Mültimedyadaki video Taeyang'ın duygularını yansıtmaktadır. Yorumlarınızı çok merak ediyorum^^ Keyifli okumalar :)
Gözlerimi aralamadan önce dışarıdan gelen hastane cihazlarının belli belirsiz sesini duyduğumda telefonda aradığım kişinin beni kurtardığını anlamıştım. Gözlerimi açarken gözlerime dolan odanın parlak beyaz ışığı başımdaki yaranın sızlamasına neden olmuştu. Bir iki kere kırptıktan sonra gözlerim ışığa alıştı. Etrafa bakmaya çalışırken birden odaya giren doktorlarla göz göze geldim. Kısa bir muayeneden sonra kır saçlı orta yaşlı olan doktor:
-Kendine dikkat etmelisin, ucuz atlatmışsın. Dedi.
Demek bu sefer sakarlığım benim tahtalıköye yolluyordu. Doktorların odayı boşaltmasından sonra karşımda dikilen Ji Yong'u fark ettim. Yanıma temkinle adımlarla yaklaştı ve yatağımın kenarına oturdu. Sanki bir şeyler düşünüyor ama soramıyor gibiydi. Bunları sorgulayacak halimde yoktu. Başımdaki ağrı beni zorluyordu. Tüm kuvvetimi kollarıma vererek yataktan hafif doğruldum
-Beni sen mi getirdin?
Cevap vermek yerine usulca kafasını salladı. Ona hayatımı borçluydum. İçimden nasıl geliyorsa davranmaya karar verdim. Bir daha görmeyebilirdim, bu kadar yakında oturmayabilirdik. Tüm samimiyetimle boynuna sarıldım. Sarılmam bittikten sonra yataktan hızla doğruldu ve arkasını bana döndü. Yanlış mı anlaşılmıştım. Tam açıklamak için başımı kaldırdığımda kapıda elinde kahve bardağı tutan Young Bae ile bakıştıklarını gördüm. Young Bae bir anlığına bana baktı. Sonra odaya girdi. Kapıyı ardından örttü. Elinde ki karton kahve bardağını sıkarak un ufak etti. Kahvenin sıcaklığından dolayı çıkan buharı artık elinden çıkıyordu. Yerimden doğrulmaya çalışsamda başarılı olamadım. Ji Yong'a hızla yaklaştı ve yüzüne bir yumruk attı. Ji Young yere yığıldığında sadece hırsla karşısında ki adama bakıyordu.
Oda o kadar sessizdi ki gözyaşlarımdan dolayı istemsiz hıçkırıklarım Young Bae'nin bakışını üstüme çevirmesine neden olmuştu. Hırsla bakan gözleri gözlerime baktığında yumuşadığını görmüştüm. Sanki meydan okur bir sesle:
-Seveceğim seni! Senin yüzünden her şey paramparça olsa da... Dedi.
Bu neydi şimdi. Eminim bu laf benden çok yerde yatan Ji Yong'a söylenmişti. Arkasını dönüp gittiğinde ardından bakakalmıştım.
Beni yanlış anladığına o kadar emindim ki. Daldığım düşüncelerden Ji Yong'un yerden kalkmasıyla ayrıldım. Ji Yong kapıya yöneldiğinde yüzüme bakmadan:
-Merak etme, her şey düzelir. O benim dostum. Dedi.
İçimi rahatlatmak için söylenen bu sözlerde ki samimiyetsizliği yüzünü görmesem de hissedebiliyordum. Kapıdan çıkıp gittiğinde yavaşça kendimi yastığa bıraktım.
...
Gözlerimi araladığımda başımda elinde kâğıda notlar alan hemşireyi gördüm. Yoğun bakım ünitesinden normal odaya çıkartılmıştım. Boğazım yıllardır su içmemişim gibi kurumuştu. Kendimi zorlamadan: