi bir fikir değildi,en azından şimdilik..

Uyku tulumuna girip ayıcığıma sıkı sıkı sarıldım..

Ve çok geçmeden uykuya daldım...

Ayyyyyyy çok güzel bir bölüm yazdım.

Charles aşkım yapma böyle şeyler kalbime inecek birgün..

Bölümü baaıl buldunuz??

Oy verip yorum yapmayı unutnayın...

Sizi seviyorummmmm...

♡♡♡♡♡♡♡♡♡

BENİMSİN~TEXTİNG~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin