Merhaba canlar biliyorum biraz geç oldu ama biraz yoğunum bu aralar malum yks ye 1,5 yıl kaldı.
Neyse buraya içimi karartmaya gelmedim.
İyi okumalar...
"Ayağın uğurlu geldi bize"
"Evet ilay hanım iyi ki sizi tanımışız, iyi ki bizim takıma gelmişsiniz"
"Çok teşekkürler ama sizin yardımınız ve azminizle başardık"
"Artık dağılsak mı benim beynim patlamak üzere"
"Ben sizi evinize bırakayın isterseniz"
"Aslında çok iyi olur"
"O zaman buyrun arabam burada"
Takımdakiler kendi aralarında konuşmaya başlayınca charlese döndüm.
"Hıışşt sende beni eve bıraksana"
"Tabiki de buyrun arabam şurada"
Charlesle birbirimize gülüp tekrar sarıldık.
Neden mi bu kadar mutluyduk,
F1 yarışları bitmişti ve hem takım olarak 2.olmuştuk,hemde charles bireysel de 2.olmuştu.Elindeki kupayı havaya kaldırıp biraz salladıktan sonra arabaya yöneldi.
"Buyrunuz patroniçem"
"Ayy çok kibarsiniz charles bey"
"Elbette ne sandınız"
"Teşekkürler"
Arabaya binip emniyet kemerimi taktım ve charlesin arabaya binmesini bekledim.
Kupayı arka koltuğa yerleştirip sürücü koltuğuna oturdu.
Yarışlar bittikten sonra monacoya dönmüş takımca zaferimizi kutlamıştık..
Çok yorgundum,her an uyuyabilirdim ama uyanık kalmak için herşeyi yapacaktım ve eve gidene kadar uyumayacaktım.
Yolculuk boyunca pek konuşmamış yoku izlemiştim.
Gerçi zaten konuşsamda charlesin cevap vermeye pek niyeti yokmuş gibiydi.
Bu aralar çok dalgındı,nedenini sormaya çekiniyordum.
Sonuçta beni ilgilendirmezdi.
Evin önüne geldiğimizde emniyet kemerimi çıkarıp charles ile vedalaştıktan sonra arabadan inip kapıya yürüdüm.
Charlesin gittiğini motor sesinden anlamıştım.
Kapıyı kimse açmayınca anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım.
İçerisi çok güzel kokuyordu.
Çikolatalı kek gibi...
Mutfağa doğru gittiğimde karşımdaki kişi ile şok olmuş kalmıştım.
Elimdekileri masaya fırlatıp bana gülümseyen linanın boynuna atladım.
"Kız dur yavaş biliyorum çok özledin beni ama ölecem şimdi"
Kollarımı gevşetip ona baktım hala aynıydı yüzündeki masumiyet hiç gitmemişti.
"Lisa sen haftaya gelmiyecek miydin"
"Sana süpriz yapmak istedim"
"Arasın haberi vat mıydı"
"Evet vardı ama kızma ona ben çok iyi tembihledim"
"Neyse bırak şimdi arası falan benim portugam gamzelisine kavuştu mu"
Lisa küçüklüğümüzden beri bana portuga derdi.
Bunun nedeni şeker portakalı kitabını kaç defa okusamda bıkmayıp tekrar tekrar okumamdı.
"Yok daha kavuşamadık"
"Kız bir aydır buradasın daha tavlamadın mı normalde sen çapkınsındır hemen tavlarsın istediğini"
"Ay lisa ne çapkınlığımı gördün hem bu aşk çapkınlık değil"
"Dedi lisede sevmediği kızın sevgilisini kendine aşık eden portuga"
"Kız çok gıcıktı hem iyi yaptım oh olsun zaten hiç yakışmıyorlar"
"İyi iyi inandım say gel bak sana çikolatalı kek taptım"
"Ya benim canım kuzenim bana kek mi yapmış kıyamam kıyamam"
Lisa benim kuzenimdi,halamın kızı
küçüklüğümüzde hep beraberdik.Onlar türkiyeye çok sık giderlerdi falan biz babamın işleri ve toplantıları yüzünden hiç gidemezdik.
Bazen annem giderdi ama o zaman da benim ya okulum olurdu ya da kursum.
Anlayacağınız bütün hayatımı f1 e verdiğim zamanlarım vardı.
Ama o zamanlar öyle yapmasaydım şu an burada olmazdım.
F1 maceramın nasıl başladığını size anlatmış mıydım..
Sanırım anlatmadım neyse yine anlatayım..
20 yaşında f1 federasyonuna belgelerimi ve çizimlerimi verdim fakat genç olduğum için sıcak bakmadılar,sonuçta tecrübeli insanları alıyorlardı.
Ama gelin görün ki tam ümidimi kesmişken ferrarinin eski yani benden önceki tasarımcısının.ani ölümü üzerine tasarımcı eksiği ortaya çıktı...
Bende hemen babamı ortaya koyup beni ön plana attım.
Ama bakın babamı sadece beni öne çıkarması için kullandım gerisinin hepsi benim başarım..
Binotto ve federasyon beni baya zorladı ama ben hepsinin altından kalkmayı başardım ve bumm takımdayım hemde bir aydır..
Aaa bir ay demişken evet bir aydır bu takımdaydım ve charlesle çok samimiydik.
Bu da bir başarı bence,ama hala bana arkadaş gözüyle bakıyordu çünkü hayatında meymenetsiz bir cadı vardı..
Ondan bahsetmişken bu aralar charles ile fazla konuşmuyorlardı bu benim için iyi ama charles için kötü bir haberdi.
Bu aralar çok dalgındı,aklı beş karış havadaydı kısacası..
Bu beni ne kadar mutlu etse de charlesi böyle görmek beni üzüyordu..
"Heyyo portuga sana diyorum"
"Hıı ne oldu"
"Diyorum ki duvarda gizli harfler sayılar falan mı arıyon bir saattir gözünü ayırmadın"
"Dalmışım ya"
"Charlesi düşünüyorum demiyor da"
"Lisa yok öyle bişey"
"Ay utandı tamam tamam bişey demedim hadi gel keki kesip yiyelim"
"Olur"
Lisa keki dilimlerken bende dolaptan vişne suyu çıkardım ve bardaklara doldurdum.
Lisa ile keklerimizi yiyip biraz hasret giderdik..
Onu çok özlediğim kesindi..
Abooo kitaba yeni biri girdi, hadi bakalım ne olacak huhuhu
Neyse ya ben kaçar..
Oy atıp yorum yapmayı unutmayın..
Seviyom sizi..
Haydinn bayysss..😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMSİN~TEXTİNG~
Humor14 yaşında televizyonda gördüğü bir ünlüye aşık olur mu insan?? İmkansız olduğunu söylemelerine rağmen asla pes etmeyen ilay!! Herşeyden habersiz hayatını yaşayan charles leclerc!! Sırf sevdiği adamın yanında olmak için otomotiv mühendisliği oku...