Sanırım hikâyem başlamadan bitmişti. Belki beni Kore'de ki her şeyden koruyabilirdi ama büyükbabamdan koruyamazdı. Ailem Türkiye'nin önde gelen ailelerindendi ve hayatım özgür gibi gözükse de sınırlamalarla doluydu.
-Young Bae ailem böyle bir şeye hazır değil. Dedim.
Beklenen cevap bu değildi biliyorum. Ji Yong konuşmaya başladığında Young Bae'nin kelimeleri tükenmiş gibiydi.
-Büyükbabandan korkma, sen burada fanlardan korkmalısın. Tek bir kişiyle uğraşabiliriz. Dedi.
Sinirden gülümsedim:
-Tek bir kişi benim hayatımı yönlendiren aile büyüğüm.
Young Bae ayağa kalkıp sürahiden kendine su doldururken:
-Min Shi ne kadar kötü olabilir. Eninde sonunda sevgilin olduğum gerçeğini kabullenecektir.
Özgüvenleri iyice sinirimi bozmaya başlamıştı. Sertçe oturduğum koltuktan kalktım
-Ben Türkiye'nin sayılı ailelerinden birinin kızıyım. Siz özgürsünüz ama benim her şeyim planlı. Dedim.
Salondan çıktığımda nereye sapacağımı şaşırdım. Dışarı çıksam eve dönecek durumda değildim. Odaların kapılarını hafif aralayarak bakarken sonunda banyoyu buldum. Yüzüme soğuk su çarptığında kendime az da olsa gelmiştim. Young Bae'yi seviyordum hem de fazlasıyla. Fakat keşke onu savunacak kadar tanısaydım. Büyükbabam bugüne kadar her istediğimi yapmıştı. Ama onun artısından çok eksisi vardı. O dışarıdan bakıldığında gıpta edilmeyen bir yaşama sahipti. O bir şarkıcıydı. Bu bile başlı başına kişiliğini gölgeliyordu. Büyükbabama idol kelimesini anca böyle anlatabilirdim. Aynada ki yüzüme baktığımda vasat bir görüntü bekliyordum. Ama kafamda ki bandaj dışında kötü bir şey yoktu. Görüntümden cesaret alarak kendi kendime:
"Belki söylemeden bunu yapana bulabiliriz, belki de blöf yapıyordur." Dedim.
Bu fikir kafama yatmıştı. Azıcık olsa neşem yerine gelince salona yöneldim. Ji Yong Young Bae'nin yanına oturmuştu. Gülümseyerek:
-Bunu yapanı bulursak tüm sorunlar hallolur. Dedim.
Az önce ki sinirli halimden bu ruh haline bürünmem ikisini şaşırtmıştı. Young Bae:
-Bunu ikimiz için yapacağım.
Aradığım kararlılık buydu. Eğer onunla işler yolunda giderse onu aileme tanıtabilirdim.
Ji Yong koltuktan kalkarak yanıma geldiğinde yüzüme dikkatle baktı. Sanki bir şeyler arıyordu.
-Hadi gel sana odanı göstereyim. Dedi.
Uyku iyi olabilirdi. Kafamı salladım önümde gelmemi bekleyen Ji Yong'u iki dakika bekleterek Young Bae'nin yanına gittim. Dizlerimin üstüne oturdum ve beni kendine âşık eden gözlerine baktım.
-İyi geceler, ikimiz için bunu başaracağız. Dedim.
Yavaşça ellerimi çekerken sıcaklığını avucumda hissediyordum. Hazır olduğumu görünce Ji Yong arkasını döndü ve yürümeye başladı. Evin bu kadar büyük olduğunu fark etmemiştim. Sonunda bir kapıyı ardına kadar açtı ve sırtını kapı kirişine dayadı. Odaya girmek için geçecekken:
-Mutlu olacak mısın? Dedi.
Kafamı ona doğru çevirdim çok yakındık:
-Onu seviyorum. Dedim.
Anladım dercesine dudaklarını hafif büzerek kafa salladı
-Hadi geç içeriye. Dedi.